DOĞDUĞUMUZ İSİM KADERİMİZ Mİ?
Farkındalık

Doğduğumuz isim kaderimiz mi?

Lisans eğitimini Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik bölümünde tamamlayan, Biyoteknoloji yüksek lisansının ardından TÜBİTAK’tan aldığı bursla Kanada’da Alzheimer hastalığı ile ilgili bir projeye imza atıp, üzerine Koç Üniversitesi’nde MS hastalığı üzerine tez yazan bir sinirbilimci var karşımızda: Dr Aysu Bilge Yılmaz. Ama Mümkün Dergi’ye sol yarım küreden sağ yarım küreye geçen kimliğiyle konuk oluyor. O bir numerolog ve astrolog aynı zamanda. Kozmik Bilinç Okulu’nun eğitmenlerinden Aysu Bilge Yılmaz’a numerolojinin sırlarını sormakla kalmadık, numeroloji-astroloji bağlantılarını da anlatmasını istedik. Doğduğumuz gün ve isim kaderimiz miydi? Sayı sekansları gerçekten hayatımızı değiştiriyor muydu? İsim alarak kaderimizi yönlendirebilir miydik? Göbek adı almalı mı almamalı mı? Hayat amacımız ve o sayıların anlamı neydi? Hepsi bu röportajda!

Öncelikle sizi tanıyalım. Sanıyorum sinirbilim üzerine eğitim aldınız. Formal eğitiminizden biraz bahseder misiniz? Sonra sol yarım küreden sağ yarım küreye geçişiniz nasıl oldu? 

Ortaokul yıllarımda anneannem Alzheimer olunca onu yanımıza almıştık. Ölümüne kadar bir insanın bilincinin kaybolmasının hem kendisi hem çevresi için ne kadar acı verici olduğunu deneyimlemiş oldum ve beyin sağlığının aslında ne kadar önemli olduğunu erken yaşlarda fark ettim. Orta son sınıfta genetik okuyacağım ben diyerek, lise hayatımı tabiri caizse inekleyerek geçirdim diyebilirim. Çok şükür ki nasip de oldu ve son 15 yılım laboratuvar ortamında kök hücre çalışmaları ve sonrasında beyin hastalıkları üzerine araştırmalarla geçti. Sinirbilim üzerine doktora yaptıktan sonra bir süre daha bu alanda araştırma görevlisi olarak çalıştım. Tüm bu akademik süreç içerisinde bir yandan hayata dair her şeyle ilgili olduğum için çeşitli eğitimler aldım: NLP, metafizik, numeroloji, astroloji, hipnoz, regresyon… Rahmetli Oktay Sinanoğlu da bizlere “Bilim + Gönül” mottosuyla bilgiler verirdi. 

Sol yarım küreden sağ yarım küreye geçişimi sormuşsunuz. Bu iki küreyi birbirinden ayırmanın çok tehlikeli olduğuna inanıyorum, biri diğeri olmadan eksik kalıyor. Yin-Yang gibi düşünebiliriz. O yüzden bir geçiş olarak hissetmedim hiçbir zaman çünkü ikisi bir arada aynı anda hep varlardı. Helena Blavatsky’nin tam bu konu hakkında harika bir sözü var: “Her maneviyat bir mühendisliktir.”

Aysu Bilge Yılmaz
Aysu Bilge Yılmaz

Kısaca astroloji ve numeroloji seçiminize neler yol açtı? Aileniz, çevreniz konuya nasıl baktı? 

2017 yılında çevremdeki birkaç arkadaş, Numeroloji eğitimi aldıklarından bahsedince her zamanki gibi meraklı tarafım ‘Bunu da bir test edelim, nedir acaba numeroloji?’ diyerek eğitim almaya karar verdim. Sürekli merakımdan bahsediyorum; 10. evde İkizler stelyumum olunca ister istemez aynı anda birkaç alanla ilgileniyorum. Ay-Plüto Akrep sağ olsun, İkizler’in sığ kalabilme ihtimalini törpüleyerek derinlere dalmamı sağlıyor. Açıkçası Numeroloji eğitimi sırasında şok geçirdim. İsim ve soy ismimizden bu kadar bilgiyi nasıl edinebilirdik? Bir anda sayılara olan bakış açım değişti ve evrene, Allah’ın yarattığı bu mucizevi sisteme bir kez daha hayran kaldım. Sonrasında kiminle aynı masaya otursam isim analizini yapmaya başladım. Artık her yerde, her şeyde sayılar görmeye başlamıştım. Eğer hesap yapmayı, matematiği seviyorsanız bir kere tadını aldıktan sonra zaten bırakamıyorsunuz bu sistemi.  Astroloji eğitimi de devreye 2019 yılında girdi. Numeroloji bilgisiyle astroloji eğitimi alınca çok daha ilginç bir farkındalığa sebep oldu çünkü çok ortak nokta keşfediyordum. İsim analizi + natal harita analizi ortaya muazzam bir yol haritası çıkarıyor. Haritadan görünen şeyleri insanlar bir de kendi isim soy isimlerinden dinleyince yaşadıkları şaşkınlık, en büyük mutluluk kaynağım. Sistemi her defasında test edip yine doğru sonuç almak, akademik araştırmacı kimliğime iyi geliyor. Bu alanları bir nevi istatistiki veri toplama alanı olarak kullanıyorum bir yandan da. Arkadaş çevreme ve kuzenlerime zamanında zaten isim ve natal harita analizi yaptığım için onlar bu tarafımı hep biliyorlardı, sağ olsunlar onlardan destek bakımından şanslıyım. Ezoterizme olan ilgimle, Jung okuyucusu olmam da birleşince 2024 yılının ilk aylarında ortaya “Ezoterik ve Jungiyen bakış açısıyla Numeroloji” eğitimini çıkardı.  

“Sembol dilini bilmek, rüyalarımızı anlamlandırmada ve hayatı okumada ne kadar önemli. Bu dili bilmediğimiz için belki de çoktan cevabı bizde olan bir şeyi anlamlandıramıyoruz.”

Numeroloji ve astrolojinin, sinirbilimle nasıl bağlantıları var? Var mı?

Bu üç ayrı alanı tek bir cümlede görmek bile açıkçası beni çok heyecanlandırıyor. Her şeyden önce elbette sinirbilimci olmak esas kimliğim. Öyle olunca beyin ve beynin işleyişine dair her konuyla ilgiliyim. Örneğin, sinirbilimde bizler laboratuvar ortamında çeşitli deneyler yapar, var olan binlerce soruya cevaplar bulmaya çalışırız. Beni üzen şu ki bilinçdışı kavramıyla sinirbilim camiasında pek karşılaşmadım. Döneminin ünlü psikiyatristlerinden olan Carl Gustav Jung’un da hayatını ve kitaplarını okuyunca ruhum sanki ait olduğu esas yeri bulmuş gibi oldu. Rüyalar, kolektif bilinçdışı, arketipler, gölge kavramı gibi birçok önemli konuya kafa yormuş ve maalesef tıp camiası tarafından pek kabul görmemiş özellikle de başlarda.  Onun yaklaşımıyla dalga geçen ve bakış açısını reddeden bir çevresi olması onu çok yormuş. Halbuki sembol dilini bilmek, rüyalarımızı anlamlandırmada ve hayatı okumada ne kadar önemli. Bu dili bilmediğimiz için belki de çoktan cevabı bizde olan bir şeyi anlamlandıramıyoruz. Sayılar ve gezegenler de birer sembol ve arketip. Bu sembolleri öğrenmek kişisel anlamda ne işimize yarar? Numeroloji ve astroloji her şeyden önce birer kişisel gelişim aracı olduğu için hayat amacım nedir, hayatta sınavlarım daha çok hangi alanlardan gelecek, engellerim neler ve bunları nasıl aşabilirim, yeteneklerim neler, ilişkiler alanında sınavlarım neler gibi bir sürü sorunun cevabını bize sağlıyor. 

Bilinçdışı o kadar önemli bir kavram ki…Ettiğimiz dua kabul olmuyorsa cevabı burada, romantik ilişkilerde sürekli aynı şeyleri yaşıyorsak cevabı burada, korkularımız varsa cevabı burada. Astroloji ve numeroloji de bize, sizde var olan olası negatif bilinçdışı kodlarının ne olduğunu ve nasıl çözülmesi gerektiğine dair yol gösteren sistemler. Elimizde böyle değerli araçlar olunca neden kullanmayalım ki? Bu yüzden astroloji sadece bir öngörü yöntemi değil, psikolojik tarafı da ihmal edilmemesi gereken önemli bir araç olarak görülmeli. 

Bu karar ne değiştirdi hayatınızda? 

Her şeyin bir zamanı vardır derler ya. Akademik hayat benim hayat amacım, hayalimdi ve her anına binlerce şükür. Biraz da işin bu tarafına ağırlık vereyim bakalım ne olacak diye yola çıktım. Beklediğimden de fazla bir ilgi ve destek görmek elbette cesaretimi artırdı. Genetik ve Biyomühendislik Bölümüne ilk girdiğimde 2007’de yaşadığım bir his vardı: Ait olduğum yerdeyim. İşte aynı hissi bu kez de bu kararla yaşadım. Astroloji eğitimleri aldığım Kozmik Bilinç Okulu’nda eğitmen olmak, uzun süredir ilk kez “Evet, doğru yerdeyim!” dedirtti. Eğitimlerime katılan ve bireysel seans alan kişilerin de pozitif geribildirimleri, elbette en büyük tatmin kaynağım oldu. İnsanlara dokunabilmek, küçük de olsa hayatlarında pozitif bir etki yaratabilmek, zaten ortaokulda genetik okuyacağım diyen küçük benin hayaliydi. 

Bunların dışında bu karar elbette akademi yoğunluğundan vakit ayıramadığım zihnimde biriken onlarca fikre zaman ayırmamı sağladı. Daha üretken bir tarafa geçtim ve çok ihtiyacım varmış. Hayatta herkesin kendi üretken olabileceği alanı bulup gerçekleştirmesini kalpten dilerim. 

TANRI GEOMETRİK YÖNTEMLERİ SEVER

Numeroloji tam olarak ne anlatıyor? Kökeni nedir? 

Sembolizm, insanlığın Yaratıcı ile olan bağını anlama çabasının ilk örneklerinden biri olarak insanlık tarihi kadar eskidir. Bilgelik arayışındaki insanlar, gerçeğe ulaşma yolculuklarında gizemli anlamlarla dolu ve zamanla daha karmaşık hale gelen semboller keşfetmişler. Ancak “Tanrı geometrik yöntemlerle, sayılarla yaratır.” şeklindeki Pisagor’un temel ilkesi, bize en basit ve evrensel form hakkında önemli bilgiler sunar ve her şeyin temelinde sayısal bir düzen olduğunu anlatır.

Kelimeler, seslerin bir araya gelmesiyle oluşur ve sesler, titreşimler açığa çıkarır. Bu titreşimler, her formun temelini oluşturur. Dolayısıyla her ses, ardında bir sayı barındırır çünkü her sesin kendine has bir titreşimi vardır. Bu bağlamda, her harf benzersiz bir sese ve dolayısıyla farklı bir sayıya karşılık gelir. Numeroloji’nin temelinde de bu ilke yatar. Pisagor’un sistematize ettiği şekliyle harflerin rakamsal karşılıklarını aşağıda görelim:

123456789
ABC/ÇDEFG/ĞHI/İ
JKLMNO/ÖPQR
S/ŞTU/ÜVWXYZ 

Sayıların çakralarla nasıl bir bağlantısı var? 

Bir isimde bulunmayan sayılar, bilinçli bir tercihle ya da geçmişte dikkate alınmamış (henüz vakti gelmemiş) veya alınmış olmasına rağmen ders geçilememiş ve belki de travma/karma yaratmış tecrübeleri simgeler. İdeal olan, bir insanın tüm titreşimleri kendi içinde dengeli bir biçimde toplamasıdır o yüzden ismimizde eksik olan sayıların karşılık geldiği çakraları doğum tarihimizin desteğiyle sağlıklı şekilde çalıştırmayı amaçlarız. Eksik çakralar bizim hassas noktalarımızdır, bu hayatta özellikle bu çakraların karşılık geldiği konular üzerinde sınanırız. Ruh, bu çakraların önce gölge yanlarını çalıştırma refleksine girer ve ne zaman artık negatif tecrübeye doygunluk hissederse işte o andan itibaren olumlu-dengeli bir şekilde çalıştırmaya başlar. Artık ruhun sonraki yolculukları için takım çantasına bir harfi daha eklemiş olur. Yani bizim amacımız eksik harfleri sırasıyla tamamlamaya çalışmaktır. Buradaki başarı ve kazanma hızı, kişinin tamamen kendi iradesine ve yaşadığı olaylar karşısında tutumuna, ders alıp almama kabiliyetine bağlıdır. 

Ayşe ismini ele alalım. Bu isimde A ve Ş’den 1. çakra, Y’den 7. çakra ve E’den de 5. çakra harfleri mevcut. Yani bu çakra özelliklerini Ayşe kişisi taşır. İki adet 1. çakra harfine sahip olması bu çakra konularında oldukça güçlü bir enerjiye sahip olarak yorumlarız. Ve tahmin edeceğiniz üzere her bir çakranın temsil ettiği çok fazla ve derin başlıklar, özellikler mevcuttur. Sayı sembolizmi derya deniz bir alan.

Numeroloji ile bireysel hayat amacımızı bulabiliyor muyuz? Haritamızdaki Ay Düğümlerini ismimizden de sayı karşılığı olarak bulabiliyoruz derken ne demek istediniz?

Sesli harfler dilin ruhudur, kişinin ruh titreşimini yansıtan en önemli değerlerdir. İsim ve soy ismimizdeki sesli harflerden elde ettiğimiz sayının karşılık geldiği çakra, bizim hayat amacımızı oluşturur. Astrolojik olarak Kuzey Ay Düğümü gibi çalışır. İsimlerimizdeki her bir harf de Ayşe örneğinde gördüğümüz gibi zaten bizde var olan yeteneklerdir ve bunlar da bir nevi Güney Ay Düğümü gibidir. Hayat amacımız olan sayı üzerinde çalışırken ismimizde var olan harflerin özelliklerinden faydalanırız.

Örnek olarak Mümkün Dergi’nin hayat amacını hesaplayalım. Sesli harflerden hayat amacını tespit ediyoruz demiştik.

                                                                Mümkün     Dergi

                                                                   3    3          5   9

                                                                      6              14

                                                                      6          1 + 4 = 5

Fark ettiyseniz 14’ü önce tek rakama indirgedik. Sizler de isim veya soy isminizden çift haneli bir sonuç elde ettiyseniz önce bunu tek haneye indirgeyip ondan sonra yanındakilerle toplamalısınız. Yani Mümkün Dergi’nin hayat amacı 6 + 5 = 11 olmuş oldu. Bunu da normalde tek haneye indirgemeliyiz. Ancak karşımıza Numeroloji’de özel diye tabir ettiğimiz bir sayı çıktı. 11 içinde insanlığa hizmeti barındıran bir görev bilinci taşır. Bu bakımdan hakikaten çok güzel ve yaptığınız şeyi destekleyen bir isim olmuş.

Astroloji – Numeroloji bağlantısını nasıl anlamalıyız? 

Bu bağlantıyı görebilmek için iki sisteme de ayrı ayrı hâkim olmak gerekiyor. Bir örnekle açıklamaya çalışayım. Güney Ay Düğümü Kova, Kuzey Ay Düğümü Aslan olan bir kadını ele alalım ve isminde 4. çakra harfleri eksik olsun. 4. çakra kalp çakrasıdır biliyorsunuz. Temsil ettiği başlıklar arasında sabır, sadakat, güven, inanç, teslimiyet, akışta kalabilme gibi konular yer alır. Güney Ay Düğümü Kova’nın biliyorsunuz isyankâr bir tutumu olur. Gölgesi, insanlara ve hayata karşı isyan temasını çalıştırır. 4. çakradan karmik bir borçla gelmesiyle de zaten bu kişinin güven problemleri yaşadığını ve kalbini herkese açamadığını görüyoruz. Her şeyden önce kişi zaten kendini bir yere ya da kişiye ait hissedemiyordur. Önce bu aitlik hissini kendi içinde halletmesi gerekir. Tüm bu cümleleri Aslan-Kova hattındaki düğümlerini görmeden de söyleyebilirdim ancak bu bilgiyle birlikte ikisi birbirine ne kadar uyumlu açıklamalar değil mi? İşte bu tarz şaşırtan ortak noktalar yakalıyoruz. Ve iki sistemden de benzer cevapları duymak kişide çok daha derin bir etki yaratıyor. Kendiyle yüzleşme konusunda neredeyse kaçacak yeri kalmıyor insanın! Yeri geliyor astrolojide soru işareti olan bir yeri numeroloji dolduruyor, yeri geliyor tam tersi. Bu tarz örneklerle de karşılaşıyoruz. Bu yüzden seanslarımda iki sistemi birlikte kullanıyor olmakla kendimi şanslı hissettiğimi söylemeliyim.

HER SES ARDINDA BİR SAYI BARINDIRIR

Doğduğumuz isim kaderimiz mi? 

Hem evet hem hayır. Hemen ne demek istediğimi açıklayayım. Evet kaderimiz, nasıl doğduğumuz topraklar, anne-babamız kaderimizse isim ve soy ismimiz de elbette öyle. 

Hayır kısmı ise şu: “Aa zaten ben şu çakradan borçlu gelmişim, biliyordum zaten ben bu konuda ne zaman şanslı oldum ki?” gibi bir bakış açısı çok yanlış olurdu. Özgür irade ve bilinç insana verilmiş özellikler ise bizler elbette bunu kullanarak engelleri aşabilir, farkındalık kazanarak gerekli noktaları şifalandırabiliriz. Ve ayrıca sonradan edindiğimiz ünvanlar (doktor, astrolog, mimar, öğretmen vs.) da zaten aktif kullanıldığı takdirde destek veriyorlar. Veya kadın evlenince eşinden aldığı soy ismi ile kendi eksik olan çakralarına destek bulabiliyor. Numerolojinin etkisini test etmiş ve fark etmiş kişiler ise isim ekleyerek kendi kader yollarını şekillendirirken sayıların gücünü kullanmayı tercih edebiliyorlar. 

Göbek adı meselesini sorayım kullanmalı mı kullanmamalıyız? Aile büyüklerimden edinilmiş göbek adlarında o kişinin kadersel planı da bize geçer mi?

Göbek adları eğer verildikten sonra pasif kalır ve bir daha hiç sesli olarak kullanılmazsa çok etkisi olduğunu söyleyemeyiz. Bir ismin enerjisini titreştirmek için sesli olarak bize onunla hitap edilmesi gerekir. Kullanılmalı mı sorusu isimden isime değişir. Kendi isminde açıkları kapatıyor mu, ismin anlamı nedir, hangi niyetle konulmuş gibi sorular değerlendirilmeli ve sonra karar verilmelidir. Örneğin sorduğunuz gibi aile büyüklerinden birinin ismi konulmuş ise elbette burada bir karma geçişinden söz edebiliriz. Bu bakımdan isim koyarken çok dikkatli olunmalı. İsimlerin gücü sandığımızdan daha kuvvetli. Şamanlar eskiden doğan bebeklerin isimlerini onlara seçtirirlermiş. Birkaç ismi kulaklarına fısıldayarak hangisine tepki veriyor test ederek, güldüğü veya net bir olumlu tepki verdiği ismi koyarlarmış. Eğer ağlıyorlarsa örneğin asla o ismi koymazlarmış. Yani bebekler, kendi isimlerini kendileri seçermiş.

İnsanlar eksik harfleri için isim alıyorlar, bu konu her şeyi çözüyor mu? 

Çok önemli bir konu gerçekten. Eksik çakraları desteklemek için yeni isim alıyorsa bir kişi evrene şu mesajı göndermiş olur: Bu eksik çakra konularında birtakım korkularım, blokajlarım ve genetik olarak belki de atalarımdan bana aktarılan travmalar mevcut, artık bu konuları aşmaya, iyileştirmeye niyet ediyorum. Üniversitede öğrencisiniz diyelim. Vizeler, finaller, ödevler bir sürü sorumluluğunuz var. İşte ek isim almak üniversitede okurken ek bir ders almaya benzer. Bir dönemde 5 ders alıyordunuz belki, şimdi 6 ve hatta 7 ders almayı seçtiniz. Peki derslere isminizi yazdırınca ve derslere katılınca sınavından geçmiş oluyor musunuz? Hayır. Dönem boyunca çalışmanız gerekecek ve ayrı ayrı sınavlara girmeniz ve geçer puan almanız gerekecek. Sınavlar dışında ödevleriniz de olacak. Ek isim alarak sihirli bir şekilde her şey çözülmez elbette, evrenin matematiğine ters bu algı. Dünya hayatında tekâmül edebilmemiz için emek şart. Ancak isim eklemek konuyu hızlandıracak ve gerekli enerjiyi titreştirerek destekleyecektir. Çakranın konusuna göre sınavlar karşınıza çıkacak ve o çakrayı gölge tarafından çalıştırmayı siz sonlandırana kadar sınavlarınız devam edecektir. Yüzleşmeye hazır olmanız gerekir özetle. Ek isim alma konusu bu farkındalıkla bakıldığı sürece bizlerin de zaman zaman önerdiği bir durum.  

Bir harfin kalitesi ne demek? En kaliteli harf diye bir kavram var mı örneğin?

1.çakra harflerini anlatırken örneğin A, J, S, Ş arasında en kaliteli harf A’dır deriz. Hatırlarsanız harfler de bir semboldür demiştik. Harflerin şekillerinin de bir anlamı var. Örneğin A’yı ele alalım. Sağ ve sol taraftaki iki çizgiyi görüyorsunuz, aşağıdan aldığı bilgiyi sonrasında kendi içinde harmanlayarak kendine özgü bir enerji yaratabilir. 1. çakra zaten özgünlükle, yaratıcılıkla ilgilidir. Harflerin kalitesi arasında bu tarz farklar olabilir. O yüzden 1. çakradan gelen harfiniz S’den mi geldi yoksa A’dan mı bu önemlidir, buna göre yoruma derinlik katarız.

MUCİZELER VE SAYILARA İNİSİYE OLMAK

Ezoterik ve Jungiyen bakış açısı ile çalıştığınızı söylüyorsunuz? Biraz bunu açar mısınız? Nasıl bir eğitim veriyorsunuz bu perspektifle? 

Ezoterizmde inisiyasyon diye bir kavram vardır. Okuyucularınız çoğu eminim aşinadır buna zaten. Eski zamanlarda bilgi herkese verildiğinde görülmüş ki kıymetini bilmeyen ve henüz bu bilgiyi öğrenmeye hazır olmayanlar yanlış ve kişisel çıkarları için kullanıyor. Bu yüzden gizli ilimler adı altında bilgi sadece belli aşamalardan geçen insanlara verilmeye başlanmış. Numeroloji eğitiminin ilk dersinde de bu konulara değiniyorum. Sayılar da birer sembol olduğu için, aslında niyetimiz eğitim boyunca her bir sayıya inisiye olmak yani sayının ardında barındırdığı derin bilgiye sahip olmaya çalışmak. Bunun dışında elbette gördüğümüz rüyalar da çok önemli. 

Jung perspektifine gelecek olursak her bir çakranın hem olumlu hem de gölge yanları mevcut. Astrolojide de her bir burcun iki özelliği de barındırdığı gibi. Bu gölge kavramını Jung perspektifinden ele alıyorum. Kolektif bilinçdışı ve kişisel bilinçdışı üzerinde de her ders yorumlar yapıyoruz. İsmimiz ve soy ismimizde eksik olan bir çakra o çakrayla ilgili kişinin bilinçdışında negatif bir inanca sahip olduğunu gösterir. Sadece bilgiyle yetinmemek adına eğitim içerisinde iki kez de bilinçdışı şifa çalışması yapıyoruz. Zaten numeroloji eğitimi alan ve eğitim içeriğini görünce bir de benden almak isteyen katılımcılar oluyor ve onları mutlu ve tatmin etmek çoklu bakış açısıyla ele alınan alanların ne kadar önemli olduğunu bize bir kez daha gösteriyor diye düşünüyorum. Her şey birbiriyle bağlantılı aslında, bunu görmek için hepimizin farkındalığı ülkece ve dünyaca artsın umarım.

777 MUCİZESİ VAR MI?

5.2.0 ya da 777 gibi sayı sekanslarıyla çalışmalar sizce de geçerli mi? Bunlara bakış açınız nedir? 

İsim ekleme konusunda değindiğim benzer bakış açısına bu konuda da sahibim. 777 ile diyelim niyetimi güçlendirmeye çalışıyorum. Her şeyden önce 7 rakamı neyi temsil ediyor biliyor muyum? Yani 7 rakamına insiye miyim? Bilgisizlik çağımızın en zehirli şeylerinden biri. Sebebini bilmeden sırf bir yerlerde okudum, bazı uzmanlar öyle olduğunu söyledi diye bir şeyi uyguluyor olmak kötü hissettiriyor. İlk önce sebebi ne olabilir diye soruyor muyuz? Araştırıp bilgi topluyor muyuz? Bir başka önemli nokta ise şu: Diyelim ki niyetimi ettim, 777 ile de güçlendirmeye çalıştım. Bu niyetle ilgili benim bilinçdışımda tam tersi bir inanış, kod varsa isterseniz 7777777 tekrar edin, hiçbir işe yaramaz. Aynı şey olumlamalar için de geçerli. Yıllardır olumlama yapıyorum ama hâlâ aynı sorunları yaşıyorum diyorsanız cevap yine bilinçdışında. Demek ki bilinçdışındaki negatif kök inanca ulaşamadınız ve onu dönüştüremediniz. Keşke her şey bu kadar kolay olsaydı. 

Niyetim her şey zor, ona hayır buna hayır demek değil asla. İnanmak her şeyden önce önemli. 777 önemli olmasa bile kişi bunu söylediğinde duasının çok daha etkili olacağına kendini inandırdıysa neden olmasın? İnancın girdiği her yer kuvvetlenir. Uygulamayın demiyorum yani, sadece ardında püf noktaların da var olduğunu söylemeye çalışıyorum. Tek başına yeterli değildir yani bu tarz şeyler. Numeroloji çok derin bir alan, ona olan saygımdan bu açıklamalara gerek duyuyorum.

Örneğin 2024 8 sayısının yönetimindeydi 2025 9 olacak bize ne vaat ediyor? Her yılın enerjisinin üzerimizde nasıl etkisi var? 

Elbette yıllar tek başına kolektif olarak hangi etkiler altındayız konusunu gösterir. Bu sene 8 yılını yaşıyor olmamızla ön planda güç, para, siyaset, iktidar mücadeleleri gibi konular vardı. 9 bir döngünün bitiş yılıdır. Yani kolektif olarak 2017’de (1 yılı) başlayan konular artık 2025 itibariyle son bulacak ve 2026 ile yepyeni bir 9 yıllık döngüye giriş yapacağız. 9 yılları elbette zorlayıcı yıllardır çünkü geride kalan 8 yılın muhasebesi yapılır, yeni bir döngüye hazır olmak adına temizlik vaktidir. Şifa çalışmaları için harika yıllardır. Bireysel açıdan bu sene ismimiz ve soy ismimizden getirip getirmediğimiz 8. çakra harflerinin varlığına göre değişir. Örneğin, bilinçdışımda para ile ilgili negatif inanışlar, korkular vardıysa eğer özellikle bu sene kolektif etki 8 olduğu için oldukça tetiklenmiş ve para ile ilgili birçok sınavlar vermiş olabilirim. Bu bakımdan bu tetiklenmeler bir fırsat olarak görülmeli ve şifa çalışmaları yapılmalıdır.

Mesela benim doğum tarihimin toplamı 6 ben bu sayıyla diyelim meditasyon yapsam daha iyi sonuç alır mıyım? 

Doğum tarihimizde yer alan rakamları tek tek yan yana topladığımızda ve ortaya çıkan sayıyı tek sayıya indirgediğimizde bir diğer hayat amacımızı hesaplamış oluyoruz. Hatırlarsanız bir de sesli harflerimizden bir sayı elde etmiştik. Örneğin, toplam 24 çıktı ve 6 etmiş oldu. 6’yı tek başına medite etmek çok etkili bir sonuç vermeyebilir. Unutmayalım zihin-ruh-beden bir bütündür. Zihin bilgiyle beslenir ve meditasyon ruhsal bir çalışmadır. Yani 6 rakamını medite ederken bir de onun sembolizmini biliyorsam, neleri temsil ettiğini biliyorsam çalışma daha etkili hale gelebilir. Ancak bir de zihin-ruh-beden üçlüsündeki bedeni unutmayalım. Yani dünyevi planda da ortaya somut bir gayret göstermem gerekir ki meditasyonumu bir de bu şekilde destekleyeyim. Bu bakımdan bu tarz çalışmaları tek başına yeterli bulduğumu söyleyemem. 

Türkiye Cumhuriyeti ve Mustafa Kemal Atatürk’ün size göre numeroloji analizini nasıl değerlendirirsiniz?

Anadolu topraklarında doğan her insan, bu toprakların karmasına doğal olarak ortak olmuş oluyor. Türkiye Cumhuriyeti’ni yaşayan canlı bir varlık gibi varsayarsak bizler de elbette ülkenin numerolojik sentezinden etkileniyoruz. 

                  TÜRKİYE           CUMHURİYETİ

                    3    9  5              3       3  9  5 9

                       17                              29

                        8                               11

Sesli harflerden hem 11+8 olarak değerlendireceğimiz maddi değerler ile ( 8 ) manevi değerleri ( 11 ) sentezleyerek hem de 11 + 8 = 19 olduğunu da göz önünde bulundurarak bu dünyadan mezun olma dediğimiz bir boyutu temsil eden 19 seviyesine varmayı amaçladığını görüyoruz. Atatürk’ün de hayatı 19 sayısıyla doludur. Çok ilginç bir şekilde aynı sayıları Gazi Paşa Mustafa Kemal Atatürk’ün (sırasıyla 1+2+5+6+5 dan sadeleşerek 11+8) numerolojik değerlendirmesinde de görüyoruz. Bu şaşırtıcı paralellik Ulu Önder’in bu topraklara özel gelmesinde numerolojik açıdan da görülüyor. 

Türkiye Cumhuriyeti’nin karmik borç olarak birinci ve altıncı çakralarda harfinin olmadığını, üçüncü ve dokuzuncu çakralarda ise aşırı harf olduğunu görmekteyiz. Daha kendi benliğini geliştirmeden ve birey olamadan (1. çakra) aile içinde huzur ve dengeyi sağlama çabalarının (6. çakra) genellikle ayrılıklarla sonuçlanması tesadüf değil. 1. çakranın gölgesi olan bağımlılıkların (alkol ve sigara) ülkemizde maalesef ne kadar yaygın olduğunu biliyoruz. Bu çakrayı ülkece sağlıklı çalıştırmak adına dikkat etmemiz gereken konularından biri de bu yüzden bağımlılıklar. Anadolu kelimesinin de Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün eksik harflerini tamamladığını görüyor olmamız yine ilginç bir tespit (1-6).

Kısaca sayıların temsil ettiği başlıkları bizimle paylaşır mısınız?

Tabii, başlıkları paylaşırken şunu tekrar hatırlatmak isterim. Her bir çakranın olumlu yanları olduğu gibi gölge yanları da oluyor. Bu yüzden esas önemli nokta ben sahip olduğum harflerin karşılık geldiği çakraları dengeli ve olumlu bir şekilde hayata geçirebiliyor muyum sorusudur.

İsim ve soy isminizdeki sesli harflerin toplamından ortaya çıkan sayı hayat amacınızdır. Bu hesabı yaptıktan sonra aşağıdaki başlıklardan fikir edinebilirsiniz.

1: Lider tip, ben ve benim demek, inisiyatifi ele almak, köklenme, yaratıcılık, hayatta kalma güdüsü, cesaret
2: Aşık ve duygusal tip, sen ve senin demek, başkalarının duygu ve düşüncelerine uyumlanma, besleme, vericilik
3: Oyuncu tip, bireysel ifade duyarlılığı, egoyu tanımlama, kelimelere yatkınlık, hayatı oyun sahası olarak görme, organizatör, eğlenceli
4: Muhafazakar tip, biz ve bizim demek, büyük kavram ve değerleri koruma, teslimiyet, gönül gözü açık, sabırlı ve sadık
5: Yenilikçi tip, sosyalleşme, merak, hayat tecrübesi edinme, dünyayı keşfetme, astral alemle tanışma
6: Ebeveyn tip, aile değerleri, huzur, sükûnet, sorumluluk, farkındalık, denge kurma, sezgisellik, estetik algısı geliştirme
7: Ruhsal tip, analiz etme, analitik zihin, ayrıştırma, derin düşünme, tefekkür, inziva, derin bilgi sahibi, gizemli, maneviyat
8: Dünyevi tip, yönetim, iktidar, maliye, ekonomi, organizasyon, mülk hakimiyeti, siyaset, adil yöneticilik
9: Sanatçı tip, hümanizm, merhamet, çocuksu saflık, duygusallık, sentez, sanatsal ilham, bilgelik
11: İdealist tip, evrene açılmak, dünyevi değerleri aşmak, orijinallik, soyut fikirler, her türlü ilhama açık
19: Hizmet tipi, kozmik yasalara uyumlanma, vahdet ve hizmet bilinci
22: Üstad tip, maddesel ustalık, dünyayı daha ruhsal bir yer yapma, keşifler yapma, vizyon belirleme

Sizin bir mesajınız ve eklemek istediğiniz bir şey var mı? 

Elimden geldiğince Numeroloji’nin ne kadar derin bir alan olduğunu aktarmaya çalıştım. Bu fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Niyetim sayılara olan bakış açısını derinleştirmek ve yaşadığım hayranlığı, şaşkınlığı başkalarına da geçirebilmek. Okuyan ve ilgilenen herkese de teşekkür ederim, umarım beğenmişsinizdir. Herkese içten sevgilerimi iletiyorum ve ülkece daha huzurlu, daha birlik ve barış dolu günlere uyanmamızın yakın olduğu günler diliyorum.


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

kevser-aycan-saroglu
Kul, insan, kadın, gazeteci, yazar, editör, yazar kâşifi, rüya avcısı. Amerikan Dili ve Edebiyatı mezunu. Medya sektöründe çok uzun yıllar muhabir, editör, köşe yazarı olarak görev yaptı. Halihazırda büyük bir yayınevinde yayın danışmanlığı yapıyor. Kendisini ‘ebedi hayat öğrencisi’ olarak görüyor.