SEN HANGİ PLAJIN İNSANISIN?
Farkındalık

Sen hangi plajın insanısın?

Şu yaz günü ilişkilerde farkındalıklar diyarında üç plajı ziyaret edelim isterim. Önce plajlarımızı ve kurallarını tanıyalım. Sonra sizi düşüncelerinizi güneşe çıkarmanız için dilediğiniz plaja bırakacağım.

İlk plajımız oldukça popüler bir plaj, kolay kolay şezlong ve şemsiye bulmak mümkün değil. Günler öncesinden rezervasyon yapabilenlerin girdiği, başkası için yaşamanın, el alem ne der endişesinin hayat felsefesi olduğu bir tarzı var.

“Ben ve Onlar” plajına hoş geldiniz

Bu plaja varmadan önce hazırlık yaparken nasıl da kalpler küt küt atıyordur ancak peşin hesapları ödeyip bileklikler takılınca ortalığın yangın yeri olduğu anlaşılır. Takipçi sayınıza bakılmadan plaj girişiniz onaylandıysa nispeten şanslı da sayılırsınız! Haydi yine iyisiniz! Havalı olacağım diye yanındaki arkadaşıyla çok derin bir sohbetteymiş gibi yapanlar, kuyruğu dik tutmak için nefeslerini tutmuş, ip üstünde yürür gibi arka sıralardaki bir şezlonga ilişmek için adım sayıyordur. Arka şezlonglardan “onlar”ı yeterince izleyememe rezaleti işleri bozsa da zaten bulunulan yerde çok iyi hissediliyormuş gibi güçlü olmak kıyafet kodu gibi gereklidir. Garsonlara aşırı sağduyulu ve nezaketle yaklaşmanın tüm manevi kandırmacalardan kaçınmak için ilahi bir koruma kalkanı olduğuna inanılır. Nezaket yani! Ben ve onlar plajında iş konuşulmayan iş toplantıları gibi gerçek ilişkiler kurulmayan yakın tavırlar samimiyetsizliğin belkemiğidir. Böyle bir plajda daha önce bulunmuş muydunuz? Burada kalmak isteyenler kalabilirler. Diğer plaja geçmek için arkanıza bile bakmadan eşyalarınızı topladığınızı görür gibiyim.

Evet, geldik görece daha konforlu bir plaja: “Ben ve Arkadaşım” plajına vardık bile!

Bu plajda, gelişim hızları farklı olsa da sırf alışkanlıktan yakın arkadaşmış gibi yapan, birbirleri olmadan ne yapacaklarını bilmedikleri için otomatik pilotta arkadaş olanlar yaygın görülürler. Haliyle bir arkadaşın hikayeleri -yani şikayetleri- sakız gibi uzamışken diğer arkadaş sevgi ve anlayışla dertlerine çok bağlı arkadaşının kulağına kar suyu kaçırmaya çalışır. Ben ve arkadaşım plajı daha çok müdavimlerin geldiği bir yer olduğundan müzik zevkinden dekorasyonuna kadar nazik bir gerçeklik etrafı sarıyormuş gibi yapar. Tam o sırada yaşamın istediği gibi olmasını beklemekten bunalmış arkadaş, bir krizi daha masaya nazikçe bırakıverir. Sıkıldınız mı? Yok o arkadaşınızı çok sevdiğinizi biliyorum belki biraz da yalnız kalacağınız bir plaj vardır. Geçelim mi?

“Ağır Farkındalıklarım ve Ben” Plajı

Çeşitli plajlardan ine çıka geldik bu plaja. Durgun ve dalgalı eşlikçiler biraz yorgunluk vermiş olabilir ancak burası doğallığın adresi. Sade havlunuzu taşların üzerine serip ağaç gölgesinde soluklanmanın tam zamanı. Evet evet doğru, şemsiye de yok şezlong da! O arkadaşın da başka bir planı varmış, artık sizinle de hiç sohbet edilmiyormuş!

Neyse, ne diyorduk; bu plajın duvar bölümlerinde fazlaca ayna var. Zira bu dünya bizim aynamız. Ayrıca plaja girerken “Her şey benimle mi ilgili?” yazan bir bezin altından geçiyorsunuz. Yaşamına yeni bir kurulum yapanların sık karşılaştığı şeyler değil mi? Tam geçen plajda o arkadaşla yapılan konuşmalardan rahatsız edici bir kesit geliyor aklınıza, arkadaşınızı yargıladınız yargılayacaksınız. Birden bu durumda kendinize bakmanız gerektiği aklınıza geliyor. Bu rahatsız edici durumlara gözlemci olmak, o arkadaşımızın otantik haline izin verme derdiyle iç içe geçiveriyor valla. Kafayı dingin bir meditasyonla başka bir yöne mesela bu ana çekeyim diyorsunuz duvardaki aynalar gözünüze takılıyor. Bu arkadaşım da beni aynalıyorsa diye iç geçirerek arkadaşınızın sizi rahatsız ettiği ana teşekkür ederek yerinizden kalkıyorsunuz. Fazla sıcak taşlara büyük bir sakinlikle ve yavaşça basarak kendinizi serin suya bırakıyorsunuz.

İşte size farkındalık dolu, zıtlıkların adeta kardeş olduğu bir plaj deneyimi. Darısı o arkadaşlarla ve rahatsızlıklarla da kardeş olmanıza.

Kendi yakamızdan düşeceğimiz bir yaz olsun!


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Aysu Melis Bağlan
Okan ve Nişantaşı üniversitelerinde Spor Hukuku dersleri veriyor ve Spor Hukuku alanında yayınlanmış üç kitabı var. 2018 yılında nefes seanslarıyla tanışan Aysu Melis, 2019’dan beri hayatına Nefesle Dönüştürücü Yaşam Koçu ve Mucize Makinesi olarak devam ediyor. Fikirlerini, deneyimlerini ve hikayelerini Mümkün Dergi bünyesinde yazarak herkesle paylaşıyor.