Dijital Dünyada Kuşak Farklılıkları ve Kitap Okumanın Yeri
Farkındalık Mümkünat

Dijital dünyada kuşak farklılıkları ve kitap okumanın yeri

Bir “Biz eskiden böyle değildik” lafları almış başını gidiyor. Açıkçası dijital dünyaya doğmuş kuşaklar için bunu duymak çok da anlam ifade etmiyor çünkü onların hem iletişim kurma biçimleri hem de genel kültüre bakış açıları eski kuşaklardan oldukça farklı. Kuşaklar arası bu farklılıkların büyük çatışmalara dönmemesi için genç nesillerin nasıl bir ortama doğduklarını anlamaya çalışmak önemli. 

Y Kuşağı (1981-1996 arası doğanlar)

Y Kuşağı, teknolojiye adapte olma sürecinde büyümüş bir kuşak. Geleneksel iletişim yöntemleri ile dijital iletişim yöntemlerini bir arada kullanan Y kuşağı, e-posta ve SMS gibi iletişim yöntemlerine hâkim büyüdü. İş dünyasında e-posta iletişimi hala onlar için önemli. Facebook, LinkedIn ve Twitter gibi sosyal medya platformlarını aktif olarak kullanırken bu platformlarda hem kişisel hem de profesyonel ağlarını genişletiyorlar.

Yüz yüze görüşmelere ve telefon görüşmelerine büyük önem verirken kişisel etkileşimde, beden dili ve ses tonunu önemseyerek iletişim kuruyorlar. WhatsApp ve benzeri mesajlaşma uygulamaları da onlar için olmazsa olmaz. Ayrıca flört sitelerini de sıkça kullandıklarını belirtelim. Şu anda Z kuşağının iş hayatında patronları, Alfa ve Z kuşağının eğitim hayatında öğretmenlerinin büyük bölümü Y kuşağı.

Z Kuşağı (1997-2012 arası doğanlar)

Z Kuşağı, teknolojiye doğrudan maruz kalmış ve dijital dünyada büyümüş bir kuşak. Dolayısıyla iletişim biçimleri, hızlı ve anlık bilgi akışı üzerine kurulu. Instagram, Snapchat, TikTok gibi görsel ve anlık paylaşım odaklı sosyal medya platformlarını tercih ediyorlar. Görseller ve videolar aracılığıyla iletişim kurmak, bu kuşağın belirgin özelliklerinden.

WhatsApp, Facebook Messenger ve Snapchat gibi uygulamalar üzerinden sürekli ve anlık iletişim içindeler. Emojiler, GIF’ler ve kısa videolarla kendilerini ifade ederken YouTube, TikTok ve Instagram Reels gibi platformlarda video içerik üretip ve tüketiyorlar. Video konferans uygulamaları (Zoom, Google Meet) eğitim ve iş hayatlarında önemli bir yer tutuyor. Blog yazmak yerine vlog (video blog) çekmek, podcast yayınlamak gibi yöntemlerle kendilerini ifade ediyorlar. Instagramda Y kuşağına göre daha cool duruyorlar, çok az paylaşım yaptıklarını söyleyebiliriz.

Alfa Kuşağı (2010 ve sonrası doğanlar)

Alfa Kuşağı, dijital dünyaya doğan ve bu dünyada büyüyen bir kuşak. Teknoloji, iletişimlerinin temelini oluşturuyor ve geleneksel iletişim yöntemlerine neredeyse hiç ihtiyaç duymuyorlar. Tabletler, akıllı telefonlar ve sesli asistanlar (Siri, Google Assistant) üzerinden iletişim kurmayı tercih ediyorlar çünkü bu cihazlarla doğrudan etkileşim halinde büyüyorlar. Diğer iki kuşağa göre daha genç yaşta sosyal medya platformlarına katıldıklarından, eğitim süreçleri dijital araçlarla desteklendiği için çevrimiçi eğitim platformları ve eğitim uygulamaları üzerinden rahatça iletişim kurabiliyorlar.

Gelecekte VR ve AR teknolojilerini daha fazla kullanacakları bariz. Bu teknolojilerle eğitim alacak ve sosyal etkileşimlerde bulunmayı tercih edecekler. Yazılı metinler yerine görsel ve işitsel araçlar kullanmayı seviyorlar.

Teknolojinin hızla ilerlediği ve dijital araçların hayatımızın her alanına nüfuz ettiği bir çağda yaşıyoruz. Özellikle Z ve Alfa kuşakları, bu dijital dünyanın içine doğmuş ve onunla büyüdüler. Bu durum, onların iletişim alışkanlıklarından eğitimlerine, eğlence anlayışlarından günlük rutinlerine kadar pek çok alanda kendini gösteriyor. Peki, böyle bir dönemde bu genç nesillerden her şeyi bırakıp kitap okumasını, tabletle oynamamasını ve telefonu bırakmasını beklemek haksızlık mıdır? Bu soruyu tartışırken hem dijital dünyanın sunduğu olanakları hem de kitap okumanın önemini dikkate alarak daha bütünsel bir değerlendirme yapmak önemli.

Dijital Dünyanın Çekiciliğinden Kitaba

Özellikle Z ve Alfa kuşakları için tabletler, akıllı telefonlar ve diğer dijital cihazlar sadece bir eğlence aracı değil aynı zamanda eğitim ve bilgiye erişim için vazgeçilmez araçlar. İnteraktif uygulamalar, eğitim programları ve bilgiye anında ulaşabilme imkânı bu cihazları onlar için cazip kılıyor. Ayrıca, sosyal medya platformları ve online oyunlar, gençlerin sosyal etkileşim ve eğlence ihtiyaçlarını karşılamada önemli bir rol oynuyor. Benzer şekilde Y kuşağı da dijital dünyada fazlaca zaman geçiriyor ve okumalarını sosyal platformlardan yapıyor. Kitabın bu kuşak için hala ayrı bir yeri olsa da hızlı üretip tüketilen içerikler elbette ilgilerini çekiyor.

Ebette kitap okumanın, bireyin zihinsel ve duygusal gelişimine olan katkıları yadsınamaz. Kitaplar, kelime dağarcığını geliştirirken analitik düşünme becerilerini artırır ve hayal gücünü besler. Ayrıca, uzun süreli konsantrasyon ve derinlemesine anlama yeteneği kazandırır. Bu beceriler, dijital dünyanın hızlı ve yüzeysel bilgi akışına karşı önemli bir denge unsuru olabilir. Yani kitap okumak, dikkati minimuma indiren dijital içeriklere yapışan zihni, kendi akışına ve dengesine getirmeye yardımcı olabilir.  

Ancak, Z ve Alfa kuşaklarının bu avantajlardan yararlanabilmesi için kitap okuma alışkanlığının onlara cazip hale getirilmesi gerekir. Geleneksel kitap okuma yöntemleri, dijital dünyanın hızlı ve renkli yapısına kıyasla daha az çekici görünebilir. Bu nedenle, gençleri kitap okumaya teşvik ederken onların ilgi alanlarına uygun kitaplar seçmek ve dijital araçlarla desteklemek önemlidir. Yani telefonu elinden bırak ve şu kitabı oku anlayışı onlarda işlemeyecektir.

Dengeli Bir Yaklaşım

Z ve Alfa kuşaklarından dijital cihazları tamamen bırakmalarını beklemek, onların yaşadığı dünyayı ve bu dünyanın dinamiklerini göz ardı etmek anlamına gelir. Bu, elbette ki haksızlık olacaktır. Ancak, dijital dünyayla olan ilişkilerini dengelemeleri ve kitap okuma gibi geleneksel yöntemlerden de faydalanmaları için rehberlik etmek gereklidir.

Ebeveynler ve eğitimciler, gençlere hem dijital araçların hem de kitapların sunduğu faydaları anlatmalı ve her iki dünyanın da avantajlarından yararlanmalarını sağlamalıdır. Örneğin, belirli zaman dilimlerinde dijital detoks yapmak, ailece kitap okuma saatleri düzenlemek veya kitap kulüpleri oluşturmak gibi yöntemlerle, gençlerin kitap okuma alışkanlığı kazanmasına yardımcı olunabilir. Belki kimi zaman kitapları tabletler üzerinden okumalarını sağlamak da onları cezbedebilir.

Genç kuşakların otoriteyle yarışı içinde onlarla anlamsız bir çatışmaya girmek yalnızca sorunu büyütecektir. Bir şeyi yapmasını istemeden önce bunun nedenini bilmek isteyen bu kuşaklar için kitap okumanın önemi vurgulanmalı ve bu alışkanlık, dijital dünyanın cazibesine karşı bir alternatif olarak sunulmalıdır. Böylece, Z ve Alfa kuşakları hem dijital dünyanın sunduğu imkanlardan yararlanabilir hem de kitap okumanın sağladığı derinlemesine düşünme ve anlama becerilerini geliştirebilirler. Bu dengeli yaklaşım, gençlerin hem dijital hem de geleneksel dünyanın avantajlarından en iyi şekilde faydalanmalarını sağlayacaktır.


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.