Farkındalık

Duygular adasında bir farkındalık hikayesi

Duygusal zekanın iletişimde ve ilişkilerde çok önemli olduğunu düşünüyorum. Siz ne dersiniz?

Yazılarımı genelde kurgudan değil, deneyimlerden yazıyorum. Deneyimlerin farkındalıkları çok daha güçlü ve etkili oluyor. Bu sebeple kendime sık sık “ben zamanı” yaratıp kendimi deneyim zenginliğine açıyorum.

Uzun zaman sonra gene bir deneyim zenginliğine daldım. Her an yeni bir keşifle çocukluğumun, ilk gençlik yıllarımın geçtiği Büyükada’da konaklıyorum. Ada, benim için etrafı denizlerle çevrili bir kara parçası değil elbette. Ada hele ki Büyükada benim için adeta duygular adası. Her yer, bir anı deposu… İnsanların şehirlere, mekanlara, ortamlara, evlere duygusal bağı nasıl oluşuyor daha iyi anlıyorum. Adada yaşadığımız evlerin önünden geçerken anılarım canlanıyor, duygular capcanlı hissediyorum, deneyimliyorum.

Asıl Hikâye Farkındalıklarda Gizli

Gelelim farkındalıklarıma. Yaşadığımız yerler, yaşanmışlıklarla birlikte ruh parçalarımızı misafir eder. Siz oradan ayrılsanız bile orada kalan ruh parçanızdan ayrılamazsınız ve içinizde bir boşluk hissi oluşabilir. Bu boşluk hissi çok sevdiğimiz insanların fiziksel olarak yokluğunda da epey hissedilir. Kısaca, içimizdeki boşluk hissi diyelim buna. Yaşam, bir manada bu boşluk hissini gidermek üzere yaptıklarımızın bütünü… Bu sebeple de yaşamımızı nasıl yaşadığımızın önemi artıyor. Keza içimizdeki bu boşluk hissiyle, yaşamdan tatmin olmadan, mutlu olmadan yaşanmamış bir hayatla gitmek de var. Benim de yaşamı dolu dolu, tatmin dolu, mutlu yaşamak için içsel bir motivasyonum var.

Şimdi geliyorum asıl hikâyeye. Geçen yıl babamın ani vefatının ardından Büyükada’da birkaç gün annemle kalıyoruz. Kardeşimin mekânı Bahçeden Sofraya Büyükada’da aile konstelasyonu çalışmalarımı yapıyorum, yeni insanlarla tanışıyorum. Rahmetli babamın üye olduğu Anadolu Kulübü’nde evlenene kadar kız çocukların üyeliği devam eder. Üyeliğime dair bilgi almak için yetkililerle görüşüyorum. Tam bu esnada, odaya bir beyefendi geliyor. Babamın adını soruyor. Kâmil Akın diyorum. Sesim birden çatallaşıyor, o anda yoğun bir duygu boğazımda hissediyorum. Adam, “Üyelik olmaz.” deyip odadan çıkıyor.

İşte duygusal zekanın önemini fark ettiğim, yoğun duygular hissettiğim bir an. Sonradan müdür olduğunu öğrendiğim bu kişi, çok basit iki kelimeyi maalesef ifade etmeyi atlıyor: “Başınız sağ olsun.” Hayatın içinde pozisyonlarımız ne olursa olsun, uzak yakın fark etmez, tüm ilişkilerimizde, duygusal zekamızın kullanılması çok kıymetli.

Duygusal zekâ nasıl gelişiyor?

Temeller ilk bebeklik, çocukluk dönemimizde atılıyor. Ancak yetişkinlikte çok işlevsel olan duygusal zekamızı kullanabilmek ve geliştirebilmek mümkün.

Nasıl mı? Onca kitap, kişisel gelişim eğitimi var. Hadi birey henüz kendi farkındalığında değil diyelim, insan kaynağına yatırım yapan ve çalışanlarına bu eğitimleri sunan kurumlar da bireyde duygusal zekanın gelişmesine büyük katkı sağlıyor.

Ezcümle, yaşamda duygusal zekayı kullanmak sağlıklı iletişim kurmamıza ve ilişkilerimizi geliştirmemize vesile olur. Duygular adasında, deneyimlerden geçerken tüm farkındalıklar da şifa olur.

Sevgilerimle
Hande Akın


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

hande-akin_02
Geçmişinde olanlarla ve özünden gelenlerle bir yolculukta. Yazar, okur, psikoloji, iletişim ve ilişki uzmanı. Aile Konstelasyonu, Regresyon Terapisi, Eft, Recall Healing, Meditasyon, Jungian Koçluk araçlarıyla danışmanlık yapıyor.