Tabiat; mucizenin, aşkın adeta devridaim bir şöleni… Sonsuz, sınırsız, koşulsuz bir işleyişle harikulade bir gösteri gözlerimizin önünde, bizden bağımsız sergileniyor. 

Beklentisi yüksek bir canlı türü olduğumuzu ve mucizeler beklediğimizi düşünüyorum. Bazı şeylerin sıradan bir yaşamda gerçek olamayacağını düşünür, hayalini kurarız. Olabileceğine inananları da çoğunlukla gerçekçilikten uzak buluruz. Mutlu aşk için de böyle bir önyargı illa karşımıza çıkar. Şarkı sözlerinde duyduğumuz, filmlerde izlediğimiz hikâyelere inanabilir ama gündelik hayatımıza gelince benzer bir senaryoyu olası bulmayız.

Oysa “bildiğimiz” yaşam, hali hazırda mucizeler ve aşkla dolu.

Tabiat; mucizenin, aşkın adeta devridaim bir şöleni. Sonsuz, sınırsız, koşulsuz bir işleyişle harikulade bir gösteri gözlerimizin önünde, bizden bağımsız sergileniyor. Bildiğimiz her şeyden farklı bir sınırsız potansiyel, akıl almaz bir çeşitlilik topraktan yaşam buluyor. Bitki aleminin derinlikli ana dalı fitoterapinin alt grubunda yer alan aromaterapi, işte burada tabiatın şifalı elini saf özleri aracılığıyla bize uzatıyor.

Döngüsel bir yolculuğun izinde, tabiatın bizi tüm boyutlarla bağlantı kurma davetine nail oluyoruz. Ne şans!

Her bir tohumun mucizevi dönüşümünün durakları var. İzlemek ve bu süreçlerin çekirdek, kabuk, reçine, yaprak gibi birbirinden değerli formlarının yağlara dönüşmesine şahit olmak aşkın başka bir hali benim için. İçeriğiyle sayısız derde deva uçucu ve sabit yağlar koşulsuz ve cömertçe hayatı iyileştiriyor. Tek başına koklamak dahi bildiğimiz ve bilmediğimiz geçmişin izlerini hatırlama becerisine sahip.

Çünkü koku unutmadığımız bir hazine.

KOKU YOLCULUĞU

Beyin zarı korteksten geçen olağanüstü koku, beynin ilgili yerlerine iletilirken aslında fizyolojik etkisi herkeste aynı. Doğrudan limbik sistem ve amigdala bölgesine uzanan yolculuk; hafızamız, duygularımız, otonom sinir sistemimiz, endokrin sistemimizle alakalı bir nörokimyasal hareket denebilir. İşte bu etkiyi layığıyla yaratabilen tıbbi ve aromatik bitki özleri bana adeta kapalı kalmış bir şalteri kaldırmayı ve karanlıkları bir anda aydınlatmayı anımsatıyor. Bazıları bildiğimiz, bazıları hatırlamadığımız ama tuhaf şekilde tanıdık gelen, çoğunlukla güçlü izleri olan duygularımızı anımsatan koku, istemsiz ve kusursuz bir şekilde çalışıyor.

Aşkla hemhâl uçucu yağlar neler?

Bazı bitki özleri afrodizyak etkileriyle öne çıkıyor. Doğal baz yağlara katılarak masaj seanslarında, difüzör, buhurdanlık, mum ile ortam kokulandırmada ya da doğrudan koklayarak kullanılabilen bu tip yağlar oldukça ilgi görüyor. En çok tercih edilenlerden bazıları şöyle;

Ylang ylang

Botanik adı Cananga odorata, Annonaceae familyasından tropikal bir ağaç. Yağı bitkinin çiçek bölümünden elde ediliyor. Yoğunlukla Madagascar ve Komor adaları diyarlarında yetişiyor ve aslında bir çok özelliği ve uygulama alanı var ama doğal afrodizyak etkisiyle öne çıkıyor. Örneğin Endonezya’da yeni evlenen çiftlerin yataklarına yaprakları seriliyor. Tatlı ve çiçeksi bir kokusu olan bu bitkinin stres ve depresyon etkilerini azaltıcı özelliği üzerine çalışmalar olduğu biliniyor. 20. yüzyılın başlarında ilk kez Fransız kimyagerler Garnier ve Rechier tarafından medikal kullanım alanlarıyla ilgili bilgiler gelişmiş ve yağ formunun rahatlatıcı özelliğinin stres altındayken kalpte de etkili olduğu görülmüş. Doğrudan kullanmak istemeyenler için melez lavanta, misk adaçayı ya da mandalina uçucu yağlarını eşlikçi olarak kullanılabilir.

Gül

Botanik adı Rosa damascena. 17. yüzyıldan itibaren Osmanlı’da hikayesi başlayan gül, tarihte hep yer verilen, sevilen bir çiçek ve yağ olmuş. İbni Sina’nın da distilasyonunu yaptığı ilk çiçeklerden olduğu rivayet edilen kıymetli gül yüksek frekansıyla ruhsal çalışmalarda önemli bir yer tutuyor. Güçlü, aromatik, davetkar kokusuyla kendisini fark ettiren gülün libidoyu arttırdığı biliniyor. Kaygı kökenli cinsel sorunları kaygıyı azaltarak dengeleyebildiği söylenen gül yağı, flavonoid içeriği sayesinde depresyon etkilerini azaltmak için de kullanılabiliyor.

Yasemin

Botanik adı Jasminum grandiflorum. Fantastik güzelliği ve kokusuyla çok sevilen yasemin. Bu güzel bitki romantizm ve aşkla bütünleştirilmiş ve çağlardan beri şairlere ilham olduğu söyleniyor. Ayak tabanı altına ya da bileklere seyreltilerek kullanılabilen bir iki damla yasemin yağı afrodizyak olarak etki gösterirken; solunumda artış, vücut sıcaklığında yükselme, kandaki oksijen doygunluğu gibi cinsel uyarılmanın yarattığı fiziksel etkileri ortaya çıkarıyor.

©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.