Bir narsiste yangınım her yanı bilsen ne hoş
Dergi İlişkiler

Bir narsiste yangınım her yanı bilsen ne hoş

“Narsistler çeşit çeşit görünümlerde hayatınıza girebilirler. Karşınızdaki kişi için ‘Gerçek olamayacak kadar iyi’ diyorsanız muhtemelen gerçek olmuyor” diyen klinik psikolog Ezgi Taboğlu ile narsistle kurulan ilişkinin evrelerini ve bu döngüden nasıl çıkabileceğimizi konuştuk.

“Bunca yıl seni beklemişim, beni tamamlayan yarımsın” gibi övgülerle ışık hızıyla hayatınıza girerek ilk görüşte aşk yaşadığınızı zannettirecek bir ilişkiye adım attıysanız aman dikkat! Kalbinizi çalan bu kişinin beyaz atlı prens olduğunu düşünseniz de bir narsistin tuzağına düşmüş olabilirsiniz. “İyi güzel de âşık olduğumuz kişinin narsist olup olmadığını nasıl anlayacağız?” diye soruyorsanız Polente Psikoloji’den klinik psikolog Ezgi Taboğlu’nun anlattıklarına kulak verin.

Narsistik yapıda biri nasıl özelliklere sahiptir? 

Öncelikle narsisizm kavramının tanımını yapalım çünkü popüler kültür içinde pek çok kavram gibi narsisizm de bazı karakter özelliklerinden yola çıkarak kişilere kolaylıkla yapıştırılabilen etiketlerden biri haline geldi. Narsisizim bir yelpaze. Bir ucunda sağlıklı narsisizm var. Bu uçtaki biri özgüvenlidir, kendiyle barışıktır, kararlarının arkasında durur, eleştiriye açıktır ve bir karar alırken diğer insanları da gözetir. Yelpazenin diğer ucunda ise bir psikiyatristin narsistik kişilik bozukluğu tanısı koyacağı ölçüdeki patolojik narsisizm yer alır. Bu uçtaki kişi kendi imajıyla meşguldür, kibirlidir, diğerlerini kendi amaçları için kullanmakta bir sakınca görmez, kendini çok özel bulur ve bu sebeple de özel bulduğu insanlarla arkadaşlık etmek ister, ilgiye ve alkışa ihtiyaç duyar, her şeyin en iyisini hak ettiğine inanır, empati kuramaz.

Ezgi Taboğlu
Ezgi Taboğlu

Bir narsist ilişkide ne arar?

Narsisistik kişi kendini olabilecek en güzel şekilde yansıttığı sahte bir benliğe, dış imaja sahiptir. Bütün yatırımını da bu imajına yapar. Kendisini bir sahnede düşünelim; bu sahnede ortaya koyduğu imaj üzerinden onu alkışlayacak seyirciye ihtiyaç duyar. İlişkilerde de insan olmanın doğal bir parçası olan yetersizlikleriyle, kırılganlığıyla, zayıflıklarıyla bir bütün olarak kabul edilmek yerine görünmek istediği görkemli şekliyle onu kendisine yansıtacak birini arar. Onun aradığı partner kendisinin ne kadar güzel ne kadar önemli ve zeki olduğunu ifade edecek ve bunlara alkış tutacak yani narsistik doyuma ulaşmasını sağlayacak biri olmalıdır. Dolayısıyla bir narsistin sağlıklı bir sevgi arayışında olduğunu söyleyemeyiz.

Narsist bir erkek kadınları nasıl avlar?

Narsist bir erkek, partner adayının hayatına çok yoğun ve çok hızlı giriş yapar genelde. Bir narsistle ilişkinin başlangıç aşaması, partner adayını aşırı derecede ilgiye ve övgüye boğması anlamına gelen ‘Love Bombing’le başlar. Narsistik kişi, “Beni en çok sen anlıyorsun, beni tamamlıyorsun, hayatım boyunca seni beklemişim, nerelerdeydin?” gibi yüksek cümleleler kurar ve kendisini göstermek istediği yaldızlı, parlak haliyle karşı tarafa sunar. Aslında bu davranışların altında karşı tarafı yücelttikçe onun da kendisini yücelteceğine dair belli belirsiz bir beklenti yatar. Partneri ailesiyle tanıştırılmayı önemsiyorsa ailesiyle tanıştırır, hediyeyi önemsiyorsa hediyeler alır, iltifat önemliyse bol bol iltifat eder. Böylece karşı tarafa hayatının en güzel, en şanslı ilişkisini yaşadığını hissettirir. Ayakları yerden kesilen partner narsistik istismar döngüsüne adım atmış oluyor.

“Genellikle narsistlerle uzun süre beraber olan kadınlar çevreleri tarafından çok iyi, verici, sevgi dolu, yüce gönüllü, yumuşak kalpli, fedakâr olarak bilinirler.”

“Bir narsistle ilişkinin başlangıç aşaması, partner adayını aşırı derecede ilgiye ve övgüye boğması anlamına gelen ‘Love Bombing’le başlar.”

“SEVGİNİN NARSİSTİ İYİLEŞTİRMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR”

Narsist erkeğin seçtiği kadın hangi kişilik özelliklerine sahiptir?

Narsistlerin tek bir kadın grubuna hitap ettiklerini söyleyemeyiz. Genellikle narsistlerle uzun süre beraber olan kadınlar çevreleri tarafından çok iyi, verici, sevgi dolu, yüce gönüllü, yumuşak kalpli, fedakâr olarak bilinirler. İdealizasyon eğilimi yüksek ve kendinden önce başkalarını düşünen kadınların, haliyle bir narsiste de aynı derecede fedakârlık yapma potansiyelleri vardır. Narsistik özelliklere sahip kişinin geçmişte yaralandığını, zorluklar yaşadığını düşünüp sevgisinin onu iyileştireceğine inanırlar. Böyle bir yatırım yapmaya gönüllü olmaları da narsistle geçirilen vaktin uzamasına neden olabilir. Aslında kişinin sevgisinin narsist birini iyileştirmesi mümkün değildir. Kendinden çok veren bu kadınlar kişisel sınırlarını çizmeyi çok iyi bilmeyebilir. Narsist partner de karşısındaki kişinin sınırlarını aşan bir tarza sahip olduğu için bu durumlarda narsistik istismar döngüsüne girmek çok kolay olabilir. Ayrıca mükemmeliyetçi kadınlar her alanda başarı sağlamayı önemsedikleri gibi bir ilişkiyi de oldurmayı başarılı olmakla eşdeğer görüp bu ilişkide uzun süre çaba gösterebiliyor.

“GERÇEK OLAMAYACAK KADAR İYİ”

Hızla kendini belli eden büyüklenmeci narsisizme sahip kişileri zaten daha baştan fark etmek mümkün olabilir. Mesela yemeğe gittiğinizde çalışanlara davranışından, bir arkadaşıyla telefonda konuşmasından, kendisinden bahsederken harcadığı vakitle size dinlediği vakit arasındaki büyük uçurumdan, kendini övme sıklığından, kendini övdürmeye dönük olarak sorduğu sorulardan, yapıcı olarak gördüğünüz bir eleştiri hatta eleştiri bile olmayan bir yorumunuzu kişisel olarak algılayıp savunmaya geçmesinden anlamanız mümkün olabilir. Kimileri daha örtük bir narsisizme sahip olabilir ki bu durumda narsisizmin boyutlarını hemen kavramak mümkün olmaz. Sonuç olarak narsistler çeşit çeşit görünümlerde hayatınıza girebilirler. Ancak aslında içinizde hep benzer tehlike çanlarını harekete geçirirler. Yani karşınızdaki kişi için “Gerçek olamayacak kadar iyi” diyorsanız muhtemelen gerçek olmuyor.

Bir narsiste yangınım her yanı bilsen ne hoş

NARSİSTLE İLİŞKİDE OLDUĞUNUZU ANLAMA YÖNTEMLERİ

Karşımızdaki kişinin narsist olduğunu nasıl anlarız?

Aslında kişi geri dönüp o sonsuz ilgi ve övgü gösterilen döneme baktığı zaman içinde bir yerde “Galiba bir şeyler yolunda değil,” diyen bir ses olduğunu fakat bu sesi yok saydığını fark edebiliyor. İşte yeni tanışma evresinde bu sese kulak vermeli. Tabii dikkat edelim derken karşımıza çıkan her kişiye acaba narsist mi diye şüpheyle yaklaşmaktan söz etmiyorum. Örneğin çok hızlı ve yüksek başlayan bir ilişki varsa ne olup bittiğini anlamak ve karşı tarafı biraz daha tanımak için süreci yavaşlatmayı talep etmek faydalı olacaktır.

“YÜCELTMENİN BİR SONRASI DEĞERSİZLEŞTİRMEDİR”

Narsist bir erkeğin maskesi ne zaman düşer?

Narsistik istismar döngüsünün başında yaşanan göklere çıkarma ve yüceltmenin bir sonraki aşaması değersizleştirmedir. Narsist partner gözünde yücelttiği, idealize ettiği kadından bir süre sonra memnun olmamaya, onu küçümsemeye başlar. “Bugün saçını böyle mi yaptın?” gibi basit bir nedenden dahi bir tartışma çıkarabilir. Yapıcı bir şekilde tartışabilmek aslında ilişkileri derinleştirir ancak buradaki tartışmalar genellikle bir saldırı şeklindedir, bir ortak anlaşma zeminine ulaşma çabası içermez. Narsist başta gösterdiği o aşırı yoğun ilgiyi göstermemeye, kendini geri çekmeye ve partnerini kendisinden mahrum bırakmaya başlar. Çünkü artık ihtiyaç duyduğu ilgiye ve alkışa doymuştur. Böylece karşı taraf gözüne önemsiz ve değersiz görünmeye başlar. Bazen de narsistik ihtiyaçlarını farklı şekilde doyurabilecek başka bir kişiye yönelir. Bu aşamada narsistin aslında hayat boyu beklenen ideal partner olmadığı hissedilmeye başlanır.

“NARSİSTİK İSTİSMARIN ADINI KOYMAK”

Narsistik istismar döngüsüne maruz kalan kadına ne oluyor?

Bu döngüye maruz kalan kadınların en çok hissettikleri duygu yetememe, yettirememe. Bozulmaya başlayan ilişkinin sorumlusu kendileriymiş gibi “Acaba benim yüzümden mi oldu?” diyerek kendilerini suçlayabiliyorlar. Narsistin geri çektiği sevgiyi ve ilgiyi yeniden alabilmek için insanüstü bir çaba içine giriyorlar. Bu döngü tekrar ettikçe özgüvenlerini hatta kendi iç dünyalarıyla irtibatlarını yitirebiliyorlar. Ancak bir kadın yaşadıklarını sorgulamaya başladığında ve narsistik istismarın adını koyduğunda bu döngünün dışına doğru ilk adımı da atıyor. Narsistik istismara maruz kalan partnerlerin, yaşadıkları ilişkilerin dokunduğu ve daha eskiye, çocukluğa giden temel yaralarını görerek, bu yaralar üstüne çalışarak bu ilişkilerden son derece güçlenmiş biçimde çıkabildiklerini terapi süreçlerinde sıklıkla görüyoruz. Örneğin bugüne kadar hep karşı tarafı öncelemiş kadınlar kendilerini keşfediyor, sağlam sınırlar koymayı, ihtiyaç ve isteklerini işlevsel biçimde ifade etmeyi öğreniyorlar.

Kurban olacağımızı bile bile neden o tür ilişkilere gireriz?

Aslında hiç kimse zarar göreceğini bile bile bir ilişkiye girmiyor. Tüm şiddet türlerinde olduğu gibi narsistik istismarda da mağdur suçlayıcılığa girmemek çok önemli. Narsist partnerle yaşayacağınız ilişki birinci gününden itibaren kötü gitmiyor ki. Daha önce sözünü ettiğimiz gibi ilişkinin başında narsist partnerini idealize ediyor, göklere çıkarıyor. Haliyle ‘heyecanlı, tutkulu, büyüleyici’ diye tarif edilen ilişki biçimlerinden biri sanılıyor. Dolayısıyla kadın mutlu olacağını düşündüğü bir ilişkiye girdiğini, kendine iyi davranacak uygun bir partnerle tanıştığını düşünüyor. Çünkü başta yansıtılan tablo sıklıkla bu oluyor.

Narsistik kişilik bozukluğu sadece erkeklere mi mahsus?

Narsisizmin cinsiyeti yok. Öte yandan araştırmalar gösteriyor ki narsistik kişilik bozukluğu teşhisi alanların ezici çoğunluğu erkek. Bunun birçok sebebi olabilir, en önemlisi de toplumsal cinsiyet rolleri. Ancak elbette kadınlar da narsist olabiliyorlar. Dolayısıyla hem kadınların hem erkeklerin narsistik istismar döngüsünün her iki tarafında da bulunabilmeleri mümkün.

Bu içerik Mayıs 2022 tarihli Aşk Özel Sayısında yer almaktadır. Dergiyi şimdi okumak için tıklayın.
Bu içerik Mayıs 2022 tarihli Aşk Özel Sayısında yer almaktadır. Dergiyi şimdi okumak için tıklayın.

©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

sibel-ates-yengin
İstanbul Üniversitesi Leh Dili ve Edebiyatı mezunu. Gazeteci, öykü yazarı. Meraklı, soru sormayı sever, başka insanların hayat hikayelerini öğrenmek ister. Kendi hikayesini de anlatmayı sever. Hala kendini anlamaya çalışıyor.