Yara…!
Bu dört harf yan yana geldiğinde sebebini bilmediğimiz, bilemediğimiz bir şekilde can acıtıyor değil mi? Yaranın nerede ve neden olduğunu bilmesek de etkileniyor, dudak büküyoruz, içimiz eziliyor. Kaldı ki insanlığın yaratılışından bu yana var oluşun gizemli sularının en derinliklerinde hep vardır yara. Canlılar yaşamını devam ettirdikçe, yaralanmaya ve yaralamaya da devam edecektir.
Sevgili Sezen Aksu şarkısında ne güzel demiş; “ Yaralı tepeden tırnağa herkes yaralı.”
Bugün Zodyak kuşağının “yaralı ve bilge şifacısı Chiron ‘dan bahsedelim istiyorum. Chiron 1977 yılında keşfedilmiş bir kuyruklu yıldızdır. Zodyak kuşağında Satürn ve Uranüs arasında seyreder. Bunun anlamı; Satürn’ün öğreti ve sınavlarından ders alarak, Uranüs etkisiyle kendimizi değiştirebilmemizdir. Chiron kısaca yaradır ve kanar. Zaman zaman kabuk bağlasa da biz onu sürekli kaşır ve kanatırız.
YARAYI İYİLEŞTİREN SEBEBİDİR
İçimizdeki kanayan yarayı iyileştirebilmek için önce onun sebebini öğrenmemiz gerekir. Chiron’u tanımlayacak bir diğer söz “ terzi kendi söküğünü dikemez “ olabilir. Kendi yaramızı iyileştiremeyiz ancak bizimle aynı yarayı alan kişilere yardımcı olabiliriz. Mum dibini aydınlatmaz ya işte öyle bir şey. Ve ancak o zaman bizim Chiron’umuz yani yaramızda iyileşmeye başlar. İyileşmek için iyileştirmek gerekir.
Chiron’un neden yaralarımızı gösterdiği ise, onun mitolojik hikayesinde saklı. İşte hikayesi:
Satürn’ün kız kardeşi Rhea ile evlidir. Ancak Philyra’ya aşıktır. Ancak bu gizli aşkın buluşmaları da gizli kalmalıdır. Buluşmalarında kendilerini ata dönüştürerek birleşirler ve birinde Philyra, hamile kalır. Bu birleşmeden Chiron doğar. Ancak bebek Chiron yarı at, yarı insan görünümündedir. Ve annesi Philyra bundan çok utanarak çocuğunu bir mağaraya bırakarak terk eder. Evlilik dışı doğan Chiron ölümsüzdür ancak yalnız ve acılarla büyür. Kendi başına birçok yetenek ve bilgi kazanır. Hikâyeye göre Apollo’nun onu bularak eğittiği söylenir. Öyle güzel müzik yapar ki, o müzik çaldığında gökyüzündeki yıldızların bile ona kulak verdiği söylenir. Yalnızlığı ve verdiği yaşam mücadelesi sonunda öğrendikleriyle yeteneklerini harmanlayarak bilgelik unvanı kazanır. Annesiz babasız ve kimsesiz olması yaranın en büyük sebebidir. Ölümsüzlüğü ise, içimizdeki yaranın hep orada saklı kaldığıyla ilgilidir.
Chiron, antik Yunanca’da “yetenekli eller” anlamına gelir. Tanrılar çocuklarını hastalandığında şifa bulması için ona gönderirler. Hatta çocuklarının yetenek kazanması için ondan yardım isterler. Sezgileri de çok güçlüdür Chiron’un.
Hikayesinden anlayacağınız gibi, her insanın içinde en derinindeki yara, Chiron burcumuzda saklıdır. O ya da bu sebepten yaralanmışızdır. Acımız vardır. Bazen bir olay, bazen bir insan gelip o yarayı açar ve kanatır.
Chiron’un bilgelik unvanı, ruhun gelişimini anlatır. Ruhsal tekâmül sürecimiz uzun soluklu bir maratondur. Acılar bizi büyütür, olgunlaştırır ve tecrübe katar. Acıyla büyürüz.
Chiron’un sembolü bir anahtardır. Anlamı, yaralarımızın, acılarımızın ruhumuzun kilitli duran kapılarını açması, ruhun büyümesi ve hatta içe yapılan yolculuğun başlamasıdır.
Yaranın hiç geçmemesi fikri belki kötü gelebilir. Ancak yara kapanırsa içe yapılan yolculuğun yani ruha temas etme etkisi de biter. Yaranın açık olması zaman zaman insanoğlunun içe dönme zamanını ve büyümesini anlatır ki, bu tekâmül için gereklidir.
Chiron, doğum haritalarımızda bir burç ve bir evde yerleşmiştir. Aldığı açılar ve bağlantılar sebebiyle benzer olsa da kendi içinde hepimizin ayrı yaraları olduğudur. Haritamızdaki Chiron’u bilmek, yaramızı tanımak ve yüzleşmektir. Ancak yaranın olduğu yer en güçlü şifanın olduğu yerdir. Yani yaramız iyileşme sebebimizdir. Ve iyileşmek için benzer yaraları olan kişilere el uzatmak, yardım etmek ve onları iyileştirmek gerekir.
Şifa bulmak için şifa vermek gerekir!
Sevgiyle…
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.