BİR KADIN KENDİ ÖZÜNDEKİ IŞIĞI AKTARIR
Farkındalık

Bir kadın kendi özündeki ışığı aktarır

Düşünün ki hamile bir kadın, karnında özenle saklanan gizemli bir toprağa ekilecek minik bir tohum taşıyor. Bu tohum, onun iç dünyasındaki acıların, sevinçlerin ve umut ışığının canlı bir sembolüdür. Kadın, adeta eski bir şifacı gibi bilgeliğiyle geçmişin yaralarını nazikçe iyileştirmeye çabalarken bu sihirli tohuma da kendi özündeki ışığı aktarır.

Araştırmalar, bir kız fetüsünün, yani anneden doğacak kız bebeğin, içinde kendi geleceğinin tohumlarını – yani, ileride kız çocuklarını dünyaya getirecek yumurtalarını – taşıdığını ortaya koymuştur. Bu durum, büyük annelerimizin, annelerimizi taşırken aynı zamanda bize de hayat vermiş olmasının muhteşem bir göstergesidir. Büyük annelerimiz, onların büyük büyük anneleriyle birlikte, acılarını, zorluklarını ve korkularını birbirlerine aktarmış; ama aynı zamanda sevgi, şefkat, kucaklayıcı ve iyileştirici bilgelikleriyle bu öyküyü geleceğe taşımışlardır.

“Bugün, bir kadın olarak, bir eş, bir abla, bir evlat, bir anne ve aynı zamanda üretken bir birey olarak yaşadığımız her deneyimde, büyük büyük annelerimizin hikayelerinin izlerini hissederiz.”

Belki oynayan oyuncular, konuşulan diller, zamanın ruhu değişmiş olabilir; fakat kalplerimizin derinlerinde hissettiğimiz duygular, atalarımızın dokunuşuyla aynıdır. Geçmişin zorlu ve hatta baş edilemez deneyimlerini hatırlayıp onları sevgiyle ışığa çıkartmak, şefkatimizle kucaklamak, dengelenmiş, huzurlu ve kendini yeniden güvende hisseden kadınlığımızla hizalanmak için çok değerlidir. Zorlandığımız anların anlayışla karşılanıp şefkatle kucaklandığında içsel yaralarımızın iyileştiğini hissederiz. O halde, kadın olarak birbirimize şifa ve umudun sıcak ve destekleyici dokunuşlarını aktarmanın yollarını sunmak ve birbirimize ışık olmak atalarımızın yaralarına da pansuman olmaz mı? Birbirine ilaç olan kadının aktardığı kutsal tohumlar, yeryüzünün her köşesinde, nesiller boyu yayılan bir umut ve şifa öyküsüne dönüşmezler mi?

Bir kadın olarak huzurlu hissetmek, varlığımızı tüm zorlanmalarımızla kabul ve şefkatle sardığımızda yaktığımız bir mum gibi sönmeye yakın yardım isteyebilmekte, alevimiz küçüldüğünde varlığımızı öz şefkatle desteklemekte, kendi mumumuz yanarken sönmek üzere olanlarımıza dokunarak onların ışığına ilham olmakta.


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Onur Uçak Türer, Prof. Dr.
1978 Ankara doğumlu Onur Uçak Türer, 1999 yılında Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden mezun olmuş ve 2004 yılında aynı üniversitenin Periodontoloji Anabilim Dalı’nda doktorasını tamamlamıştır. 2005 yılında Çukurova Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde akademik kariyerine başlamış olup 2014 yılında Profesör unvanını almıştır. Bu unvanı, 36 yaşında Türkiye’deki en genç profesörlerden biri olarak kazanmıştır. Prof. Dr. Uçak Türer’in uzmanlık alanı diş eti hastalıkları ve cerrahisi olup, özellikle diş eti çekilmeleri ve cerrahi tedavi yöntemlerine yönelik araştırmalar yapmaktadır. Bu alanda uluslararası arenada kabul görmüş 60’dan fazla yayını bulunmaktadır. Ayrıca, alanında dünya çapında en prestijli kaynaklardan biri olan Newman and Carranza's Clinical Periodontology kitabının "Atlas of Periodontal Diseases" bölümünün yazarları arasındadır. Akademik çalışmaları dışında, Çukurova Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde uzun yıllardır "Hasta ve Sağlık Çalışanı Hakları Komisyon Başkanlığı" ve "Klinik Bilimler Bölüm Başkanlığı" görevlerini yürütmektedir. Kişisel gelişime ve zihinsel farkındalığa duyduğu ilgiyle, Thetahealing alanında Uluslararası Master eğitmen ünvanı almış olup, Mindfulness Temelli Stres Azaltma (MBSR) ve Mindfulness Temelli Şefkatli Yaşam (MBCL) Programlarında Uluslararası Mindfulness Eğitmeni olarak yetkinliğe sahiptir. 2021 yılından beri Çukurova Üniversitesi'nde mindfulness ve öz-şefkat temelli dersler vermektedir. 2023 yılında gerçekleştirdiği mindfulness meditasyonunun anksiyete üzerindeki etkilerini incelediği çalışması, dünyaca ünlü Nature dergisinde yayımlanma başarısı göstermiştir.