Mexico City’deki Antropoloji Müzesi çıkışında müzenin yanında bulunan Chapultapec Parkı’ndan gelen müzik seslerini takip ettiğimizde uçmaya hazırlanan Voladores dansçılarına rastlıyoruz.
Sömürge dönemi öncesi bölgenin yerli halkları Güneş ve Toprak tanrılarına saygı göstermek amacı ile bu ritüeli uyguluyormuş, Voladores dansçısı olabilmek için çocuk küçük yaştan itibaren eğitilmeye başlıyor zira yükseklik korkusunu çözmek işin ilk kuralı. Dansçılık babadan oğula geçiyor. Dini günlerde dansçılar doğaya ve ağaçlara saygılarını göstermek için oruç tutuyorlar.
Dans ekibi, dört yönü gösteren dört dansçı ve merkezi gösteren bir müzisyenden oluşan beş kişiden oluşuyor. Dansçılar kırmızı pantolon ve beyaz gömlek giyiyor, göğüslerine de çapraz bir bez parçası bağlıyorlar.
30 metre yüksekliğindeki bir direğin etrafına kalın halatlar bağlanıyor. Direğin tepesinde bulunan 40 santimetre çapındaki platformun üzerine müzisyen yerleşiyor. Direğin üzerinde bulunan çengel şeklindeki basamaklarla tepeye tırmanan dansçılar, müzik eşliğinde ayak bileklerine bağladıkları halatlardan baş aşağı dönerek yere yaklaşıyorlar. İniş sırasında yeryüzünün 13 katını simgeleyen 13 tur atıyorlar. Dansın sonunda dansçıların yere mutlaka ayaklarının üstüne inmesi de toprağa saygının göstergesi.
Dansçıların toprağa ayak basmaları büyük bir beceri ancak asıl hüner direğin tepesinde hem flüt çalıp hem de dans edebilen müzisyende olsa gerek.
Arkamızdan gelen kuş seslerini duyup ağaçlarda kuş ararken jaguar seslerini duyunca korkuyla yerimizden zıplıyoruz. Hediyelik eşya satan yerlinin muzipçe gülümsemesi ile bu ürkütücü sesin çaldığı düdüklerden geldiğini anlıyoruz. “Ölüm Düdüğü” denilen hayvan figürlü bu düdükler savaş sırasında davulla birlikte çalınarak düşmanı korkutmak amacıyla kullanılıyormuş. Bir başka kullanımı da hasta olan insanların terapötik olarak hayata döndürülmesi içinmiş. Sonrasında bu sesleri ören yerlerinde gezerken de defalarca duyduk ve her seferinde irkilmeden duramadık.
Dansçılar yere bastıktan sonra bahşişleri topluyor ve yeni bir gösteri için hazırlık yapıyorlar.
“Dünyada para kazandıran ne işler var” diye düşünmeden edemiyor insan.
Devam edecek…
İlhan Orel kimdir?
Ankara doğumlu bir eğitimci. 25 yıl severek yaptığı mesleğini noktaladıktan sonra içindeki öğrenme ve merak duygusu ile dünyayı keşfe başladı. Başta Hindistan olmak üzere “güneş doğudan yükselir” diyerek doğudan batıya sayısız gezi yaptı. Gezgin olarak keşiflerine devam ediyor ve her deneyimini mutlaka defterlerine kaydediyor.
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
