Cumhuriyet; bir halkın, kendi sesini ilk kez duyduğu, kendi adımlarının sesine kulak verdiği bir dönüm noktasıdır. O ses, “ben de varım” diyen bir insanın kendi gücünü fark ettiği andır.
Cumhuriyet, bir milletin “artık kaderimi ben yazacağım” demesidir.
Bir zihnin, bir kalbin, bir toplumun uyanışıdır.
“Ben kimim, neye inanıyorum, nasıl bir yaşam istiyorum?” gibi bu soruların yankısıdır Cumhuriyet.
Bireysel Uyanıştan Kolektif Bilince
Kişisel gelişim, bireyin kendi iç sesini duymasıyla başlar. Kendi potansiyelini fark eden insan, artık yönünü dış otoritelerin onayına göre değil, kendi değerlerine göre çizer. Bu farkındalık, bir tür içsel devrimdir.
Cumhuriyet’in doğuşu da aynı farkındalığın toplumsal versiyonudur. Bir halk, yüzyıllar boyunca kendine biçilen rolleri sorgular ve bir sabah aynaya bakar: “Ben kimim?” diye sorar.
İşte o an, bireysel bilinç kolektif bilince dönüşür. Cumhuriyet, “ben kimim?” sorusuna bir toplumun birlikte verdiği cevaptır.

Cumhuriyet: İçimizdeki Devrim
Cumhuriyet, bir bilinç sıçramasıdır. Kadınların eğitim hakkı, çocukların sesi, düşüncenin özgürlüğü, sanatın yeniden doğuşu… Hepsi bir zihnin prangalarını kırmasının sonuçlarıdır.
Cumhuriyet, insanın kendi aklına güvenmesidir. Korkudan değil, farkındalıktan doğan bir cesarettir. Atatürk’ün “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” insan idealinde olduğu gibi özgürlük yalnızca dış koşullarda değil, iç dünyamızda da başlar. Bu yüzden Cumhuriyet, her bireyin kendi iç devrimini yapmasıyla anlam kazanır. Kendini tanıyan, kendi ışığıyla yürüyen her insan, Cumhuriyet’in ruhunu yaşatır.
Bir Bilinç Olarak Cumhuriyet
Cumhuriyet, yalnızca geçmişe ait bir kazanım değil; her gün yeniden kurulan bir bilinçtir.
Kendini geliştiren, sorgulayan, düşünen bireyler var oldukça, Cumhuriyet de nefes almaya devam eder.Toplumsal uyanış, bireysel uyanıştan ayrı değildir.
Bir insan kendini tanıdığında toplumun da kendini tanımasına katkı sağlar.
Bir kadın kalemini eline aldığında bir genç fikrini söylediğinde, bir çocuk hayal kurduğunda…
Cumhuriyet yeniden doğar.
Cumhuriyet, bir millete verilmiş bir armağandan çok, her bireyin içinde yeniden filizlenen bir bilinçtir. O bilinç, “benim sesim de önemli” diyebilmektir. Kendini bilen bir halk, asla esir olmaz. Kendini fark eden bir insan, artık yönetilmez, yön bulur.
Kendini bilmek, sorumluluk almak ve ışığını paylaşmak…
Cumhuriyet, bir tarih değil; bir bilinç hâlidir.
Ve o bilinç, senin içinden doğar.
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

