DEPRESYONU ANLAMAK
Farkındalık Mümkünat

Depresyonu anlamak

Depresyon, kişinin sürekli bir üzüntü ve her şeye karşı olumsuz hissettiği bir duygu durum bozukluğudur. Depresyonun en büyük belirtilerden bir tanesi isteksizliktir, kişinin içinden hiçbir şey yapmak gelmez. Zevk alamama da tipik bir depresyon özelliğidir, kişi önceden keyifle yaptığı şeylerden artık keyif alamamaya başlar. Bu belirtilerin yan sıra uyku ve iştahta artma veya azalma gibi değişmelerin görülmesi ve kişinin kendine olan güveninde azalma da gözlenebilir. Kişi kendine yeteri kadar güvenmediğinden ötürü en basit islerde bile güvensizlik ve tedirginlik içine düşebilir. Diğer önemli bir belirti ise suçluluk hissidir, depresyondayken kendini daha kotu hissettirecek şeklinde yargılayabilir. Bu düşünceler ve semptomlar kontrolden çıkarsa kendilerine zarar verme, intihar düşünceleri çıkabilir.

Depresyon Türleri

Melankolik, isteksizlik, karamsarlık, hiçbir şey yapmak istememe, zevk alamama gibi belirtiler ağır şekilde görüldüğünde bu, reaktif depresyondur. Bu depresyon tipinde çoğu zaman bir yaşanmışlık, stres faktörler görülmekte olup depresyon hastalığı da bu faktörlere bağlı olarak ortaya çıkar ve bu faktörler kişinin hayatında önemli değişikliklere sebep olur, bu hem olumlu bir değişiklik olabilir hem de olumsuz. Mesela, kişide bir iş kaybı reaktif depresyona neden olabilir.

Bir diğer depresyon tipide a tipik, yani tipik olmayan depresyondur. Genelde melankolik depresyonda uykuda azalma ve iştahta azalma görülürken A tipikte uyku ve iştahta artış görülür.  A tipik depresyonda bacaklarda, kollarda ağırlık hissi, sosyal veya mesleki çatışmalara neden olan, kişiler arası reddedilme duyarlılığı örüntüsü, derin kaygı, aşağılanma veya başkalarından en ufak bir reddedilmede öfke hissetme olabilir. Melankoliklerde normal uyku saatlerinden daha erken yatma da vardır. Anoreksiya veya kilo kaybı, aşırı suçluluk, huzursuz hareketlilik de görülebilir. Depresyondaki insanlar kara bir bulutun içindedir.  Her şeyi bu kara bulut çerçevesinden gördüğü için böyle algılar.

Depresyonda olduğumuzu nasıl anlarız?

Kendini her kotu hissettiğinde “depresyondayım, çok kötüyüm” diyen herkes depresyonda değildir. Biz, ruh sağlığı çalışanlarının gözünde depresyon, ciddi bir hastalıktır, günlük hüzünler ya da birtakım hayal kırıklıklarından daha farklı bir durumdur.

Tanı kılavuzlarına baktığımızda depresyonun 9 belirtisi vardır ve depresyon teşhisi koyabilmek için bunların en az beşinin olması gerekir: süreğen bir karamsarlık, mutsuz bir ruh halinin olması, isteksizlik, uyku ve iştah değişiklikleri, ümitsizlik, tahammülsüzlük, öfke, çabuk sinirlenme, fiziksel olarak yorgun hissetme, içe kapanma ve insanlardan uzaklaşmak. Depresyonda olan biri normalde sosyal aktif biriyken kimseyle görüşmek istemeyebilir. Kendini insanlardan soyutlamaya başlayabilir.  Sadece bunların varlığı yetmez. Belirtiler, en az 2 haftadır sürüyor olmalıdır çünkü birkaç gün suren mutsuzluklar depresyon tanısı için yeterli değildir. En önemli kriter, işlevselliğin etkilenmiş olmasıdır, yani kişi bu belirtilerinden dolayı günlük hayatını sürdürmekte zorlanır.

Olumsuz olaylardan ziyade olumlu gelişmeler yasayan insanlar da depresyona girebilir, terfi almış mükemmeliyetçi kişiler bu sorumluluğun altında kalkabilecek miyim, baş edebilecek miyim gibi düşünceler ile kendilerini strese sokabilir. Diğer riskli gruplar da çocuk sahibi olanlar, bulunduğu şehirden taşınanlar, hamilelik ve sonrası dönemde olanlar olabilir. Tabi genetik de önemli bir faktördür. Ailede 1.derecede depresyon öyküsü olan bireyler varsa kişi de risk grubuna girer.  Yine mevsimsel değişimlerin de kişileri olumsuz yönde etkileyebildiğini söyleyebiliriz.

Depresyon Tedavisi

Depresyonu tedavi etmek için ilaçlarla yani antidepresanlarla tedavi ve psikoterapi yani konuşarak yapılan tedavi kullanılabilir. Etkinliği en yaygın olan, bireysel davranışçı terapidir. BDT olarak da bilinen bu terapi çeşidi, depresyonun kişinin kurduğu olumsuz düşüncelerden kaynaklı olduğunu ve düşüncelerini olumsuzdan olumluya dönüştürüldüğü vakitte daha iyi hissedeceğini öne sürer.

Bilişsel davranışçı terapi kurucusu olan Elen Bock, “Kişinin kendisi, dış dünya ve gelecekle ilgili olumsuz düşüncelerin varlığı depresyon yol acar der. Bilişsel terapiye göre bunu açıklamaya çalışalım. Bir soğan düşünün bunun ki en diş katmanında otomatik düşünceler var. Yani, kişinin o olayla ilgili en olağan düşünceleri. Biraz daha altında ara inançlar dediğimiz, kişinin kendisi ve yasadığı dünya hakkında geliştirdiği inanışlar ve en altında soğanın cücüğü dediğimiz yerde temel inançlar vardır. Bunlara şemalar denir. Şemalar, kişinin kendisi ve dünya hakkında çocukluğundan getirdiği temel inançlardır. Depresyonda da bu 3 katmanda kişinin olumsuz düşüncelerinin varlığını görebiliriz.

Depresyonda olan kişiye nasıl yardımcı olabiliriz?

Terapistler olarak biz, danışandan eskiden keyif aldığı şeylerin bir listesine çıkarmasını istiyoruz. Yavaş yavaş o listedekileri hayatına yerleştirmeye başlıyoruz. En kolaydan başlayarak, örneğin eskiden kitap okumak ona çok iyi geliyordur ama şu an okuyamıyordur, günlük gazeteleri okumak gibi bir motivasyonla onu yeniden okumaya teşvik etmeye çalışırız.

Sizler de depresyondaki kişiye eskiden kiminle vakit geçirmek zevk veriyorsa onları arayabilir, eskiden kendisine zevk veren şeyleri yapması için teşvik edebilirsiniz. Vücudu hareketlendirmek bir tedavidir, meşguliyet bir tedavidir. Bir psikiyatri dergisinde bir araştırmada şöyle yazar: İki depresif gruptan bir gruba antidepresan veriliyor diğer gruba ise hem antidepresan hem de arkadaşları ile vakit geçirme ve sohbet saatleri veriliyor. Tahmin edeceğiniz üzere antidepresan kullanan ama aynı zamanda arkadaşları ile vakit geçiren grup sadece ilaç olanlara göre daha hızlı iyileşiyor.

İnsan anlaşılmak isteyen bir varlıktır. Ne kadar insanlardan kendini soyutlamak isteseler de depresyonda olan kişilere, beraber vakit geçirmek, gülümsemek ve sohbet etmek çok iyi gelecektir.


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.