Aktüalite

Hayat kızın anası Feride Çetin!

Şu anda Mardin’de çekilen Hercai dizisinde Zehra Şadoğlu karakterinde izlediğimiz Feride Çetin hem oyuncu hem yazar olarak iki karpuzu şahane bir biçimde elinde tutarken yakın zamanda anne olup Hayat’ı da elinde tutmaya başladı. İlk filmi İki Genç Kız’da başlayan oyunculuk yolculuğuna, bir Altın Portakal’la başlayan Feride Çetin, Hatırla Sevgili gibi unutulmayan dizilerde, Ulak, Güzel Günler Göreceğiz gibi filmlerde oynadı. Ayrıca tiyatroda yapan Feride Çetin ‘Duyulur Dünyanın Şakası’, ‘Annemiz Aşktır’ adlarında iki şahane kitaba da imza attı. Ama şu anda hayatının en büyük anlamına kavuştu. Anne oldu. Annelik onda çok şey değiştirdi. Öyle ki kendini tanıtırken önce anne diyor. Ve ona da artık Hayat kızın anası Feride Çetin diyorlar. Feride Çetin’le anneliği, oyunculuğu, yazarlığı, kadınlığı ve ruhsal yolculuğunu konuştuk.

Tarihler sanırım 2006-2007 arası olmalı. Dönemin en sevdiğim dizisi Hatırla Sevgili’de Güzide karakterinde tandım onu. O zamanlar bir büyük gazetenin haftasonu eklerindeydim. Dizideki her karakteri seviyordum ama Güzide yani Feride Çetin bir başkaydı. Yüzündeki muhteşem güzelliğine mi desem, o güzellikten parlayan haleli ışığa mı desem, tam adlandıramadığım bir yakınlık. Onunla bir röportaj yaptım, derken dost olduk, arada bir küstük gene dost olduk. Feride Çetin anlatamayacağım kadar sevdiğim biri, bazen ben ona yol açtım, bazen o bana. Kitabım Kötülükçü çıktığında ondan bir parça okur musun dedim, kırmadı öyle güzel okudu ki o sayede çok insana ulaştım. Zaten kitabım filme çekilseydi Berrak karakteri için tek düşündüğüm kişi Feride Çetin’di. Çünkü o kitabı yazarken yarattığım Berrak’ta olmasını istediğim yüzdü. Arada görüşemediğimiz zamanlar olsa da yaşamın deseni hep uçlarımızı bir yerlerde birleştirdi. Annemiz Aşktır kitabını yazınca gene yollarımız kesişti. Ve sonra bu aşkı o tattı. Annelik ona çok yakıştı. İçindeki o güzel ışığa bir de dünyalar tatlısı kızı Hayat’ın ışığı eklendi. Biraz kendimi teyze olmuş gibi hissediyorum. Ne güzel…

Instagram profilini ‘Anne, oyuncu, yazar’ olarak değiştirdin. Hayat’ın doğumuyla bütün kimliğin değişti, ilginçtir ‘Annemiz Aşktır’ adlı kitabını yayınladıktan sonra anne oldun, bu süreç sende Feride’de nasıl kapılar açtı.?

İçten içe çok istedigim fakat gündelik dertlere kendimi kaptırıp adım atmaya yeltenmediğim bir eylemdi çocuk sahibi olmak. Yoğun çalıstığım bir dönemde, beklenmedik bir gelişme yaşadım. Hamile kaldım ve bir süre farketmedim bile. Yaşamın bana bir hediyesi olarak gördüm kızımın doğumunu. O doğmadan evvel, kâfi miktarda yaşam deneyimi edindiğimi sanıyordum. Bir hayata birkaç hayat sığdırdım, diyordum. Ne aptalmışım meğer… Kızım Hayat bana yepyeni bakış açıları kazandırdı. Belli ki ondan öğreneceğim daha çok şey var. Daha evvel verdigim hiçbir mücadele bu kadar derinden etkilemedi beni. Mücadele diyorum, çünkü bir insanın büyümesine şahit olmak, ona patikaları ve ana yolları gösterip seçimi kendisine bırakmak çok çaba gerektiriyor. 

Malum modern anne babalar, ebeveyn olma halini biraz abartıyoruz. Çünkü artık bir çocuğun yetişmesinden tüm köyün sorumlu olduğu o eski habitatlarda yaşamıyoruz. Sen onu dinlediğinde, birey olmasına saygı gösterdiğinde ortak bir paydada buluşmak mümkün. 

Hayat, memlekette ilk pandemi vakasının ilan edildiği gün doğdu. Acaba gelecekte X, Y, Z kuşağı gibi ‘pandemi kuşağı’ adını mı takacağız O ve yaşıtlarına? Kızımın doğumu ile sis perdeleri aralandı, yaşama sevincim katlandı. Lakin artik işkembeden sallama devrim de bitti. Hiçbir konu hakkında fikir yürütemiyorum. 

Anne olmakla ilgili yeni ne söylenebilir? Bilmiyorum… Sorumluluğum arttı. Evde acayip bir tempoda çalışıyorum. Mutfak kimi günler beni yutan bir kara deliğe dönüşüyor. Hiç bu kadar pratik ve hızlı çözümler üretebilecegime ihtimal vermezdim.  Annelerin başka bir şansı olmuyor galiba… Bu kadar dayanıklı, titiz ve sevgi dolu olduğumu bilmezdim. Artık daha somut hayaller kuruyorum, ona güzel bir kütüphane bırakmak, türlü müzik aletiyle tanıştırmak, kumpanya ile turnelere çıkmak, kim olursa olsun ondan bir talepte bulunmamak gibi… Bir yerde gizlediğim başka bir kadın varmış meğer… Hayat ile içimdeki küçük kız ve yaşlı kadın birbirlerini kucaklamayı öğrendiler. Belki ben de annem ve ninelerimle kucaklaştığım içindir.

Anneliğin ruhsal gelişimle bağlantısı nedir? Hayat sana nasıl bir rehberlik yapıyor?

Çocukluk anılarım çok net. Yıllarca psikanaliz aldım. Kendimi az buçuk çözümlemiş olduğumu varsayıyorum. Hayat’ın bana benzeyen çok huyu var. Kendinle karşılaşmak, sakladığın tüm sırlar ortaya serilmiş gibi hissetmene neden oluyor. Beni, daha iyi biri olmak için çalışmaya teşvik ediyor. Her şeyin geçiciliğini, yaşamdaki uçuculugu ve beyhude dertleri nihayet kavramaya başlıyorum galiba…

Elbette bir sürü kaygı taşıyorum. Bizden sonraki nesillere korkunç bir dünya bıraktık. Kızımın yetişmesiyle ilgili maddi ve manevi endişelerim var. Ailemin geçimini tek başıma saglamak beni ürkütüyor. Fakat oldukça şanslı sayıyorum kendimi. Ailemin diğer bireylerinden hem arkadaşlarımdan hem de terapistimden destek görüyorum. Gelecekte güneşli günler göreceğimize inanıyorum.

Oyuncu Feride Çetin’in yolculuğunda neredesin, oyunculuk senin hangi yanın, yazarlık senin hangi yanın?

İkisini birbirinden ayırmıyorum. Farklı dönemlerde birinde daha yoğun ürünler veriyor olabilirim, lakin ikisi üzerine çalışmalarım birbirine paralel gidiyor. Shakespeare’in yazdığı bir oyunda oynuyorsam, yazdığım metin de o ruhu taşıyor. Mezopotamya’da geçen bir toprak hikayesinde rol alıyorsam yöre insanının hikayelerinin izini sürüyorum. Zaten araştırıp analiz etmeden hikâye kurmak mümkün görünmüyor.

Uzun zamandır Hercai dizisindesin ve bu nedenle Mardin’de yaşıyorsun, bu coğrafyada yaşamak ve bir yandan oyunculuk bir yandan annelik yapmak sana neler öğreti?

Neredeyse iki yılı aşkın bir süredir Mardin Midyat’ta ikamet ediyorum. Artık annem ve kızım da benimle… Burası bana bereket getirdi. İlk yıl zorlanmıştım. Hatta bol bol kaza geçiriyordum. Daha evvel de bozkırda yaşamış, zatürre geçirmiştim. Buranın beni kabul etmediğini düşünmek istemedim. Travmalarımı burada atlatacağıma inandım. Mardin’e çok manâ yükledim. Beni koynuna aldı, okşadı, büyüttü. İçimi ferah tuttum ve burayı sevdim. Ben sevdikçe her köşesi çiçek açtı ve bana bir sürü hikâye verdi. 

İklim sert, geceyle gündüzü arasında sıcaklık farkı büyük… Erken büyümek zorunda kalan çocuklar, mahrem görülen kadınlar var. Eril enerjinin hüküm sürdüğü, feodal düzenin devam ettiği bir yer… Kalabalık aileler ve aşiret düzeni, seslerin yükselmesini sağlamış. Büyük tepkiler, bastırıldığı için rahat akamayan dişil enerji… Yine de yüzler gülüyor. Umut filizleniyor. Kadınların çoğu bütün ömürlerini hamile geçiriyor. Geç gebelik de yaygın. Hamileliğimi İstanbul yerine burada geçirdiğim için rahat ettim. Şimdi kızım sağlıklı besleniyor. Acı ve et yemeyi çok seviyor, buranın müziğini seviyor. Zaten Midyatlılar Hayat’ı hemşehrileri olarak görüyorlar. Ben burada Hayat kızın anası olarak çağrılır oldum.

Yazmaya devam edecek misin, neler yazmak istiyorsun?

Süryani ve Kürt tarihi ile kültürünü araştırıyorum. Rahibelerle ilgili hikayeleri kovalıyorum. Ama bu çalışma düzeninde yeni bir dosya için notlarımı derleyip düzenlemem zor olacak. Mezopotamyanin masalını yazmak isterdim. Burası zamanı, mekânı, yerçekimini farklı hissettiğiniz bir cografya.

Hayattaki kutup yıldızların kimler ve neler? Bunlar kitaplar insanlar yerler herşey olabilir…

Çocukluğum… Hep onu gözlüyorum, onun ışığında ilerliyorum. Yolumu aydınlatan diğer insanlardan ‘Annemiz Aşktır’ kitabımda söz etmiştim. Annem, Orson Welles, Ursula K. LeGuin, Suat Derviş, Afife Jale… Mesleginde irtifa kaybetmek uğruna tacize uğradığını itiraf eden cesur yürekler… Bir sürü ilham kaynağım var.

Bu arada güzel kadın Feride Çetin kimliğin nerede duruyor? Onunla Aran nasıl?

Beni küçükken güzel kızım, diye değil; akıllı kızım, diye sevdiler. Okul yıllarımda da iflah olmaz bir inektim, büyüyüp serpilmek ilgimi çekmiyordu. Fiziksel görüntümle ve tez canlılığımla ilgili zorbalığa maruz kaldığım oldu. Parıldamamı gizlemek zorunda kaldım. Yeni yeni güzel hissetmeye başlıyorum. Sanırım bunda eskisinden daha pozitif ve aydınlık düşünmemin ve üretken hissetmenin de etkisi var. En verimli çağımın kıyısında durduğumun farkındayım. Bu yeni his ilgimi çekiyor. Ama hala dış görünüşümü profesyonel biçimde servis ediyor değilim. Halbuki oyuncu görüntüsünü yoğurmayı bilmeli. Aksine bol konuşup gevezelik ettikçe cazibemin azaldığını düşünüyorum. Ne yaparsın can çıkıyor, huy çıkmıyor.

Hayat felsefeni yaşama bakışını neler oluşturuyor, yolculuğunda şimdiki durağın nedir?

Hep tek başımaydım. Çevremde benim sevdiğim şeylerden hoşlanan çok fazla insan olmadığı için kendi dünyamda daha çok vakit geçiren bir hayalpereste evrildim. Ilk defa Hayat ile iki kişi olmayı öğreniyorum. Hala beni kendi vücudunun bir parçası sanıyor. Bebeklerin, annelerle kızların kurduğu bir ilişki biçimiymiş bu. Bense onun en iyi yol arkadaşım olacağından zerre şüphe duymuyorum.

Kişisel gelişim konusunda nasıl bakıyorsun, zihnini rahatlatmak için yoga meditasyon gibi şeyler yapıyor musun?

Yoga ile beni sen tanıştırdın, diğer birçok güzel şeyle yolumun kesişmesini sağladın. Sana hep minnettarım, dua ediyorum. Gün içinde kontrolü yitirdiğim çok gelişme yaşıyorum ve sürekli pratik yaparak regüle olmaya çalışıyorum. Duygularımı yaşamayı ertelemeden, zihnime uçuşan düşüncelerin esiri olmadan an’ın keyfini çıkarmaya çalışıyorum. Daha yürümem gereken uzun yollar, yemem gereken fırınlarda ekmek var.

Bir dönem dünyayı gezmiştin. Nerelere uğramıştın o yolculukların sende neler değiştirdi? 

Avrupa’nın neredeyse tamamı. Kuzey Afrika ve Kuzey Amerika’yı sırt çantamla dolaşmıştım. Beni dönüştürdüler. Bolca hikâye gördüm, farklı bakış açıları kazandım.  

Yeni hedeflerin neler?

Midyat’tan sonra başka bir Anadolu şehrine taşınmayı planlıyorum. İstanbul çocuklara göre bir şehir değil. Kızımla bol spor yaptığımız, doğada vakit geçirdiğimiz, mesleğimde de üretken olmaya devam ettiğim bir gelecek düşlüyorum. 

Senin için neler mümkün?

Artık Hayat var ya, her şey mümkün.

 

 

 

 

©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

kevser-aycan-saroglu
Kul, insan, kadın, gazeteci, yazar, editör, yazar kâşifi, rüya avcısı. Amerikan Dili ve Edebiyatı mezunu. Medya sektöründe çok uzun yıllar muhabir, editör, köşe yazarı olarak görev yaptı. Halihazırda büyük bir yayınevinde yayın danışmanlığı yapıyor. Kendisini ‘ebedi hayat öğrencisi’ olarak görüyor.