Çocukken hayali bir kardeşin var mıydı? Belki de ona çok bağlıydın, hatta yüzü, siması, mimikleri bile vardı. O olmadan oyun oynamazdın, öyle ki onun varlığı yeterliydi ve başkasına ihtiyacın yoktu. Dışarıdan yalnız, kendi başına görünsen de aslında sen kardeşinle birlikteydin. Büyüdükçe görüntü dağıldı, belirsizleşti ve sen de hayatın akışına uyup arada bir hatırlamaya başladın. Şimdilerde aklına gelmese de bir zamanın önemli dokunuşuydu onun varlığı.
Kendini bildin bileli kim olduğunu bilmeden hep aradığın, özlediğin birisi oldu mu? Kalbin çok sevmiş de kalp atışı hayatında iz bırakmış gibi de lakin kim olduğunu bilmediğin birisi. Bildiğin ama bilemediğin o kişiyi özlediğinde içinde hassas bir kemana, usta bir el dokunuyor gibi değil mi?
Aldığın her şeyden iki tane alma isteği tanıdık mı? Aynı ayakkabının hep iki farklı rengini almak, hatta bazen aldığın eşyadan farkında olmadan bir tane daha alıp gelmeyi deneyimledin mi? Bir şeyler alırken diğerini de düşündüğünü fark edemeden çoklu alımlar yapmak ve yine de alışverişin yerini bulmadığını düşünmek ve tam anlamıyla aldıklarından mutlu olamamak tanıdık mı?
Yemeklerini, suyunu, kahveni yarım bırakmayı bilir misin? Peki ya nedenini bilir misin? Sağda solda ısırılıp bırakılmış yiyecekler, paketi açılmış, yarısı bağlanıp saklanmış atıştırmalıklar, yarısı içilip kalanı unutulmuş içecekler… Bunları mutfağa götürünce dökememek, öylece bırakıp sonra ilgilenmek üzere ertelenmiş sevgi kırıntısı gibi davranmak sana göre mi? Acaba neden?
Birçok çalışma anne rahminde oluşma sırasında birden çok döllenmenin olduğunu ve güçlü olanın ya da olanların hayatta kalabildiğine işaret ediyor. Anne rahminde başlangıçta birden fazla kalp atışı duyabilen embriyolar zamanla o sesin ya da seslerin kaybolduğuna şahitlik edebiliyor. Embriyonun bilinçaltı kayıtlarında tüm bu veriler yerini bulduğu için ilerleyen dönemlerde yapılan çalışmalarda bizler de o seslerin varlığını öğrenebiliyoruz. Böylece de birçok sorunun cevabını bulabiliyoruz.
“Neden olağandan fazla yemek yiyorsun?” “Neden aynı eşyadan iki tane alıyorsun?” gibi sorulara bazen bilinçaltından “Anne rahminde gelişemeyen kardeşim için” cevabı geliveriyor. “Bu özlem neden, kimi özlüyorsun” sorusuna bilinçaltı “Gelişemeyen, doğamayan kardeşimi” diyor.
Bu konu kardeş alanımızda önemli olduğu kadar kendi çocuklarımızın anne rahmi süreçlerinde de önemli olabilir. Benzeri hikayeleri kendimiz deneyimlememiş olsak da bu bakışla çocuklarımızı gözlemlediğimizde “Olabilir” dedirtebilir. Annenin doğum öncesi ara kanamasının olması önemli bir göstergedir. Beden süreci tamamlanmış embriyoyu kanama yoluyla ile serbest bırakmış olabilir. Zira bedenin zekâsı muazzamdır.
UĞURLAMA RİTÜELİ
Eğer sizde ya da çocuğunuzda benzeri durumlar varsa öncelikle sakin olalım. Telaşa gerek yok. Hayatta olmayan kardeşi ya da evladı uğurlamakla işe başlayalım.
“Anne rahminde benimle birlikte oluşan fakat süreci tamamlayamayan kardeşlerimi huzura uğurluyorum. Onlara kaderlerini iade ediyorum. Var olmama seçimlerini saygıyla kabulleniyorum. Ben kendi kaderimde neşeyle ilerlemeyi seçiyorum.” İç konuşması oldukça güzel sonuçlar üretecektir. Örnek çalışmada kardeş sayısı tespit edilemediği için çoğul ifadeler kullanmayı tercih ediyorum.
Evlatlarımız için;
“Anne rahminde birlikte oluşan fakat süreci tamamlayamayan çocuklarımı huzura uğurluyorum. Onlara kaderlerini iade ediyorum. Var olmama seçimlerini saygıyla kabulleniyorum. Hayatta olan çocuklarımın kendi kaderlerinde neşeyle ilerlemesine niyet ediyorum” şeklinde iç konuşmasını yapıp uğurlayabilirsiniz. Anneler, babalar hayatta olmayan çocuklarını uğurladıklarında hayatta olan çocuklar da uğurlamış olur genellikle. Yani bu çalışmayı kendiniz ve hayatta olan çocuklarınız adına yapmış olabilirsiniz.
Hayatta olmayan kardeşleriniz ve çocuklarınız için fidan dikebilirsiniz. Onlar için mum yakıp “Bu mum sönene kadar Yaradan katına ulaşmış olmanıza, huzurda olmanıza niyet ediyorum” diyebilirsiniz.
Hayatta olan ve olmayan tüm kardeşlerin, evlatların her birine yerini ve alanını iade ederek herkesin kendi kaderinde olmasına alan açıyoruz. Herkesin kendi kaderinde neşeyle tekâmül edebilmesine niyeten…
Sevgi ve şifayla kalın,
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.