SEZGİSEL VE FARKINDALIKLI YEME ASLINDA NE DEMEK?
Farkındalık Mümkünat

Sezgisel ve farkındalıklı yeme aslında ne demek?

Farkındalık, kişinin şuandaki düşüncelerine, duygularına ve bedenin oluşturduğu fiziksel duyumlarına bilinçli olarak odaklanmasıdır. Yani yemeğimize bilinçli olarak, an be an, yargılamadan dikkat etmektir. Farkında yeme ise bireylerin yemeğe ilişkin duyusal farkındalığına ve yiyecekle ilgili deneyimlerine odaklanan bir yaklaşımdır. Bu, yemeğe duyulan şükran duygusunun artmasına yardımcı olur ve genel yeme deneyimini iyileştirebilir. Böylelikle bilinçli yeme, kişiyi vücudunu tatmin edecek ve besleyecek seçimler yapmaya teşvik eder. Aslında buradaki durumun kalori, karbonhidrat, yağ veya protein ile pek ilgisi yoktur.

Sezgisel yeme ve farkındalıklı yeme aynı şey mi?

Diyet kültürünün toksik söylemleri ile büyüyen her birimiz için yeni bir bakış açısı olan sezgisel beslenme ve farkındalık, bedenimizin ve beynimizin bize verdiği açlık duygusunu yönetmemizde kolaylık sağlar. Farkındalıklı yemenin amacı kilo vermek değildir. Amaç, bireylerin anı yaşamalarına ve anda kalmalarına yardımcı olmak ve yeme deneyimi için tam olarak duyguları kullanmaya teşvik etmektir.

Benzer şekilde sezgisel yeme de ihtiyatlı fakat tamamlayıcı bir terimdir ve sıklıkla farkındalıklı yeme ile birbirinin yerine kullanılır. Ancak, aralarındaki fark şudur: Sezgisel beslenme bize dikkatli yeme, egzersiz ve beden saygısı ilkelerini de içeren, kişisel bakım odaklı bir beslenme çerçevesi sunar.

Sezgisel yemenin 10 temel ilkesi vardır

  1. Diyet zihniyetini reddet
  2. Açlığını onurlandır
  3. Yemekle barış
  4. Diyet kültürüne meydan oku
  5. Doyum faktörünü keşfet
  6. Doluluğunu hisset
  7. Duygularınla nezaketle başa çık
  8. Vücuduna saygı göster
  9. Hareketlen
  10. Sağlığına değer ver

Davranış değişikliği olmadan diyet yapmanın faydasız veya diyet sonrası geldiğimiz noktayı kaybetme ihtimali olduğu bilinen bir gerçek. Sezgisel beslenme ve farkındalık uygulamasının bu noktada kişinin genel yeme davranışını değiştirmek için gerekli kriterleri karşılayan bir beslenme yaklaşımının da odak noktası haline geldiğini söyleyebiliriz.

Kendi bedenimize nasıl yabancılaşıyoruz?

Neyi, ne zaman, ne kadar ve nasıl yemeliyiz sorularını kesin ve katı kalıplarla soktuğumuzda aslında vücudumuzun bizden ne istediğini anlama yetimizi kaybetmiş oluyoruz. Bu durum, kendi bedenimize yabancılaşmamıza ve onun sesini duyamaz hale gelmemize neden oluyor. Bu soruların cevapları, psikolojik, fizyolojik ve sosyolojik birçok faktörde yatıyor. Bu faktörler arasında stres, yeme ve duygu bozuklukları, nörolojik bozukluklar, travma, yetersiz öz şefkat-bakım ve diyet kültürü sadece bazı örnekler.

İçsel farkındalık ve sezgisel beslenme, kendi bedenimize karşı duyarsızlaşmamıza neden olan bu etkenlere karşı, duygularımızla olan ilişkimizi yeniden iyileştirebileceğimiz becerileri barındırıyor. Bu sayede, zamanla hem bireysel hem de toplumsal farkındalık kazanmış ve yemekle ayrılmaz bir bütün oluşturmuş oluyoruz.

Sezgisel yaklaşım ve farkındalığın bu yönü; fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarınızı dinleyerek, anlayarak ve karşılık vererek onurlandırmak suretiyle kendinize öz şefkati sunma yolculuğunuzun temelini oluşturuyor. Bu sağlam temel, bireysel olarak zamanla vücudunuzun ve duygularınızın sizin için gerçekleştirdiği harika şeyleri takdir etme yeteneğinizi geliştireceğiniz beden kabulü sürecine adım atmanıza yardımcı oluyor. Ayrıca, ileride toplumsal farkındalık sürecini tetikleyerek tabağımızda duran besinlerle güvenli bir ilişki kurmamıza imkân tanıyor.

KAYNAKLAR


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.