Yaşam Çiçeği bize ne anlatıyor olabilir?
Farkındalık Mümkünat

Yaşam Çiçeği bize ne anlatıyor olabilir?

Kutsal geometrinin bir parçası olarak kabul edilen Yaşam Çiçeği (Flower of Life), evrensel ve antik bir sembol. Takılarda, giysilerde, dekorasyon ürünlerinde son yıllarda sık sık karşımıza çıkıyor. Yaşam Çiçeği’nin, ruhumuzu etkileyebilecek mistik özelliklere sahip olduğuna inanılıyor. Bu sembole, dünyanın dört bir yanındaki kültürlerin tapınaklarında, sanat eserlerinde ve el yazmalarında rastlanıyor. Bugün Yaşam Çiçeği diye ansak da aslında birbirine eşit aralıklı, çakışan dairelerden (temel olarak 19 adet) oluşan ve her bir dairenin merkezinin, aynı çapta altı çevre dairenin üzerine yerleştirildiği, çiçek benzeri bir desen oluşturan geometrik bir şekilden söz ediyoruz. İsmi sonradan konuşmuş gibi görünüyor.

Kutsal Geometri ne demek?

Peki kutsal geometri ne demek, önce onu anlayalım. Bu yaklaşım, mekân, zaman ve şekil veya formun temel ilişkisini gözlemliyor. Bu düşünce tarzına göre, varoluşun temel desenleri kutsal olarak algılanıyor ve bunları inceleyip onlarla bağlantı kurarak, Büyük Tasarım’ın desenlerine ve karşılıklı ilişkilerine ulaşıldığı düşünülüyor. Bu kozmik ve zamansız desenlerin, formların ve ilişkilerin doğasını inceleyerek evrenin yasaları hakkında içgörü kazanabileceğinize inanılıyor.

Bu kavram, doğadaki ve evrendeki birçok yapının temel geometrik şekillerle, özellikle de kutsal kabul edilen formlarla bağlantılı olduğunu öne sürüyor. Kutsal geometriye göre bazı temel şekiller ve oranlar, yaratılışın ve varoluşun temelinde yer alıyor. Bu şekiller, doğada, mimaride, sanatta ve hatta insan bedeninde bulunabiliyor. En yaygın kutsal geometrik şekiller arasında yaşam çiçeğinin yanı sıra Altın Oran (Phi oranı), Metatron’un Küpü, Platonik cisimlerveFibonacci spirali deyer alıyor.

Tüm bilgiler onda kayıtlı olabilir mi?

Yaşam Çiçeği’ne geri dönersek, yaşamın tüm insanlıkla ördüğü bağların görsel bir ifadesi olarak kabul ediliyor ve tüm canlıların temel bilgilerini içeren bir tür akaşik kayıt içerdiğine inanılıyor. (Akaşa-Akasha, Sanskritçe’de gökyüzü, uzay veya eter anlamına geliyor. Akaşik kayıt ise eterde saklanan mistik bilgilerin bir koleksiyonu olarak kabul ediliyor.)

Yaşam Çiçeği aslında birden fazla geometrik sembolün finali olarak yorumlanabilir çünkü içinde farklı formlar barındırıyor:

Vesica Piscis: Aynı çapta iki çemberin kesişmesiyle oluşuyor; burada her bir çemberin merkezi, diğer çemberin çevresinde yer alıyor. Tasarımı, kutsal geometrinin en basit formlarından biri. Dünyanın dört bir yanındaki kutsal alanlarda tasvir edilmiştir, özellikle İngiltere’nin Glastonbury kentindeki Kutsal Kuyu en önemli örnektir. Bu formu ilk kutsal kabul edenlerin Pisagorcular olduğu söyleniyor.

Borromean Halkaları: Vesica Piscis’e üçüncü bir daire eklenmesiyle oluşur; burada üçüncü dairenin merkezi, ilk iki dairenin çevrelerinin kesişme noktasına yerleştirilir. Bazılarına göre, bu zihin, beden ve ruhu temsil eder.

Yaşam Tohumu: Yaşam Çiçeği tasarımından alınan yedi daireden oluşur. Yaşam Tohumu şeklinin, yaratılışın ilk saatlerinde çok hücreli bir embriyonun şekli olduğu ve Yaşam Çiçeği tasarımının temel bir bileşeni olarak hizmet ettiği söylenir.Bazı dini inançlara göre, Yaşam Tohumu, Tanrı’nın yaşamı yarattığı yedi yaratılış gününü tasvir eden bir semboldür. İlk günün Vesica Piscis’in yaratılışı olduğu, ardından ikinci günde Borromean Halkaları’nın yaratıldığı ve sonraki her gün bir kürenin eklenmesiyle altıncı gün Yaşam Tohumu’nun inşa edildiği kabul edilir. Yedinci gün ise dinlenme günüdür.

Yaşam Meyvesi: Yaşam Çiçeği’nden alınan 13 daireden oluşur. Yaşam Meyvesi’nin evrenin planını oluşturduğu ve her atomun, moleküler yapının, yaşam formunun ve var olan her şeyin tasarımının temelini içerdiği söylenir. Ayrıca Metatron’un Küpü’nün geometrik temelini içerir ve bu da Platonik cisimleri oluşturur. Yaşam Meyvesi’nde her dairenin merkezi, diğer merkezlerle birer çizgi ile birleştirilirse, toplamda 78 çizgi oluşur ve bir tür küp (Metatron’un Küpü) meydana gelir. Bu küpün içinde, Platonik cisimlerin iki boyutlu versiyonları da dahil olmak üzere birçok başka şekil bulunabilir: Yıldız tetrahedron, hexahedron (küp), oktahadron, dodecahedron ve icosahedron. (Platonik cisimler, organik yaşamın yapı taşları olarak önemli beş yapıdır. Bu beş yapı, minerallerde, canlı ve organik yaşam formlarında, seste, müzikte, dilde ve benzeri yerlerde bulunur. Her şeklin ismi yüzeylerinin sayısından türetilmiştir: sırasıyla dört, altı, sekiz, 12 ve 20. Platon, bu şekillerin evreni oluşturan elementlerin temelini oluşturduğuna inanıyordu: ateş, toprak, su, hava ve eter.)

Yaşam Çiçeğinin bilinen en eski örneği, Mısır’daki Osiris Tapınağı’ndadır. Tarih boyunca, sayısız manevi oluşum Yaşam Çiçeği ve onun geometrik türevlerini incelemiştir. Leonardo da Vinci, bu formu ve matematiksel özelliklerini incelemiştir ve Yaşam Tohumu’nu çizmiştir. Da Vinci ayrıca Platonik cisimleri temsil eden geometrik şekiller de çizmiş ve eserlerinde Altın Oranı kullanmıştır. Yeni Çağ düşüncesinde, onu kutsal geometrinin bir parçası olarak inceleyenlere derin ruhsal anlam ve aydınlanma biçimlerine erişim sağladığına inanılmaktadır.

Yaşam Çiçeği bize ne anlatıyor olabilir?

Yaşam Çiçeğinin unutulmuş sırrı nedir?

En yakın tarihli araştırmacılardan biri de Drunvalo Melchizedek’tir. “Yaşam Çiçeği” sembolü ve onun ardındaki kutsal geometrinin spiritüel ve metafizik anlamları hakkında geniş kapsamlı öğretilerde bulunmuştur. Melchizedek, özellikle Yaşam Çiçeğinin Unutulmuş Sırrı (The Ancient Secret of the Flower of Life) adlı iki ciltlik kitabında Yaşam Çiçeği’nin evrenin yapı taşlarını ve enerjilerin nasıl organize olduğunu sembolize ettiğini belirtir. Ona göre bu desen, yaratılışın tüm seviyelerinde var olan bir geometrik şablondur ve tüm varoluşun temeli olarak görülür.

Melchizedek, Yaşam Çiçeği’nin spiritüel gelişim ve bilinç yükseltme sürecinde önemli bir araç olduğunu savunur. Meditasyon ve derin düşünme yoluyla bu sembol üzerinde çalışmanın, bireyleri daha yüksek bir bilinç seviyesine ulaştırabileceğine inanır. Melchizedek, Yaşam Çiçeği’nin yalnızca mistik bir sembol olmadığını, aynı zamanda modern bilimle de uyumlu olan temel geometrik ilkeleri içerdiğini ileri sürer. Bu bağlamda, sembolün hem ruhsal hem de bilimsel bir önem taşıdığını vurgular.

Drunvalo Melchizedek’in öğretileri, bu sembolün evrenin sırlarını ve insanın kendi içsel potansiyelini keşfetmesine yardımcı olabilecek derin bir araç olduğunu savunur. Onun öğretileri hem kişisel hem de evrensel bilincin gelişimine katkıda bulunmayı amaçlayan spiritüel çalışmalar için bir rehber olarak kabul edilir.

Son olarak Melchizedek, Yaşam Çiçeği’nin Mer-Ka-Ba (ışık bedeni) meditasyonu ve aktivasyonu ile yakından bağlantılı olduğunu öğretir. Mer-Ka-Ba, spiritüel bir araç olarak görülür ve kişinin enerji alanını dengeleyerek, ruhsal uyanışı hızlandırmayı amaçlar. Bu uygulamanın, bireyin yüksek boyutlara geçiş yapmasına ve bilinçli olarak evrimleşmesine yardımcı olduğu söylenir.

Günlük hayatta Yaşam Çiçeği’ni nasıl kullanabiliriz?

Yaşam Çiçeği sembolünün merkezine bakmanın, beden zihin ruh bütünlüğünü desteklediği söylenir. Birçok kişi için bu güçlü desen, paylaştığımız evrensel bağlantının bir hatırlatıcısıdır ve bu bağlantıyı kendimize hatırlatmak şifa vericidir. Yaşam Çiçeği takılarını takmak, bu kutsal sembolü günlük hayata dahil etmenin bir yoludur ve etrafımızdaki her şeyle bağlantımızı hatırlatan bir araç olarak hizmet eder. Bu takılar hem estetik olarak hoş hem de sembolik olarak anlamlıdır. Yaşam Çiçeği sembolü çizmenin de meditatif etkisi yüksektir ve bu sırada çeşitli açılımlar, farkındalıklar yaşamınızı destekleyebilir.


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.