Zira “Ne dediysem çıktı!” Gece olacak dedim, oldu; sabah olacak dedim, oldu. Daha ne olsun?
Bazen bu özgüvenden bende de olsaydı neler yapardım diye düşünüyorum. Instagram (anlık görüntü) astrologlarının pıtrak gibi çoğaldığı bir zamandayız. Bizler astrolojik analizin ne demek olduğunu ve bunun nasıl yapıldığını anlamak için uzun yıllar dirsek çürütüyor ve bir sürü kitabı tekrar tekrar okuyup kafa patlatıyoruz. Şu zamandaysa bu sürecin “Yeniay şu evinizde, yan(ı)…” gibi bir boyuta gelmesi, popülaritenin büyüsüne kapılıp alınacak üç beş fazla beğeni için (güneş ya da yükselen) burcunuz üzerinden gelecek tahmininin ortalığı kasıp kavurması bana birçok alandaki bozulma ve çürümenin, bu alanda da bu şekilde kendini gösterdiğini düşündürüyor.
Ne Olacak Bu Balıkların Hâli?
Birisi bu işi profesyonel olarak yaptığınızı duyduğunda hemen “E, ne olacak bu balıkların hali?” veya “Bu yıl yengeçlerin yılıymış!” gibi ifadelerle size yaklaşıyor. Ben de açıklamak zorunda kalıyorum: Bir insan, bir burç değildir.
Her insanın doğduğu an ve doğduğu yer üzerinden çıkarılan bir doğum haritası vardır. Bu harita, uygun şekilde analiz edildiğinde ortaya kişinin hayatında önemli birtakım konular çıkar. Bizler bunlar üzerine, bizden bu hizmeti almayı seçmiş müşterimizle düşünürüz. Buna ek olarak insan hayatında, astrolojik geçişlere bağlı, belli tekrarların yaşanabildiği, belli eşikler vardır. Bunlar üzerine de düşünürüz. Kişinin devam eden yaşamındaki olasılıkları, harita analizi sonucu saptadığımız önemli konuları göz önünde bulundurarak birlikte değerlendiririz.

Bu Yıl Kimin Yılı Sorunsalı?
Bir yılın sizin yılınız olması ya da olmaması (güneş veya yükselen) burcunuzla ilgili değil sizin o yıla hangi derslerinizi alarak ya da hangi konulara direncinizi koruyarak gelmiş olmanızla ilgilidir. Fırsatlar ve birtakım zorluklar her zaman vardır. İş, neyi nasıl değerlendirebildiğiniz ve neyin nasıl üstesinden gelebildiğinizle ilgilidir. Ya da gelemediğiniz… Belki de gelemeyeceğinizi kabul etmeniz… Bazı şeyleri değiştiremeyiz, sadece onları olduğu hâliyle kabul edebiliriz.
Biz tüm bu gibi olasılıklar üzerine haritanızı göz önünde bulundurarak düşünürüz. Siz de bunun işinize yarayıp yaramadığına, hayatınızı kolaylaştırıp kolaylaştırmadığına bakarsınız. Ve bunun sizin için faydalı olup olmadığına karar verirsiniz. Bu sadece astroloji ile de ilgili değildir. Astroloji kadar size bu analizi yapan kişinin yaklaşımının size iyi gelip gelmemesi, sizin ufkunuzu genişletip genişletememesi ile ilgilidir. Nihayetinde yaklaşımın başarısı, kullanılan teknik kadar bu tekniği kullanan kişinin arka plandaki donanımı ve nerede duracağını bilmesiyle de ilgilidir.

Nerede Duracağını Bilmek, Astrolojik Sembolleri Tanımak- Işıklar
Size astrolojik danışmanlık veren kişinin yapamayacağı şeyler vardır: Size ne yapacağınızı söyleyemez ve kendi doğrularıyla sizi yönlendiremez.
Ona düşen, size söz konusu sembolizmin farklı yüzlerinden ve buna bağlı olası senaryolardan söz etmektir. Bu size bir pencere açar. Sonrası size kalır.
Astroloji alfabesi otuz dört harften oluşur. Bunlardan on tanesi gezegenlerdir. Harita analizinde ne sorusuna cevap verirler. Ay ve Güneş, ışıklar olarak, kişilik ve karakteri oluşturan, yaşam yolculuğumuz hakkında önemli şeyler söyleyen iki temel parçadır:
Ay, erken çocukluk dönemi koşullanmaları, algıladığımız anne, geçmiş, hafıza, değişken ruh halleri ve ihtiyaca karşılık gelir. Ruhumuzu besleyecek ve devam etmemizi sağlayacak şeyin ne olduğu burada anlatılır. Her ne kadar güneş burcumuz, muhtemelen hesaplaması daha kolay olduğu için, daha önemli gibi düşünülse de asıl önemli olan hikâyenin kökleridir ve o kökler burada bulunur.
Güneş, potansiyelimizin saklı olduğu yerdir. O bizim ne istediğimizi anlatır. Ona ulaşmış olarak doğmayız. Ona ulaşma şansımız vardır. Kalbimizin uğruna çarptığı şeydir. Bu sembolizm hayatımızda ne kadar aktif hale gelirse biz kendimizi o kadar canlı hissederiz. Bu tema bizim yaşam sevincimizi içinde barındırır.
Egomuzun tuzağına düşersek burada fazla hassas ve kırılgan olabiliriz. Bu durumda güneşin yakıcı kibri ortaya çıkar ve kalbimiz bizi hayatla buluşturabilecekken kırılarak bizi diğerlerine kalbimizin kapandığı, ezici bir boyuta taşır. Bu noktada canımızı yakan şeyin aynı zamanda başkalarının hayatta kalma çabası olduğunu iyi anlamamız gerekir. Bizim onları ezip geçmemiz değil kendi yolumuza gidebilmemiz gerekir.

Kişisel Gezegenler- Elim, Sevdiğim, Öfkelendiğim
Sonrasında önem taşıyan kişisel gezegenlerimiz olan Merkür, Venüs ve Mars gezegenleridir. Merkür bizim aklımızdır. Onunla düşünür, seçeneklerin farkına varır ve daha bilinçli seçimler yapma şansı kazanırız. El Tusi, kaderimizi değiştirmemizi sağlayabilecek tek parçamızın Merkür olduğundan söz eder:
“Aklını kullananların şansa ihtiyacı yoktur çünkü akıl, şansı yaratır.”
Venüs, bizim neye çekildiğimiz, neyi çektiğimizi anlatır. Tıpkı çiçeğin kokusu gibi düşünebiliriz. Üzerimize konan çiçekler bizim tozlaşmamızı sağlar. Böylelikle varlığımız devam eder. Venüs bizim gevşememizi sağlayandır. Tat verir. Ona karşı iştah duyarız. O bizde şehvet uyandırır, bize haz verir.
Mars ise başımıza bela olacak neyse onu başımızdan defetmemizle ilgilidir. Bu bizi neyin öfkelendirdiği ve neye öfkelendiğimizle ilgilidir. Öfke, yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu gösterir. Onunla uygun şekilde iletişim kurabilirsek taşların yerini bulmasını ve hareket edebilmek için ihtiyaç duyduğumuz güvenli ortamın teminini sağlayabiliriz.
Sosyal Gezegenler- Büyüme ve Küçülme, Genişleme ve Daralma
İki sosyal gezegenimiz vardır: Jüpiter ve Satürn. Jüpiter bizim ufkumuzun genişlemesi, keşiflerimiz, inançlarımız, eğitimimiz, uzak ve yarınla ilişkimizle ilgilidir. Satürn bizim sorumluluğunu almamız gerekenler, dışarıda bırakmamız gerekenler, sınırlarımız, korkularımız, bunlarla baş edebilmemiz, olgunlaşmamız, yakın ve geçmişle ilişkimizle ilgilidir. Jüpiter melek, Satürn Şeytan’dır.
“Bir insan, aydınlığı hayal ederek değil; karanlığın bilincine vararak aydınlanır.”
Jung
Jüpiter bize uzun ince bir yol çizer. O yola sadık kalmamız bizi ihtiyacımız olana götürür. Satürn de bizi yoldan çıkarmak isteyen her şeydir. Bazen de yeni bir şey denemeye kendimizi açmamız gerekir. Jüpiter ve Satürn bu süreçleri ifade eden iki yardımcı güçtür. Ne zaman hangisinin Şeytan’ın kostümüyle karşınızdaolduğunu anlamak çok da kolay değildir. Melek görünen Şeytanlar, Şeytan sanılan melekler vardır.

Jenerasyon Gezegenler- Zamanın Derin Güçleri
Uranüs büyük değişimleri, Neptün sırları ve Plüton iyi ile kötünün ötesindeki hakikati anlatır. Onları anlamak hiç de kolay değildir. Aklımızda çakan şimşek, belirsizliğin ötesindeki sezgi ve derin suların karanlık sütü… Harita katman katman açılır. Nereden başlayacağınızı çok iyi bilmek gerekir. Yoksa bunca önemli anahtar içinde kaybolur, hangisiyle hangi kapıyı açabileceğinizi kavrayamazsınız.
Hiçbir şey sanıldığı kadar basit değildir. Bir şey size çok basitmiş gibi anlatılıyorsa anlatan kişinin konuya ne kadar hâkim olduğu üzerine biraz araştırma yapmakta fayda vardır.
“Söz söylemek irfan ister, anlamak insan…”
Fuzuli
Astrolojik analiz, söz konusu sembollerin içsel karşılıklarını çok iyi anlamayı gerektiren bir bilim ve sanat buluşmasıdır. Sembollerin derinliğini anlamak, insan ruhuna, doğaya dair de çok şey bilmeyi gerektirir.
Yaşamdan bahsediyorsak, onun döngülerinden bahsediyorsak, ona dair, tarihsel süreçlere, kişisel tarihe dair de bilmemiz gereken şeyler vardır. Nasıl ki hastalık yoktur, hasta vardır der Jung, bir astrolojik sembol kadar o sembolün bir kişide, kendi özelinde tezahürü vardır.
Yahya Kemal Beyatlı, bir şiirin bir tek sözcüğünü bazen senelerce aradığından söz eder. Ben on yılı aşkın bir süredir profesyonel olarak harita yorumlamama rağmen bazen haritamdaki bazı sembollerin aynı zamanda neyi ifade ettiğine şaşkınlıkla şahit oluyorum. Bir yerden başlarsınız; bununla birlikte şunu çok iyi anlamalısınız: “Daha üzerine konuşulacak birçok şey daha, hep vardır.”
Sevgilerimle,
Hüseyin Akdağ
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

