Farkındalık

Benim tatlı patatesim

Kişisel gelişim, birlik bilinci, kolektif bilinç konuları ile ilgilenmeye başlayınca yolun bir yerinde mutlaka “100. Maymun Deneyi” ile karşılaşmışsınızdır. 1950’lerde Japonya’da bir adada yaşayan maymunlar üzerinde uzun yıllar süren bir deney yapılır. Adadaki kumların üzerine tatlı patatesler bırakılır. Maymunlar bu patatesleri çok severler ve kumlu da olsa yerler. Bir süre sonra henüz 18 aylık olan dişi maymun İmo, patatesi en yakın su birikintisinde yıkayıp yer. Zamanla annesi, diğer aile bireyleri, akrabaları derken yaklaşık altı sene içinde birçok maymun düzenli olarak bırakılan patatesleri artık yıkayarak yemeye başlarlar.

Tahmin edersiniz ki bazı maymunlar ise ısrarla kumlu yemeye devam ederler. Adadaki 100’üncü maymunun da patatesi yıkayarak yemeye başladığı günün akşamında ilginç bir şey olur. Artık adadaki tüm maymunlar patatesleri yıkayarak yemeye başlamışlardır. Daha da ilginç olan ise çevre adalardaki maymun kolonilerinin de bırakılan patatesleri doğrudan yıkayarak yemeye başlamalarıdır.

İngiliz Biyokimyacı Rupert Sheldrake’in morfik resonans teorisi tam da bu deneyin sonuçlarını anlatır. Sheldrake’e göre evrende bir şey yeterli süre tekrarlandığında morfik bir alan oluşur ve bu alanla kurulan rezonans aynı durumun başka yerlerde de tekrarlanma olasılığını artırır.

Sheldrake, dünya üzerinde ruhsal uyanış seviyesi belli kritik eşiğe geldiğinde kolektif bir değişim yaşayacağını söyler.  

İşte Mümkün de benim temiz bir su birikintisinde yıkanmış tatlı patatesim. Kumlu patatesler yediğimiz günler, yıllar oldu. İyi ki de oldu… Öğrendim, geliştim, olgunlaştım. Ve günü geldi artık patatesimi kumlu yemek istemediğime karar verdim. Kendime temiz bir su kaynağı buldum, tam da kendi içimde; yeteneklerimin, birikimlerimin, heyecanlarımın, hayallerimin olduğu yerde. İmo gibi ben de bu hayatta payıma düşeni yani yapılabilecek olduklarımı yapmaya karar verdim.

Ben bunu yaparken sizler de Mümkün Dergi’den edindiğiniz bilgilerle kendi içinizdeki o temiz su kaynaklarına ulaşacaksınız, kendi adımlarınızı atacaksınız.

İşte böyle böyle… En baştan dünyayı kurtarmaya, nirvanaya ulaşmaya falan kalkıp kısa sürede soluksuz kalmak yerine…

Yapabildiğimiz kadarını tatlı tatlı yapıp, kendi dünyamızda arınıp morfogenetik alana o güzel kayıtlarımızı bırakacağız.

Günü geldiğinde kullanılsın diye…

Yolumuz açık olsun.

©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

yaprak-cetinkaya
Gazetecilik eğitimini Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde aldı. 27 yıldır farklı görevlerde daima mesleğine aşık bir hal ile çalışıyor. Gazeteciliği en çok wellbeing, kişisel gelişim, psikoloji, ezoterizm, mitoloji gibi daha az konuşulan konular üzerinden yapmayı seviyor. Mümkün Dergi, Yuka Dükkân ve Yuka Ajans’ın kurucu ortaklarından…