Ah o suçluluk duygusu… Hani şu hiçbir dayanağı olmayan, hatta aslında doğrusunu yaptığımızdan eminken dahi içimizi mengene gibi sıkıştıran görünmez düşman!
Gerçek bir suçluluk duygusu genellikle yanlış bir şey yaptığımızı düşündüğümüzde, başkalarına zarar verdiğimizde veya kendi ahlaki standartlarımıza uymadığımızda ortaya çıkıyor. Yasaya uymamak, kurallara karşı gelmek, kişisel değerlerimize aykırı davranmak ya da sinirli bir anımızda bir başkasının kalbini kırdıktan empati yapıp suçluluk duymamız çok normal. Hiçbirimiz mükemmel olmadığımız için zaman zaman gerçekten hatalar yapıp sonrasında suçlu hissetmemiz aslında doğal olan ve hatta olması gereken. Ya hiçbirimiz suçluluk hissetmeseydik, dünya nasıl bir yer olurdu bir düşünsenize! Dolasıyla buraya kadar olan kısımda suçluluk duyabildiğimiz ve gelişime açık olduğumuz için mutlu olabiliriz.
Ancak geçerli bir nedeni olmayan üstelik de aşırı ve sürekli hale gelen suçluluk duygusu bizi denklemin diğer tarafına doğru götürüyor: Zihinsel hastalıklara neden olabilecek bir tablo.
Peki neden ortada makul bir neden yokken suçlu hissederiz?
İşte bir uzmanın desteğini dahi gerektirebilecek bu tablonun olası nedenleri:
- Travma: Özellikle çocukken yaşanmış bazı travmatik olaylar. Bunlar aile içi şiddetten her türlü cinsel tacize kadar uzanabildiği gibi bazen bu kadar ciddi olmayan ancak çocuk tarafından çok ciddi algılanan olaylar nedeniyle de oluşabiliyor.
- Geçmiş Deneyimler: Sürekli eleştirilen bir çocuk olmak, suçlanmak özellikle de anne-baba tarafından suçlanmak kişinin yetişkinlikte bu duyguyu içselleştirmesine neden olabiliyor
- Düşük Özsaygı: Kendine saygısı düşük olan bireyler, eleştirileri abartılı şekilde algılayabiliyor ve küçük hatalar bile büyük bir suçluluk duygusuna neden olabiliyor. Aynı iş yerinde aynı deneyimi yaşayan iki yetişkinden biri olayı daha rahat atlatırken diğeri suçluluk duyguları içinde boğulabiliyor.
- Mükemmeliyetçilik: Kendinden ve çevresinden beklentisi yüksek olan bireylerin bu beklentiyi karşılayamadıklarını düşünmeleri halinde suçluluk duymaları kaçınılmaz. Tabii mükemmeliyetçi kişiliğin oluşumunda yine çocukluk dönemine dönmek gerekiyor.
- Kaygı Bozuklukları: Kaygı bozukluğu, kişinin sürekli bir endişe ve suçluluk hali içinde olmasına neden olabiliyor. Bu durumda, kişi mantıklı bir nedeni olmasa bile sürekli olarak kendini suçlu hissedebiliyor.
- Depresyon: Depresyondaki kişiler, geçmişteki veya mevcut olaylar için sürekli suçluluk hissedebiliyorlar, bu suçluluk genellikle mantıklı bir temele dayanmıyor.
- Toplumsal ve Kültürel Faktörler: Bazı kültürler veya aile yapıları, bireylere aşırı derecede suçluluk duygusu aşılayabiliyor. Bu durum, kişinin sürekli olarak suçlu hissetmesine neden olabiliyor.
- Kendini Sabote Etme: Bazı kişiler, bilinçaltında kendilerine zarar verme eğiliminde olabiliyorlar. Bu durum, gereksiz suçluluk duyguları ile kendini gösterebiliyor.
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.