HOŞ GELDİM KENDİME
Farkındalık

Hoş geldim kendime

Kendimi kayıplardayım.

Paha biçilmez bir duyguymuş, yenice keşfediyorum. Kaybettim sandığım benler kimler? Seyrediyorum.

Bir gün bir rüya gördüm.

Yaşsız bir yaştayım, etrafımda çocukluğumu paylaştığım arkadaşlarım; birlikte güldüğüm, üzüldüğüm, büyüdüğüm. 

Burası bir hırka dükkânı, ilginç. Rengarenk hırkalara bakıyoruz hepimiz, üstümüzdekiler yetmezmiş gibi yenilerini giymeye hevesimiz büyük.

HOŞ GELDİM KENDİME

Sonra bir şeyler oluyor; arkada gizli bir kapı açılıyor, kapıdan geçenler dışarı çıkınca tüm yüklerinden özgürleşmiş bambaşkalarına dönüşüyorlar. Herkes o kapıdan içeri girmeye pek hazır, ikili gruplar olup başlıyorlar geçit törenine. Ben hem tek hem sona kalıyorum.

O an herkesin ve her şeyin dışında kalma hissi sarmalıyor bedenimi…

Bu nasıl bir şok? 

Bi’ dakika yaa, nasıl oldu da ben yapayalnız kaldım böyle, yoksa korkuyor muyum?

Dükkândan dışarı atıyorum kendimi, madem “grupların” dışında kaldım, kendi istediğim gibi dolaşıp keyfime bakacağım.

Lakin o keyfe bakamıyorum. O bana bakıyor, ama yanına çağırmıyor beni.

Aaa, bak burada da yalnızım!

HOŞ GELDİM KENDİME

Çiçeklerle süslenmiş sokaklarda yürürken bir anda bir şey ruhuma görünür oluyor. Bir gruba “ait” olsam da olmasam da korksam da korkmasam da kapının öte tarafında ne olduğunu bilmemenin huzursuzluğuna ve hatta bir başınalığıma rağmen o kapıdan içeri gireceğim. Çünkü ben tüm bunların hepsinden daha öte, daha büyük, daha çok, daha başka bir şeyim. Ben ben’im.

Hızla dükkâna dönüyorum. Tabi ki herkes çıkmış çoktan, tabi ki bir tek ben kalmışım, bir de üstüne en sona kalmışım (bunu zaten en başından beri biliyoruz). Oh be, bana zor görünen her şeyi koluma takıp geçiyorum eşikten. 

Sonsuz bir karanlık.

Dışarı çıktığımda bildiğim bilmediğim, olduğum olmadığım her şeyi geride bırakan, tüm hallerimle hemhal, kaybettim sandığım tüm benlerle genişleyen, büyüyen, çoğalan oluyorum.

Ve kalbim yerinden fırlayacak gibi atarken bu heyecana oldukça zıt bir sessizlikle fısıldıyor.

“Kendine hoş geldin.”


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Avatar photo
Kendini bildiğinden beri yazıyor, yazarken onun için her şey duruyor. Bilinmeyene olan koca bir merakla büyüdü, bir yandan da bilinmeyenden hep korktu. Büyürken korku denen şeyin korkulandan daha fena bir şey olduğunu fark edince rahatladı; yoluna korkmaya, korkuya rağmen yürümeye, büyümeye devam ediyor. Kalbinden geçenleri paylaşmaya niyet ediyor.
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.