Ünlü yönetmen Luc Besson’un 1997 yılında çektiği ve o zaman için gelmiş geçmiş en etkileyici efektlere sahip filmi Beşinci Element’i izlemiş miydiniz?
Film beni bir hayli etkilemişti. Dünyanın sonunu getirmek üzere hızla yaklaşan bir kötülüğü önlemek üzere kullanılacak ama ne olduğu bilinmeyen beşinci element hakkındaydı film. Özetle beşinci elementin peşine düşen iyilerin ve kötülerin serüvenini konu alıyordu. Filmdeki kurguda farklı bir anlam bulan beşinci elementin önemi insanlık tarafından ise henüz kavranmadı.
Gezegenimiz üzerinde canlı yaşamını mümkün kılan dört elementi bilmeyenimiz yoktur. Toprak, ateş, su ve hava. Bu dört element insanın varlığını sürdürebilmesinin temelini oluşturuyor.
Fiziki olarak varlığını bilip, görüp, hissettiğimiz bu dört elementin dışında Kova Çağı ile birlikte daha da hayatlarımızın içine girecek olan beşinci elemente akaşa deniyor.
Akaşanın beş duyu organımızla algılanacak ne sesi ne kokusu ne de ısısı var. Burası duyular dışı algılama gerektiren bir bölge.
Her insanın kişisel ve her gezegeninde kendine ait bir akaşa alanının olduğu biliniyor. Bu alanı kişinin duygularının da yüklü olduğu tüm anılarının kayıtlı olduğu bir video arşivi gibi düşünebiliriz.
Sanskritçe’den gelen akaşa kelimesi “başlangıçtan beri var olan cevher” anlamına geliyor. İnsanın anne karnı süreci dahil tüm yaşam kayıtları bu kişisel akaşa alanında tutuluyor. Ben bu alana içsel kütüphane diyorum. İslam dininde bu alan Levh-i Mahfuz olarak biliniyor. İnsanın akaşa alanında yer alan bilgiler, sesler ve görüntüler toplamına ise akaşik kayıtlar diyoruz. Akaşik kayıtların içinde bireysel yaşanmışlıkların yanı sıra kişinin atalarının yaşamları, bireyin içine doğduğu kültüre ait tüm öyküler ve küresel deneyimler yer alıyor. Hafıza bahsi geçen akaşik kayıtlarla ortaya çıkıyor.
Özellikle psişik yetenekleri gelişmiş, bu alanı görebilmek için ruhsal olgunluğa ulaşmış bireyler akaşik kayıtlar alanına giriş iznine sahip oluyor. Akaşa alanında tutulan duygular kişinin günlük hayatındaki eylemlerini bire bir etkiliyor. Bu alanda kayıtlı duygu yüklü anılar ise travma dediğimiz olguyu oluşturuyor. Akaşamızda duygu yükü ne kadar fazlaysa olaylara ve kişilere karşı hassasiyetimiz o kadar yüksek olur her zaman. Yüksek hassasiyet neticesinde popüler deyimiyle tetiklenme yaşarız.
Bereket ki akaşamızı düzenli çalışmalarla temizlemek mümkün. Yaşanan olayların duygusal etkisinden özgürleşmek, akaşayı duygusal tortudan arındırmak için basit ama etkili egzersizler var.
Yoga camiasının yakından tanıdığı ve sıra dışı tarzıyla bilinen yoga eğitmeni Çetin Çetintaş’ın Hayat Sana Ne Anlatıyor? isimli kitabında değindiği bu egzersizlere gelin beraber göz atalım:
AKAŞAYI TEMİZLEME EGZERSİZLERİ
Kelam canlıdır derler ya kâinatta hiçbir ses yok olmaz. Dolayısıyla akaşamızı arındırma adına yapabileceğimiz ilk şey duygulardan arınmış haldeyken kendi sesimizle kelimeleri gerçek anlamlarıyla kullanmaktır. Bu demek oluyor ki öfkeliysek, kederliysek, korku doluysak duygumuzun etkisi geçene kadar bekleyip sonra var etmek istediklerimiz hakkında konuşmalıyız.
Başvurabileceğimiz ikinci temizlik yöntemi kendimizi uygun nefes egzersiziyle nötr bir hale getirmektir. Uygun nefes pratiğine örnek; havayı dört saniyede burundan almak, iki saniye bedenimizde tutmak, sekiz saniyede burundan vermek ve tekrar nefes almadan önce iki saniye havayı dışarıda tutmaktır. Nötr nefesin amacı zihnimizi duygularımızın etkisinden çıkartmak.
Üçüncü bir arınma yoluysa telefonumuzun ses kayıt özelliğiyle sesimizi kaydettikten sonra zihnimizi meşgul eden deneyimi anlatmak. Deneyimle ilgili söyleyecek hiçbir şey kalmayıncaya kadar kendi sesimizi kaydetmek ve bu ses kaydını birkaç hafta boyunca günde en az bir kez dinlemek. Bu çalışmanın “yeter artık hayatım bu olaydan mı ibaret!” deyinceye kadar yapılması önemli.
Son olarak ünlü yoga eğitmeni kitabında akaşa temizliği için başı öne eğerek yapılan ‘Boğaz Kilidi’ egzersizine yer veriyor.
Arama motorlarına ‘Boğaz kilidi’ yazarsanız ilgili videolara ulaşabilirsiniz.
AKAŞA TEMİZLİĞİNE VAR MISINIZ?
Kısaca göz attığımız bu dört yöntem de kişinin kendine verdiği değeri pekiştiren kıymetli akaşa temizleme yolları. İnsanın beden farkındalığıyla kendini şifalandırması kadar güzel bir şey yok bu hayatta. Hazır bu teknikleri öğrenmişken haftada en az bir defa akaşamızı temizlemeye var mısınız?
Aranızdan “çok isterdim ama bu tür çalışmalara bir türlü istikrarla devam edemiyorum. Zaman yaratamıyorum” diyenleri duyar gibiyim. Üzülmeyin! Çünkü kolayı tercih edenler için de akaşalarını temizleyecek sihirli dokunuşlar mevcut.
Theta Healing seminerlerinde öğretilen akaşa alanı okuma pratiklerini ilerlettikçe akaşik kayıtlara erişim sağlanıyor. Theta frekansına geçilerek kişinin eterik bedeninde yapılan şifalar ile akaşada değişim sağlanıyor. Akaşa alanımızda duygusundan özgürleştiğimiz anılar bizi tetikleyecek travmalar olmaktan çıkıyor. Bu sayede hayata ve gelmiş geçmiş tüm deneyimlere bakış açılarımız değişiyor.
Beşinci elementin hayatımızda nasıl değerli bir rolü olduğunu artık bildiğimize göre düzenli akaşa temizliğine hepimiz davetliyiz. Böylesine önemli bir temizliği es geçmeyi kim göze alabilir ki?
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.