Bir zamanlar aşk, destansı romanlara konu olacak kadar ihtişamlıydı. Sevdiğine kavuşmanın, onu sadece görebilmenin, dokunabilmenin hasretiyle yanardı aşıklar. Geceler boyu uykusuzca yazılan aşk mektupları, o ayazda baharı yaşatırdı sevenlere. Şimdi ise aşk, bir yana kaydırma hareketi kadar hızlı, bir emoji kadar yüzeysel ve belki de bir “engelleme” durumu kadar geçici… Peki, aşkın anlamı nerede?
Geçen günlerde kutladığımız Sevgililer Günü gibi günler kimileri için hala önemini korurken kimileri için çoktan anlamını yitirmiş durumda. Ve hiç şüphesiz ki birçoğumuz için tüketim çılgınlığı… Belki de bugünün bahanesiyle biraz aşkın ve sevginin anlamı üzerine düşünmeye fırsatımız olur. Biraz dayatılan “sahte mutluluk” hikâyelerinden sıyrılalım. Aşkın yüzeyde parlayan sahte yüzünden değil, onun derinlerinde yatan anlamından bahsedelim biraz. Anlam demişken tam da burada Viktor Frankl’ın logoterapi yani anlam terapisi felsefesinden bahsedelim istiyorum. Pek aşina olmadığımız bir ekol olduğu için öncelikle Logoterapi nedir sorusuna cevap vermek isterim.

LOGOTERAPİ NEDİR?
Logoterapi, Viktor Frankl tarafından geliştirilen bir psikoterapi yöntemidir ve insanın en temel motivasyonunun anlam arayışı olduğunu savunur. Freud, insanın hayatını haz arayışı üzerine kurarken Adler güç ve üstünlük arayışını merkeze almıştı. Ancak Frankl, insanın en büyük itici gücünün hayatına anlam katmak olduğunu söyledi.
Frankl’ın bu yaklaşımı, İkinci Dünya Savaşı sırasında 4 yıl toplama kamplarında yaşadığı deneyimlerden doğdu. Ailesini kaybetti, ağır acılar yaşadı, açlık ve ölümle burun buruna geldi. Ama en zor anlarda bile hayatta kalmasını sağlayan şeyin, bir anlam bulabilmesi olduğunu fark etti. Logoterapi, bireyin acılarına anlam yüklediğinde o acının dönüştüğünü ve insanın yaşamla bağını güçlendirdiğini savunur.
Frankl der ki:
“İnsanın elinden her şey alınabilir ama bir şey asla alınamaz. Koşullar ne olursa olsun, kendi tutumunu seçme özgürlüğü.”
Bu bakış açısı, sadece hayatta kalma mücadelesinde değil, ilişkilerde, aşkta ve sevilme ihtiyacımızda da büyük bir rol oynar.

ANLAM OLMADAN AŞK VAR OLABİLİR Mİ?
Viktor Frankl, logoterapiyi “insanın en temel motivasyonunun anlam arayışı” olduğu üzerine kurmuştu. Yani, insan sadece mutluluğu değil, anlamı arıyordu. Ancak günümüzde aşk, anlamdan çok anlık tatminlere dönüşmüş gibi görünüyor.
“Gerçek aşk, bir kişide değil anlamda saklıdır.”
Modern ilişkilerde insanlar birbirine “sahip olmayı” istiyor. Ama gerçek aşk, kontrol etmek değil, birbirine alan açmaktır. Sevginizde özgürlük var mı, yoksa korkularınızın gölgesinde mi yaşıyorsunuz aşkınızı? Bir ilişki anlamlıysa o ilişki içindeki insanlar da anlam kazanır. Ama sadece birine bağlanıp, hayatın anlamını sadece onda ararsak, kayboluruz.Asıl mesele aşkın sadece birine körü körüne bağlanmak değil, onun hayatınızın tümüne nasıl anlam kattığını görebiliyor olmaktır.
AŞK, BİZİ AŞAN BİR ŞEYDİR
Aşk, sadece “birlikte vakit geçirmek” değil, iki insanın birbirini geliştirmesi, dönüştürmesi ve hayatlarına derinlik katmasıdır. Kendini aşmaktır. Logoterapi bunu “aşkındalık” kavramıyla anlatır. Günümüzde aşk çoğu zaman hızlı, yüzeysel ve anlık tatminlerle tanımlanır oldu. İlişkiler artık sonsuz seçenekler arasında tüketilen birer deneyim halini alırken aşk, bir bağ kurmaktan çok, yalnızlıktan kaçmanın bir yolu gibi görünüyor. Sizce partnerlerimizi, sevdiğimiz için mi yoksa bir boşluğu doldurdukları için mi seçiyoruz, ne dersiniz? Ya aşkın anlamı bu yüzeyselliğin çok ötesindeyse? Logoterapiye göre ise gerçek aşk, bir insana anlam katmaktan geçiyor.
Sevdiğimiz kişiyle sadece mutlu değil, anlamlı bir bağ kuruyor muyuz? Onu gerçekten seviyor muyuz, yoksa sadece “sevilme ihtiyacımızı” mı gideriyoruz? Eğer bir ilişkide sadece kendi ihtiyaçlarımızı karşılamak istiyorsak, aşkı yüzeysel yaşarız. Ama karşımızdaki insana gerçekten değer veriyorsak, onun varlığı bizim için bir anlam taşıyorsa, işte o zaman gerçek bir sevgiden, aşktan bahsedebiliriz.
Viktor Frankl’a göre:
- Aşk, bir insana olduğu haliyle bakabilmek ve onun içindeki en iyiyi görmek ve onun da kendindeki en iyiyi görmesine yardımcı olmaktır.
- Aşk, birine sahip olmak değil, onunla büyümek ve dönüşmektir.
- Aşk, anlamın en saf hâlidir. Gerçek aşk, sadece birine duyulan tutku değil, onunla paylaşılan anlamdır.

PEKİ, GÜNÜMÜZDE AŞK ANLAMINI YİTİRDİ Mİ?
Günümüz ilişkilerine baktığımızda, logoterapinin öne sürdüğü anlamlı aşk kavramının giderek kaybolduğunu görüyoruz. Eğer bir ilişki sadece eğlence, statü, dışarıdan nasıl göründüğü veya yalnız kalmamak için yaşanıyorsa, o aşk değil, bir boşluğu doldurma çabasıdır.
Flört uygulamalarında insanlar, gerçekten anlamlı bir bağ mı arıyor, yoksa geçici bir heyecan mı? Aşk, gerçekten bir duygu mu, yoksa yalnızlıktan kaçmanın bir yolu mu oldu? Birini gerçekten mi seviyoruz, yoksa onun bize verdiği duyguyu mu seviyoruz? gibi sorulara cevap vermek artık oldukça zor. Sizce de öyle değil mi?
PEKİ BİZ SEVGİYİ VE ANLAMI NASIL BULABİLİRİZ?
Belki de aşkı anlamlı kılmak için, önce kendimize şu soruları sormalıyız:
Sevdiğim kişiye ne veriyorum?
Ona sadece varlığımın rahatlığını mı sunuyorum, yoksa onun daha iyi bir insan olmasına gerçekten katkıda bulunuyor muyum?
Sevdiğim kişi bana ne öğretiyor?
Onun sayesinde hangi yönlerimi keşfediyorum, hangi korkularımı aşıyorum?
Bu ilişki bana anlam katıyor mu? Yoksa sadece yalnızlık korkusunu örtmek için mi bu bağın içindeyim?
Bunları sorgulamak, aşkı bir zorunluluk ya da bir kaçış alanı olmaktan çıkarıp, gerçekten anlamlı bir deneyime dönüştürmemizi sağlar.
LOGOTERAPİYE GÖRE AŞKI NASIL DAHA ANLAMLI KILABİLİRİZ?
1️. İlişkinizi Duygular Üzerine Değil, Anlam Üzerine Kurun
Birlikte sadece mutlu musunuz, yoksa birbirinizin hayatına gerçekten değer katıyor musunuz?
2️. Birbirinizi Dönüştürün ve Büyütün
Frankl der ki “İnsanı en çok mutlu eden şey, sevdiği kişi tarafından onun en iyi hâlinin görülmesidir.”
Partnerinize, onun içindeki en iyi versiyonu görebildiğinizi hissettirin.
3️. Aşkı Tüketmeyin, İnşa Edin.
Günümüz ilişkilerinde aşk çabuk tüketiliyor. Bir sorun olduğunda hemen vazgeçmek yerine, ilişkinin anlamını güçlendirmek için çaba gösterin.
4. Aşkı Anlamlı Kılan Küçük Anları Değerlendirin.
İlla büyük romantik jestler yerine, göz göze gelmenin, sessizce yan yana olmanın, birbirini dinlemenin ve anlamanın kıymetini bilin.
5️. Kendi İçinizdeki Anlamı Keşfedin.
Aşkı önce kendinizde bulun. Çünkü kendi içimizde bir anlam bulamazsak, dışarıdaki hiçbir aşk bize yetmeyecektir.

SEVGİLİLER GÜNÜ GİBİ GÜNLERİ LOGOTERAPİ PERSPEKTİFİNDEN NASIL KUTLAYABİLİRİZ?
Aşkı Bir “Göstermek” Aracı Olarak Görmek Yerine, Gerçekten “Yaşamak”
Sevgimizi sosyal medyada paylaşılan fotoğraflar veya pahalı hediyelerle değil de derin sohbetlerle, paylaşılan anlarla şova çevirmeden kendi olma halimizde, anda kutlayabiliriz.
Sevgiyi Daha Anlamlı Hareketlerle İfade Etmek
“Seni seviyorum” yazılı kocaman hiçbir işe yaramayacak dev ayılar yerine, gerçekten sevdiğimize ihtiyacı olan bir şeyi almak, emek vermek ve özenle onun için bir şeyler yapalım. Bugün, sevgimizi bir “görev” gibi değil de içimizden geldiği gibi ifade etmeyi deneyelim.
Sevgililer Günü’nü Bir Partner Olmadan da Kutlama Cesaretini Göstermek
Logoterapiye göre, sevgiyi sadece bir insana duyduğumuz şey olarak görmek eksik bir bakış açısıdır. Sevgi, hayatın içinde her yerdedir. Ailemize, dostlarımıza, hatta kendimize duyduğumuz sevgi de aynı derecede kıymetlidir. Bu yüzden, Sevgililer Günü sadece çiftler için değil, hayatımızdaki tüm anlamlı bağları kutlamak için bir fırsat olabilir.
“Sevgilim Bana Ne Aldı?” Yerine, “Bizim İçin Neyin Anlamı Var?” Diye Sormak
Bugün, hediye paketlerini açmadan önce, şu soruları kendimize sorabiliriz:
Bu ilişkinin bana hediyesi ne?
Bu insanla birlikte daha iyi bir versiyonuma ulaşıyor muyum?
Ben ona katkı sağlayabiliyor muyum?
Çünkü aşkı sadece aldığımız hediyelerle değil, birbirimizin hayatına kattığımız anlamla ölçmeliyiz.
Aşk sadece bir duygu değildir, bir anlama tutunmaktır. Eğer bir insanın hayatımızda bir anlamı yoksa ona duyduğumuz his zamanla tükenir. Ama gerçekten bir anlam yaratıyorsak, o aşk sonsuz olabilir. Belki de aşkı aramak yerine, ona anlam katmayı öğrenmeliyiz. Çünkü aşk, anlam kazandığında gerçek olur.
Sevgililer Günü kutlu olsun, herkese anlam dolu ilişkiler dilerim.
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.