Merhaba,
Retrolar yavaş yavaş çekilirken, gezegenler birer birer düz harekete geçerken yaşam hepimiz için artık daha süratli akmaya başlayacak. İçinde bulunduğumuz ay; hepimizin yaşamlarına hareketlilik getirecek.
Bu yazımda, yükselen burcumuzun önemini anlatmak istedim. Yükselen burcumuz en az Güneş burcumuz kadar önemli. Hatta bana göre daha da önemli. Çünkü yaşamımızın giriş kapısı o. Karakterimizin ve kişiliğimizin oluştuğu yer. Fiziksel özelliklerimizi şekillendiren yer. Aslında vitrinimiz de diyebiliriz. Karşılaştığımız, tanıdığımız insanların önce bizde gördüğü enerji, yükselen burcumuz. Hani bazen “ hiç enerjim tutmadı, ısınamadım” veya “kanım kaynadı” deriz ya; işte karşımızdaki kişinin bizim yükselenimizle kurduğu ya da kuramadığı bağdandır bu.
Vitrin, dedim. Bunu biraz daha açmak istiyorum. Örneğin tanımadığınız bir şehirdesiniz ve alışveriş yapmak istediniz. Tanıdığınız bir marka da yok diyelim. O zaman ne yaparsınız? Hangi mağazaya gireceğinizi nasıl belirlersiniz. Tabii ki, vitrinlerine bakarak. Önce sizi mağazanın vitrini çeker. Sonra içeriye girip daha yakından bakmak istersiniz. Bazen vitrinini çok beğendiğiniz mağazada, içeride hiçbir şey bulamayabilirsiniz. Bu olabilir. O zaman oradan uzaklaşmak istersiniz. Ben bunu yeni tanıdığımız bir insanı dolu zannedip, yaklaştıkça içinin boş olduğuyla yüzleşme anına benzetirim. Bazen de bunun tam tersi olabilir. Kötü bir vitrini olan mağazaya bir şekilde girip, efsane ürünlerle karşılaşabiliriz. Tıpkı ilk başta hoşumuza gitmeyen biri için “ aslında ilk başta ben seni şöyle zannetmiştim ama tanıdıkça ne kadar yanıldığımı anladım “ dediğimiz gibi… Vitrinler, çekici de olabilir itici de. Yükselen burcumuz bizim vitrinimizdir. Ve bizler vitrine ne koyuyorsak, onun alıcısı ile muhatap oluruz. Güzelliğini ve/veya çekiciliğini ön plana taşıyan kadın veya erkek, yoğun fiziksel taleplerle muhatap olacaktır. Yetenekleriyle vitrini zenginleştiren kişi ise, onları ortaya çıkaracak kişilerle. Bilgisi ve zekasıyla vitrinini dolduran kişi de o bilgilerden faydalanmak isteyen kişilerle. Bu örnekler uzar gider. Ve vitrine ne koyacağımız pek de bizim elimizde değildir. Çünkü orada yükselen burcumuz vardır. Orada ki enerjiye göre, vitrinimizi süsleriz.
Yükselen burcumuz neden Güneş burcumuzdan daha önemli peki?
Düşünün; evimize misafir nereden girer ya da çıkar? Ekstrem bir durum olmadıkça, tabii ki sokak kapımızdan öyle değil mi? Gökyüzündeki tüm etkileri de, bizler önce yükselenimizle karşılarız. Yani sokak kapımızla. Yükselen noktamız veya burcumuz adeta bir trafo görevi görür ve etkiyi haritamızdaki diğer evlere dağıtır. Tıpkı misafirlerin önce, sokak kapısından girerek evin diğer odalarına yerleşmesi gibi. Önce sokak kapısının ışığı yanar. Çünkü geleni görmek isteriz. Yükselen burcumuz da göksel enerjilerin bizim hayatımıza giriş kapısıdır. Yükselen burcumuzun olduğu ev daima 1. Evdir. Örneğin; yükselen noktasında yani kişinin 1. Evinde bir Satürn olduğunu var sayalım. Kişi, evine gelen misafirleri coşku ve neşeyle karşılamayacaktır. Hatta evine pek insan gelmesini istemeyebilir. İkram konusunda pek cömert olmayabilir. Bunu gökyüzüne uyarladığımızda, bu kişi aldığı her etkiyi (yeniay, dolunay, Retrolar ya da tutulmalar gibi) biraz karamsar, biraz depresif, zor ve yorucu karşılayacaktır. Belki de o etki onun yaşamında onu çok mutlu edecek bir gelişmeye taşıyacaktır onu. Ancak trafo görevi gören, yükselen burcumuzdaki Satürn enerjiyi coşkuyla ve pozitif dağıtamayacaktır. Bu durum kişinin haritadaki diğer evlerine de olumsuz yansıyacağından, kişi sürekli bir zorlanma ile karşı karşıya kalacaktır.
Yükselen burcumuz gayet önemli bir noktadır. “Kişiler 35 yaşından sonra yükselen burcunun etkisine girerler” sözü, bir şehir efsanesidir ve asla doğru değildir. Doğduğumuz andan itibaren her birimizin karakter ve kişilik özellikleri, fiziksel yapısı yükselen burcumuza göre şekillenir.
Tüm burç yazılarında genellikle şöyle denir: Önce yükseleninizi okuyun.” Hiç düşündünüz mü neden? Çünkü enerji ilk oradan girer. Ve kişi, yükselen burcunun aldığı açılarla ya da orada bulunan gezegenlerle aldığı bu enerjiyi nasıl dağıtacağını belirler.
“Karakterin ne ise, kaderin odur” sözü de buradan gelir. “Karakterini değiştirirsen kaderin de değişir” diye bu cümle devam eder.
Hepinize yükselen burcunuzu öğrenmenizi, tanımanızı tavsiye ederim.
Sevgiyle…
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.