Ruhsal astroloji gökyüzünü, geleceği öngörmekle beraber ruhun yolculuğunu anlamak için de okur. Klasik astroloji bize “Ne olacak?” sorusunun yanıtlarını sunarken ruhsal astroloji “neden buradayım ve hangi dersleri öğrenmem gerekiyor?” diye sorar. Hepimizin tek bir ruhun parçaları olduğunu hatırlatan bu yaklaşım, ay düğümleri, tutulmalar ve karmik göstergeler üzerinden hem bireysel hayatlarımızdaki döngüleri hem de kolektif bilinçteki dönüşümleri anlamamıza yardımcı olur.
Astrolog Güneş Demirci ile çok merak edilen ruhsal astroloji ve ruhsal astrolojinin bizlere ne gibi katkılar sağlayabileceği üzerine konuştuk.

Ruhsal astroloji nedir?
En yalın hâliyle, bu hayata gelme sebebimizi ve kısır döngülerden nasıl çıkacağımızı öğreten bir astroloji dalı. Klasik astroloji daha çok öngörü sağlar, ruhsal astroloji “Neden buradayım, ne yapmam gerekiyor?” sorularına odaklanır.
“Hepimiz tek bir ruhuz” derken neyi kastediyorsunuz?
Bütün insanlığı tek bir beden, bizleri de onun hücreleri gibi düşünün. Kimi göz olur, kimi kalp olur kimi de beden olur.
Ay düğümleri neden bu kadar önemlidir?
Çünkü kuzey ay düğümü (ejderhanın başı) bu hayatta ilerlememiz gereken yönü, güney ay düğümü (ejderhanın kuyruğu) ise alışkanlıklarımızı/konfor alanımızı gösterir. Karma bakışında güney düğüm “geçmiş hayat bagajı” gibi anlatılır, ruhsal astrolojide ise vurgu şudur: Şu an geleceğini yazıyorsun. Geçmişi “giydiğin” kıyafetler gibi düşün, hangisini çıkarıp hangisini dönüştüreceğine sen karar verirsin.

Klasik astroloji ile ruhsal astrolojinin farkı nedir?
Klasik astroloji senin hakkında öngörü yapar, ruhsal astroloji ruhun amacı ve yaşam göreviyle ilgilenir. Ruhsal astroloji daha çok burçlar ve evler üzerinden yorum yapar.
Ruhsal Astrolojiyi bilen kişi bununla ne yapabilir?
Kişi, hayatındaki tekrarları görünce topu nasıl göğüsleyeceğini öğrenir. Ay düğümleri kaçınması gereken tuzakları gösterir ve kişi yönünü kuzey düğümüne çevirdiğinde döngülerini kırar. Kaçınması gereken tuzakları görür ve yönünü kuzey düğümüne çevirir.
Tuzaklardan biraz söz eder misiniz?
Örneğin, “Hayatta kalmam herkesin bana adil davranmasına bağlı” inancı bir tuzaktır. Çünkü dünya kişinin adalet tarifine göre akmaz. Bu fark edildiğinde kişi kendi sorumluluğunu üstlenir.
Ruhsal astrolojinin karma ile ilişkisi nedir?
Ruhsal astrolojide karma, geçmiş yaşam enerjileri ile bu yaşamın dersleri arasındaki köprüdür. Haritamızda özellikle ay düğümleri bu köprünün ayaklarıdır: güney düğüm, önceki yükleri ve alışkanlıkları taşır; kuzey düğüm ise bu yaşamda yönümüzü gösterir. Retro gezegenler, tamamlanmamış işlerimizin sembolleridir; ruhsal astroloji, onları korkulacak “kader engeli” değil dönüştürülecek potansiyel olarak okur.
Buna rağmen, sistem tamamen deterministik değildir. Karma diyen sistemler bile çoğu zaman “prārabdha (ödenmesi gereken)” ile “sanchet (değişebilir)” karmayı ayırır. Bu sayede birey, haritanın sunduğu kader yönelimlerine rağmen özgür iradesiyle hareket etme potansiyeline sahiptir.
Karmik temalara bir haritada nasıl bakabiliriz?
Karmik temalar doğum haritasındaki 12. ev, ay düğümleri ve retro gezegenlerle yakın temaslı alanlarda yoğunlaşır. Ruhsal astroloji, bu göstergeleri yorumlayarak affetme, teslimiyet, sorumluluk alma gibi dönüşüm kapılarını açar. Örneğin, tekrar eden ilişki kalıpları, sınır ihlalleri ya da kendini değersiz hissetme döngüsü, haritadaki düğüm aksı ve retro gezegenlerle bağlantılı okunabilir.

Peki söz konusu ilişkiler olunca?
Karmik ilişkiler de bu bakışta çok önemlidir, bazı bağlantılar ruh anlaşmaları olarak gelir, geçmiş yaşam yaralarını birlikte şifalandırma potansiyeli taşır. Astrolojide bu tür ilişkiler, gezegen açılarının, özellikle ay düğümlerinin başka bir kişinin haritasıyla yaptığı uyumlar üzerinden okunur.
Ruhsal astrolojide retro bize neyi anlatır?
Retro (gerileme) gezegenlerin “tamamlanmamış işler, geçmiş potansiyeller, eksik bırakılanlar” ile bağlantılı olduğuna bakar. Bu retro etkiler bir şekilde bu yaşamda “çözülmesi gereken sınavlar” olabilir, ruhsal astroloji, retro göstergeyi tamamen negatif görmez, daha çok dönüştürülebilecek alan olarak yorumlar.
Ruhsal astrolojide önemli bir soru da şudur: Ne kadarını değiştirebiliriz? Karma var diyen bir sistem, her şeyi önceden belirlenmiş kabul etmez. Harita bize kader ivmesini gösterir ama biz birey olarak seçim yapma kapasitesine de sahibiz.
Tutulmaların ruhsal astrolojideki önemi nedir?
Tutulma, yeni ay veya dolunayın ay düğümleriyle kavuşmasıdır. Bu hat kolektif gündemi belirler ve topluca nereye yöneldiğimizi anlatır.
Tutulmalar, yeni ay ve dolunayın ay düğümleriyle aynı hizaya geldiği özel dönemlerdir. Bu yüzden ruhsal astrolojide, karmik kapıların hızla açılıp kapandığı, yön değişimlerinin hızlandığı zamanlar olarak kabul edilir. Ay düğümleri ruhun tekâmül pusulası sayıldığından, tutulmalar bu ekseni harekete geçirir ve hem bireysel hem de kolektif düzeyde “eskiyi bırak, yeniyi başlat” temasını güçlendirir.

Güneş tutulmaları genellikle yeni başlangıçların ve kimlikte tazelenmelerin işaretidir. Bazen beklenmedik sonlanmaların ardından, kişinin hayatında yeniye yer açması gerekir. Ay tutulmaları ise saklı kalmış duyguları açığa çıkarır, yüzleşmeleri hızlandırır ve tamamlanma ya da vedalarla ilişkilendirilir. Tutulmaların karmik sayılmasının sebebi, her zaman ay düğümleri civarında gerçekleşmeleridir. Bu nedenle kaderin hızlandırıcıları gibi çalışırlar. Evrimsel ve ruhsal astrolojide, kişinin ruh derslerinde ani sıçramalar yaşamasına vesile oldukları düşünülür.
Bireysel haritada ise tutulmanın düştüğü ev ve burç ekseni, değişimin hangi yaşam alanında olacağını gösterir. Örneğin 1–7 aksında ilişkiler, 2–8 aksında maddi–manevi değerler, 4–10 aksında aile ve kariyer ön plana çıkar. Aynı zamanda, bu bireysel deneyimler kolektif temalarla da birleşir.
Pratik açıdan tutulma dönemlerinde niyetleri sadeleştirmek, aceleyle büyük kararlar almamak ve kontrol, eleştiri, inkâr gibi gölge tarafları fark etmek faydalıdır. Küçük ve düzenli adımlarla kuzey düğüm yönünde ilerlemek, tutulmaların getirdiği yoğun enerjiyi daha sağlıklı biçimde kullanmamızı sağlar.

2026 döneminde kolektif olarak ödevimiz nedir?
2026 -2027 yılları arası ruhsal astrolojide önemli bir dönemeçtir. Ay düğümleri Balık–Başak ve Aslan–Kova hattında ilerleyeceği için, bireysel ve toplumsal ölçekte iki temel tema öne çıkacaktır. İlki, eleştiriden teslimiyete geçiştir. Yani sürekli analiz eden, kusur bulan ve parçalayarak bakan Başak gölgesinden, kabullenmeye, sezgiye, yaratıcılığa ve teslimiyete çağıran Balık yönüne ilerleyeceğiz. İkincisi ise bireysel parlamayla kolektif uyum arasında denge kurmak olacak. Aslan bize kendini ifade etme, cesaret ve yaratıcılığı öğretirken; Kova kolektif bilince hizmet etmeyi, eşitlik ve işbirliğini hatırlatacak.
Bu dönemin mottosu şudur:
“Teslim oluyorum ve değişimin benden başlaması gerektiğini biliyorum.”
2026 boyunca herkesin kendi kapısının önünü temizlemesi, yani sorumluluğunu alması gerekiyor. Başkalarının yanlışlarını işaret etmek yerine kendi gölgemizi fark etmek; “onlar değişsin” demek yerine dönüşümü kendimizde başlatmak ödevimiz olacak. 2027’de de bu tema güçlenerek devam edecek.
Toplumsal etkiler: Bu yıllarda toplumda eleştirinin, kutuplaşmanın, “biz–onlar” ayrımının arttığını görebiliriz. Ruhsal astroloji bize diyor ki: Bu eğilime kapılmak yerine empati, yaratıcılık ve kolektif iyilik için adım atmalıyız. Kova–Aslan hattı aynı zamanda teknolojinin, kolektif hareketlerin ve toplumsal örgütlenmelerin artacağını işaret eder. Yaratıcı fikirler, sanatsal üretimler ve bireysel kahramanlık öyküleri topluma ilham verebilir; ancak bunların kolektif faydaya dönüştürülmesi esastır.
Bireysel ödevler: Öncelikle güney düğümün sunduğu konforu fark etmeliyiz. Yani alıştığımız eleştiri, mükemmeliyetçilik, sürekli kusur arama ya da kendi egomuzu parlatmaya saplanıp kalma eğilimi. Bunlardan çıkıp kuzey düğüm yönüne küçük ama düzenli adımlar atmak gerekiyor yani daha fazla teslimiyet, yaratıcı akışa güvenmek, kolektifin parçası olmayı kabul etmek ve bireysel ışığımızı topluma fayda sağlayacak biçimde yansıtmak.
Kaçınmamız gerekenler:
Sürekli eleştirme ve kusur arama (Başak gölgesi)
Benmerkezcilik, aşırı ego ya da kendini yüceltme (Aslan gölgesi)
Yalnızca akla ve mantığa sıkışıp sezgiyi reddetmek
“Onlar değişsin, ben değil” tavrı
Geliştirmemiz gerekenler:
Teslimiyet, kabullenme ve sezgi (Balık ışığı)
Yaratıcılığı kolektife hizmet eden projelere dönüştürmek
Toplumsal birlik ve iş birliğini desteklemek (Kova ilkesi)
Bireysel cesareti, toplum yararına sorumlulukla birleştirmek
Kısacası 2026–2027 yıllarında ruhsal astroloji bize şunu öğretiyor: Hepimiz aynı bedenin hücreleriyiz. Bedenin sağlığı için önce kendi hücrelerimizi temizlemeli, sonra ortak ruha hizmet edecek şekilde ışığımızı paylaşmalıyız.

Her bir burç için kuzey ay düğümüne göre birer motto söyler misiniz?
Koç: “Kendime güvenip içsel yolumu izlediğimde herkes kazanır.”
Boğa: “Sabırla, adım adım ilerlediğimde hak ettiğim değeri bulurum.”
İkizler: “Dinlediğimde dinlenirim, bildiklerimi paylaşarak saygı kazanırım.”
Yengeç: “Ailemden destek almamda bir problem yok.”
Aslan: “Oturduğum sandalyeyi ben seçerim.”
Başak: “Her ne pahasına olursa olsun kendime güveniyorum. Endişe hissettiğimde üretime dönüyorum.”
Terazi: “Önce kendi dengemi kurduğumda gerçek uyumu bulurum.”
Akrep: “Geçmişi bıraktıkça dönüşürüm, yenilenmek için cesaret gösteririm.”
Yay: “Gördüklerimi paylaşarak ufkumu genişletirim, yolculuğum bana bilgelik getirir.”
Oğlak: “Sorumluluk aldığımda güvende olurum, adım adım kalıcı başarıya ilerlerim.”
Kova: “Farklı olduğumu kabul ettikçe kolektife katkım büyür.”
Balık: “Teslim olduğumda şifalanırım, sezgime güvendiğimde yolumu bulurum.”
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

