Güzellik kavramının evrim geçirdiğinin siz de farkındasınız değil mi? Geçmişe baktığımızda güzellik kavramının bambaşka ve oldukça derin anlamları olduğunu görüyoruz. Günümüzün aksine, sadece fiziksel bir nitelik olmaktan çok daha öte bir yerde. Güzellik deyince elbette hepimizin aklına ilk olarak Afrodit geliyor. Aslında Afrodit’i güzel olarak tanımlatan sadece fiziksel olarak çekici olması değil, aynı zamanda aşkı ve arzuyu yaratabilme gücüne sahip olmasıydı. Yani yaratma gücü. Ya da Rönesans döneminde, yalnızca pürüzsüz beyaz bir ten ve parlak saçlar güzel olmaya yetmiyor, bu kavramın entelektüel derinlik ve zarafetle tamamlanması gerekiyordu. Ancak günümüze gelene kadar içi boşalan bu kavram, tıpkı bizim değişti. Bugün ise güzellik kavramı en sığ diyebileceğimiz halinde; belli oranların, gergin ve kırışıksız ciltlerin içinde hapsolmuş durumda. Ne yazık ki, artık güzellik bir bütünsel kavram olmaktan çıktı ve kadınlar için bir zorunluluk haline geldi. Eğer bir kadınsanız zaten güzel olmak zorundasınız! Tabii ki belirlenen ölçülerde 😄
Kimliğimize, duruşumuza, başarılarımıza ve topluma yaptığımız katkılara rağmen, görünüşümüzle değerlendirildiğimiz hatta bununla yargılandığımız bir dünyada yaşıyoruz. Bugün 8 Mart. Kimliğimizden ayrıştırılarak sadece güzel olup olmamakla etiketlendiğimiz düzene ve sıkıştırılmak zorunda olduğumuz o kalıba meydan okuma günü. Bugün, tüm kadınların kendini fark etmesi ve sahip olduğu tüm değerleri hatırlaması adına özel bir gün. Toplumun ya da dijital dünyanın beklentilerine göre yaşama değil; öz varlığımızı kabul etme ve ayağımızdaki prangaları çıkarma günü.
GÜZELLİK BİR KONTROL MEKANİZMASI
Her dönem kadınlara dayatılan belli bir güzellik standardı vardı: 90’larda Kate Moss zayıflığı, 2000’lerde Victoria’s Secret meleklerinin atletik bedenleri ve kusursuz bacakları, 2010’larda Kardashian’ların ile belirgin hatları ve dolgun kalçaları, 2020’lerde Hailey Bieber’ın cam cildi… Ortak noktasına baktığımızda tek bir şey dikkat çekiyor: Kadınlar sadece fiziksel görünümleriyle değerlendiriliyor. Oysa bir kadına bakıldığında görülen şey sadece fiziksel detayları mı olmalı? Güzellik dediğimiz kavram düşüncelerle, cesaretle, ürettikleriyle, yaşamına kattığı anlamla ve dünyaya dokunuşuyla anlam kazanmaz mı? Güzellik dışarıdan dayatılan bir zorunluluk değil, içeriden dışarıya yayılan bütünsel bir kavram. Fakat günümüzde kadınlar, kendilerini ve potansiyellerini keşfettikleri bir düzen içinde olmalıyken, sadece dış görünüşleriyle meşgul olacakları bir düzene sürekli olarak itilmeye çalışılıyor. Çünkü bir kadının potansiyelini keşfetmesi demek, ona verilen rolden çıkması anlamına geliyor. Yani güzelliğin bir kontrol mekanizması haline geldiğini söyleyebiliriz. Daha geniş bir perspektiften baktığımızda bu mevcut düzende çatlaklar oluşturabilir.

GÜZELLİĞİN YÜKÜNDEN ÖZGÜRLEŞİYORUZ
Peki güzellik gerçekten nereden geliyor? Altın orana sahip bir yüzden mi yoksa pürüzsüz bir tenden mi? Ya da dolgun dudaklardan, çıkık elmacık kemiklerinden… Güzellik sadece aynaya yansıyanda gizli olabilir mi? Güzellik, bir kalıba tıkıştırılmış estetik beklentilerin çok ötesinde bir yerde. Var oluşun ta kendisinde. İşte gerçek güzellik tam da buradan geliyor. Öğretilen ve dayatılan güzellik anlayışı, hepimizi sürekli olarak bir yarışın içinde tutuyor. Kusursuzluk beklentisi de cabası. Gerçek cesaret bu dayatmaları reddedebilmekte gizli. Bir kadın ancak kendini ve ruhunu keşfettiğinde, ona dayatılan tüm dayatmaları reddettiğinde özgürleşebilir. Güzelliğin bir zorunluluk değil, bir tercih olduğunu kabul etmek, kadınları özgürleştiren en güçlü adım olacak.

8 MART: KENDİ GÜZELLİĞİMİZİ KENDİMİZ TANIMLARIZ
Bu pranga kadınların yüzyıllardır ayağında! Artık çıkarma zamanı gelmedi mi? Bugün, güzellik kavramının kadınların omuzuna yüklenen bir yük olmadığını hatırlama zamanı. 8 Mart, değerimizi belirleme, kendi güzellik tanımımızı dışarıdan dayatılan standartlarla değil, içimizden gelen güçle, canımız nasıl isterse öyle yapma zamanı. Kadınlık sadece fiziksel bir görünüme sığdırılamaz ve güzellik bir zorunluluk olamaz! Kadın olmak, görünüşten bağımsızdır. Bir güçtür, özgürlüktür daha da ötesi var oluştur. Ve işte bu, tüm güzellik tanımlamalarından çok daha fazlasıdır. Anlatacağımız hikâyeler, kazanacağımız başarılar, söyleyeceğimiz sözler ve değiştirmek istediğimiz bir dünya var!
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.