KADINA ŞİDDET, ŞEFKATE NASIL DÖNÜŞÜR?
Farkındalık

Kadına şiddet, şefkate nasıl dönüşür?

Bu soruya cevap vermeden önce geçtiğimiz gün bizzat deneyimlediğim gerçek bir olayı paylaşacağım. Annemle, evimde, saat 18.20 civarı sohbet ediyoruz. Kadın çığlıkları duyduğumu sandım. İlk başta emin olamadım, apartmandan yükselen sese kulak verince en üst kattan kadın çığlıklarının geldiğini anladım. Çığlıklar, arka arkaya devam etti. Tam bir tehdit, tehlike var algısıyla… Yukarı katlardan gelen apartman merdivenlerinde yankılanan topuklu ayakkabı seslerine yetişebilmek için sokağa bakan odamın penceresini hızla açtım.

İki genç kadın koşar adım apartmandan caddeye çıkınca “İyi misiniz?” diye seslendim. Daha önce de defalarca gece geç saatlerde, apartmana rahatsız edici, gürültülü giriş çıkışlar olduğu için benim de artık duruma, toleransımın kalmadığı bir an. Kadınlara tekrar seslenirken “Az ileride karakola gidebilirsiniz,” diye ekledim.

Kadınlardan biri koşar adım uzaklaşırken diğeri bana “Siz karakola şikâyet edin,” dedi. Apartmanın önünde olan bitene herkes seyirci… Artık benim de sabrım taştığı için karakolu arayarak hızla gelmelerini istedim. On dakika sonra apartmanın avlusunda, bu sefer üst katta yaşayan kişi bağıra bağıra adımı söylüyor. Adama karakola gidelim diyorum, yanaşmıyor. Hakaretlerini ardı ardına saydırıyor. “Bak kardeşim, senin özel hayatın beni hiç ilgilendirmiyor, sen taşınalı beri apartmanın huzuru yok,” diyorum. Bu sefer o, bana kadınlar tarafından saldırıya uğradığını anlatıyor. Hatta dairede çıkan arbedede kırıp dökülen eşyaların videosunu gösteriyor. Bu tür olaylar ve daha beteri maalesef her gün yaşanıyor. Kim haklı kim değil, o an orada değilsek bilemeyebiliriz. Çünkü mağdur eden mağdur ettiğinin karşısında ve etrafta olanlara öyle bir rol, şov yapar ki neredeyse onun mağdur olduğuna inanılır. Ancak bu şiddet dolu olaylar neden yaşanıyor? Sebepleri iyice anlamalıyız ki çözüm üretebilelim. Kadına şiddeti, insana şiddeti şefkate dönüştürebilelim.

Kendimce 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaşırken yaşadıklarım, yaşadıklarımız üzerine düşünerek bireylerin kökten değişmesi için biz kadın olarak neler yapabiliriz diye naçizane kaleme aldım. Dilerim herkes kendi payına yüzleşmelerini yapabilir. Ben bu yazıyı yazarken ihmal ve istismar edilen çocukların, henüz küçücükken mağdur olanların, zamanla mağdur eden, istismar eden, şiddet uygulayan olduğunu, kısacası patalojik rahatsızlıklarının olduğunu bir kez daha fark ettim. Toplumun her kesiminde ihmal, istismar edilmiş, duygusal, fiziksel şiddete maruz kalmış kişiler ve bu durumları yaşatan kişiler iyileşmediği sürece, insanlar eğitimle çok küçük yaştan itibaren bilinçlenmediği sürece şiddet devam eder.

ÖNCE SÖZLERDEN BAŞLAMAK GEREK

Öncelikle dilimizi değiştirmeliyiz. Sözler çok etkilidir. Sözler bazen fiziksel şiddetten bile daha derin yaralar açar. Sözler incitir, telafisi olmayan durumlar yaratır. Kadına şiddet dedikçe de aslında olmasını hiç istemediğimiz bir durumu sıkça dillendiriyoruz. Kısacası dil önemli, bu sebeple büyüklerimiz ağızından çıkanı kulağın duysun, demiş. Kadının, erkeğin öz değerini bilmesi, bu bilişi tüm hücrelerinde hissetmesi ve hissettiren eylemleri yapmasıyla mümkün olur. Öz değerini bilen birey, kendisini değersizleştiren tüm unsurlarla, toksik ilişkilerde olmaya son verir.

Özellikle bir kadının başka bir kadına yargılayan, aşağılayan, değersizleştiren, haset eden, kıskançlık duyan, rekabet eden, dışlayan tutum ve davranışlarda, kadına şiddettin şefkate dönüşmesi için bulunmaması gerekir. Samimi bir dayanışma ve destekleme olduğunda şefkati çoğaltabiliriz, kendimizi hemcinslerimizle birlikte güvende hissedebiliriz, korkularımızın üstesinden gelebiliriz. Kadın kadına şifa olabiliriz.

ÇOCUKLA ŞİDDETSİZ İLETİŞİM KURMAK

İnsanın büyüdüğü ortamda sevgi ve güven olmazsa olmazdır. Ebeveyn olarak çocuğa duygusal, fiziksel istismar, ihmal, şiddet asla olmamalıdır. Bu sebeple; kadının ve erkeğin, ailenin psikolojik sağlığının olması ve korunması, sağlıklı nesillerin yetişmesinin gerekliliği… Araştırmalar gösteriyor ki güvenli bağlanan bebek, çocuk, güvensiz bağlanan bebek, çocuğa göre daha fazla empati yapabiliyor. Yüksek özgüven ve özsaygıya sahip oluyor, daha iyi iletişim ve ilişki kurabiliyor. Çocuğun duygularının regüle edilmesi, kapsanması, şefkatle sarıp sarmalanması, yetişkin olduğunda hissettiği şefkati başkalarına hissettirmesine sebep olur. Aksi halde geçmişte regüle edilmeyen duygular şiddete dönüşebilir. Şiddet, agresyonla ifade bulabilir.

Henüz hamilelikte başlayan erkek çocuk beklentisi, hatta saplantısı, doğan çocuk kız ya da erkek olsun üzerinde önemli bir etki yaratıyor. Bu etki çocuğun öz saygısını, öz güvenini elbette şekillendiriyor. Çocuğun cinsiyeti erkek oluşu gereğinden fazla yüceltildiğinde çocuk her şeyi yapmaya hakkı olduğuna inandığında, kadına şiddet uygulamayı normalleştiriyor. Bizim kültürümüzde; maalesef ebeveynlere, “Kızını dövmeyen dizini döver.” gibi özellikle kız çocuklarına şiddet uygulanmasını normalleştiren sözler bile var.

Sözün özü, kadına şiddete hayır diyorsak öncelikle öz şefkatimize sarılmalıyız. Öz değerimizi bilen bireyler olarak özellikle kadınlarla dayanışmayı sağlayabiliriz. Kadınların başarılarını, liderliklerini gönülden alkışlayabiliriz. Kadınlardan ilham alabiliriz. Cinsiyet eşitliğini öncelikle evin içinde, kadın erkek ilişkisinde yaşayabiliriz. Kız, erkek çocuk arasında ayırım yapmadan adil davranabiliriz. Çocukları şefkat ve sevgiyle güven hissettirerek yetiştirebiliriz.

Aile terapisinin annesi Virginia Satir diyor ki “Dünyayı değiştirmek için aileyi iyileştirmek gerekir.” Bu sebeple, Kadın Olmak kitabımda da yer aldığı üzere “Bir kadın iyileştiğinde kadınlığın hikayesi değişir.” Bunun için de öz şefkat gerekir.


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

hande-akin_02
Geçmişinde olanlarla ve özünden gelenlerle bir yolculukta. Yazar, okur, psikoloji, iletişim ve ilişki uzmanı. Aile Konstelasyonu, Regresyon Terapisi, Eft, Recall Healing, Meditasyon, Jungian Koçluk araçlarıyla danışmanlık yapıyor.