Hayatta başarılı olmak hepimiz için önemlidir. Peki nedir başarının kriteri? Kimleri başarılı olarak sayabiliriz? Savaş kazanmış bir komutanı mı? Salgın hastalıklar için aşı bulan bir doktoru mu? Satış hedefinin her ay üstüne çıkan bir satış elemanını mı? On yıllardır hatırlanan besteler yapan bir sanatçıyı mı? Cevap: Pepsini.
Şans faktörünü bir kenara bırakırsak, bazı insanları daha başarılı yapan şey nedir? Çoğunlukla zekâ ve azmin kombinasyonudur başarının anahtarı. Bir insanın zekâsı onun neler yapabileceğinin göstergesiyken, azim yapabileceklerini ne dereceye kadar yapabileceğini belirler. Buradaki en iyi kombinasyon elbette hem zeki hem de azimli insanlardır. Bu insanların başarılı olması işten bile değildir ancak genellikle zeki insanlar zekâlarına güvenirler ve bir hedefe ulaşmak için çok çalışmanın önemini göz ardı ederler. Oysa ortalama zekâsı olan ve bunun farkında olan insanlar başarılı olmak için azimle çalışırlar.
“Bir kimsede azim olmazsa bilgisi ölüdür, bilgiye yaşam veren azimdir”.
Wolfgang Van Goethe
Gelelim bu noktada sorulması gereken asıl sorulara:
- Hayatta başarılı olmak için zekâ önemlidir ancak tek başına yeterli olabilir mi?
- Gece gündüz ders çalışarak ve sadece derslerine odaklanarak üniversiteden mezun olan birinin not ortalaması 5 dahi olsa, iş hayatında başarılı olacağının garantisi var mıdır?
- Bir insanın sosyal yetenekleri gelişmemişse, kişisel ilişkilerinde başarılı değilse, iş birliği yapamıyorsa, iletişim becerileri düşükse iş hayatında başarılı olması da mümkün olur mu?
Burada bakmamız gereken yukarıdaki soruların bağlamıdır aslında. Eğer kişinin çalışacağı alan derin analitik yetenekler gerektiriyorsa, örneğin kişi uzay mühendisi olacaksa, başarısında zekânın önemli bir rolü olur. Elbette burada azimle çalışmak da çok önemlidir. Ancak karmaşık problemleri çözmede ya da son derece yenilikçi fikirler üretmede başarıyı getiren şey kişinin zekâsı olacaktır. Yine de bu kişilerin başarılı olabilmesi için azimli olmaları da elzemdir. Üstün zekâlı bir tembelin kimseye faydası olmaz. Amerikalı mucit Thomas Edison’un “Ben başarısız olmadım. Sadece başarısızlıkla sonuçlanan 10.000 yöntem buldum” sözünü çoğumuz duymuşuzdur. Eğer Edison üstün zekâsına rağmen, başarısız yöntemlerinin yüzüncüsünde pes etmiş olsaydı, hiçbir icadını ortaya çıkaramayacaktı. Bugün onu başarılı bir mucit olarak görmemizin sebebi sadece zeki olması değil, azimle çalışmaya devam ederek tüm o icatları yapmasıdır. Her hatasından sonra tekrar ayağa kalkarak başarılı olmuştur.
Malcom Gladwell’in meşhur Outliers (Çizginin Dışındakiler) – Bazı İnsanlar Neden Daha Başarılı Olur? kitabında başarının formülü olarak 10.000 saat kuralı teorisi verilir. Bu teoriye göre bir alanda uzman olabilmek için üzerinde en az 10.000 saat çalışılmalıdır. Bu teorinin destekleyicileri kadar eleştirenleri de çoktur. Bu eleştirmenlere göre üzerinde ne kadar çalışırsan çalış asla başarılamayacak şeyler vardır.
Aslında burada da yine bağlam önemlidir. Örneğin, yıllarını satranca vermiş 65 yaşındaki bir adamı 9 yaşındaki dahi bir çocuk yenebilir. O adamın ne kadar saat satranç oynadığı elbette önemlidir ancak burada zekânın önemini de göz ardı edilemez. Gel gelelim ki doğru antrenman, doğru antrenör ve doğru bir programla azmedersem 10.000 saatte çok iyi bir atlet olabilirim.
Hayatta başarılı olabilmek için kişinin kendisiyle ilgili farkındalığı da yüksek olmalıdır. Zeki bir insan hızlı öğrenir, sorunları daha hızlı çözebilir ancak bu kişinin öz disiplini yoksa, azimli değilse, motivasyonu düşükse, çalışmaktan eriniyorsa, girişimcilik, yaratıcı sanatlar veya bilimsel araştırma gibi alanlarda başarılı olması çok olası değildir. Çünkü bu alanlarda azim ve çok çalışma gereklidir. Bu kişi bilgisayar programlama ya da veri analitiği gibi daha çok analitik düşünme gerektiren alanlar seçebilir. Ya da olağanüstü bir zekâsı olmasa da olağanüstü bir azmi olduğunu fark eden bir insan satış pazarlama gibi azimle çalışmanın gerekli olduğu bir alan seçebilir.
Hayatta başarıya ulaşmak kolay değildir. Hayatta karşımıza birçok engel çıkar, bir sürü sorunla uğraşmamız gerekir. Bu sorunların üstesinden bazen zekâmızla, çoğu zaman da pes etmeyerek azmimizle geliriz. Azimli insan zorluklar karşısında daha dayanıklıdır. Çünkü bu zorlukların üstesinden gelme gücünü kendine bulur. Hedefine giderken pes etmez. Harry Potter serisinin yazarı J.K. Rowling birçok yayınevi tarafından reddedilmesine rağmen vazgeçmemiş ve azimle denemeye devam ederek kitabını yayınlatmıştır. Rowling’in azmi sayesinde bugün tüm dünyada efsane olmuş bu seriyi okuyabiliyoruz.
Sonuç olarak, başarılı olmak için hem zekâ hem de azim önemlidir. Bu iki özelliğin dengede olması ise başarı ihtimalini yükseltir.
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.