BAŞINIZI GÖKYÜZÜNE KALDIRIN: İŞTE ERCİYES!
Aktüalite

Başınızı gökyüzüne kaldırın: İşte Erciyes!

Türkiye’nin en büyüleyici doğal güzelliklerinden olan Erciyes Dağı’nın anlatılmamış hikayesini sizlerle buluşturuyoruz. Onun doruklarında saklı olanı keşfetmek, için yola çıktık! Şimdi bu muazzam yolculuğu sizlere sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu belgesel, sadece bir dağın hikayesi değil, aynı zamanda bir tutkunun ve keşfetme arzusunun yansıması. Ben de bu belgesele danışman olarak katkıda bulunduğum için çok mutluyum.

Yapay zekâ destekli ilk dağ belgeseli olarak duyurulan “Kapadokya’nın Gizemli Mabedi: Erciyes” belgeseli NTV ekranlarından yayınlanacak. Doğan Tekatlı’nın yapımcılığını, Zafer Geyikçi’nin yönetmenliğini üstlendiği belgesel 26 Ocak Pazar günü saat 18:00’de NTV ekranlarında izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, Arş. Yazar Halit Erkiletlioğlu, Dr. Öğr. Üyesi Erdal Şen ve Prof. Dr. Nilay Çorağan’ın anlatımıyla derinleşen, Prof.Dr. Uğur Batı’nın danışmalığıyla renklenen belgesel, Erciyes Dağı’nın dört mevsim süren görkemini, binlerce yıllık tarihini ve efsanelerle örülü geçmişini yapay zekâ destekli görsellerle ekrana taşıyor. 

Yönetmen Zafer Geyikçi’nin şu sözlerine bakmak gerekir: “2022 yılında 6. Foça Uluslararası Arkeoloji Film Festivalinden ödülle dönen “Hafıza: Kültepe” isimli belgelimizi çekerken öğrendiğimiz bu sıra dışı bilgi, bizim için çok önemliydi.  Zira o yıllarda, Erciyes Dağı’yla ilgili hali hazırda yaptığımız araştırmalar da devam ediyordu.  O dönemde Kayseri’nin önemli araştırmacı yazarlarından biri olan, Erciyes Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi eski dekanı Sn. Halit Erkiletlioğlu’nun peşinde olduğu ve İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenmekte olan bir anıttan haberdar olduk. Bu anıt, uzun yıllar Erkiletlioğlu tarafından Kayseri’ye getirilmeye çalışılıyor, dönemin İl Kültür ve Turizm Müdürü Sn. Şükrü Dursun tarafından da destekleniyordu. Nitekim, bu çalışmalar netice vermişti. Anıt, İstanbul’dan yeni yapılan Kayseri Müzesi’ne getirilmiş ve Geç Hitit Dönemi anıt yapıları arasında sergilemeye konulmuştu. Peki bu anıt neyi anlatıyordu?” Bunlar yönetmen Geyikçi için önemli. Yönetmenin kafasında bir planlama var ve izlek şöyle ilerliyor:

Uhrevi Bir Dağ

Hani bazı dağlar vardır, sadece taş yığını değildir; her bir kaya parçası bir hikâye anlatır, zirvesi bulutlara komşu olur. İşte Erciyes Dağı tam da böyle bir dağdır! Düşünün ki milyonlarca yıl önce aktif bir volkan, sonra Hititlerin efsanelerine konu, Roma sikkelerinde bir sembol… Günümüzde ise dört bir yanıyla görkemini koruyan bir tarih mabedi. Şimdi sıkı durun, çünkü Erciyes’te geçmiş, mitoloji ve doğa bir araya geliyor ve sizi etkileyici bir yolculuğa çağırıyor!

Dağlar, insanlık tarihinde her zaman bir şeyleri temsil etmiştir: güç, kudret, sığınak, kutsallık ve bazen de korku. Erciyes Dağı ise tüm bu anlamların kesişim noktasında yer alır. Sadece bir coğrafi oluşum değil; geçmişin, mitolojinin ve doğanın muazzam bir birleşimi olan bu dağ, Anadolu’nun yüzyıllardır süregelen hikayesini anlatır. Erciyes’in zirvesine baktığınızda gördüğünüz şey, yalnızca karlarla kaplı bir doruk değildir. Gördüğünüz şey, milyonlarca yıl öncesine uzanan bir tarih, efsanelerin süslediği bir geçmiş ve medeniyetlerin bu muazzam yapıya yüklediği anlamdır.

3,5 Milyon Yıl Öncesinden Günümüze Jeolojik Bir Efsane

Erciyes’in hikayesi, bugünden yaklaşık 3,5 milyon yıl önce başlar. Bu süre zarfında dağ, çevresindeki Koç Dağı ve Develi Dağı ile aktif bir volkan olarak bölgeyi şekillendirdi​. Bugün o lavların oluşturduğu bazalt ve andezit kayalar, dağın jeolojik geçmişine dair ipuçları sunuyor. Ancak Erciyes’in hikayesi yalnızca volkanik patlamalarla sınırlı kalmadı. Zamanla doğanın gücü, onu bir volkan olmaktan çıkarıp mistik ve tarihsel bir simge haline getirdi. Zirvesinde bulunan keşiş mağarasındaki Aramice yazıtlar, volkanik geçmişin yerini insanların inanç ve kültürlerine bıraktığının en somut kanıtlarından biridir. Bu yazıtlar, eski çağların ritüellerine ev sahipliği yapan dağın, yeryüzü ile gökyüzü arasında bir köprü görevi gördüğünü fısıldıyor.

Asurlular ve Kaniş Halkı: Ticaretin Tanığı

Erciyes’in gölgesinde yalnızca doğa değil, tarihin en büyük ticaret ağlarından biri de şekillendi. Asurlu tüccarlar, Mezopotamya’dan gelerek Kültepe’ye yerleşti ve burada Kaniş halkıyla ticaret yaptı​. Erciyes, bu ticaretin sessiz tanığıydı. Dağın gölgesi altında yapılan antlaşmalar, Anadolu’nun ilk büyük ticaret kolonilerinden birinin doğmasını sağladı. O dönemde tüccarlar için Erciyes yalnızca bir coğrafi işaret değil, aynı zamanda güvenilir bir rehberdi. Bu ticaret kültürü, Anadolu’da medeniyetlerin şekillenmesine ve ekonomik bağların kurulmasına öncülük etti.

Mitolojik Bir Mabet

Erciyes Dağı, yalnızca tüccarların değil, tanrıların da dikkatini çekmiş olmalı ki efsaneler ve mitolojik hikayelerle bezendi. Antik dönemde, zirvesinin Tanrı Zeus’un evi olduğuna inanılırdı. Bu inanç, Hititlerden Roma İmparatorluğu’na kadar birçok medeniyetin dağa mistik bir anlam yüklemesine neden oldu. Helenistik dönemde, Erciyes’in zirvesi, tanrılarla insanlar arasında bir buluşma noktası olarak kabul edildi. Roma ve Kapadokya Krallıkları döneminde, paraların üzerine Erciyes’in silueti kazındı ve bu dağa duyulan saygıyı sembolize etti​.Kapadokya Krallığı’nın hükümdarları, paralarının arka yüzüne Erciyes Dağı’nı kazıtarak, onu yalnızca coğrafi bir unsur değil, kültürel bir kimlik haline getirdi​. Tapınaklarda, mezar taşlarında ve anıtlarda yer alan bu motifler, dağın toplumlar üzerindeki etkisini ortaya koyuyor. Erciyes, yalnızca bir dağ değil; aynı zamanda bu medeniyetlerin ruhunu ve inançlarını yansıtan bir ayna oldu. İnsanlar, dağın heybeti karşısında hayranlık duydular ve onu tanrılarına adadılar.

Kayseri Valiliği ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin “Kapadokya Destinasyonuna” Erciyes Etkisi

 Erciyes’in hikayesine Kayseri Valisi Gökmen Çiçek ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi Dr. Memduh Büyükkılıç’ın katkısını da belirtmek gerekir. Bilinir, Kayseri, üzerinde dört mevsim kar eksik olmayan yazın dağ ve doğa yürüyüşü kışın ise kayak merkezi olan kendine özgü bitki örtüsü flora ve faunası ile Türkiye’nin en yüksek dağlarında biri olan Erciyes Dağı, yüzlerce kuş türünün barınağı olan Sultan Sazlığı, bir doğa harikası olan Kapuzbaşı Şelaleleri, Hacer Ormanları, Yedi Göller, Kapodokya’nın giriş kapısı olan Soğanlı ve Erdemli Vadisi ilimizin coğrafyasında bulunmaktadır. Doğa turizmine ilgi duyanlar Kapuzbaşı Şelalerine, Sultan Sazlığına ve Erciyes Dağı’na yönelmektedir. Kayseri, Erciyes’in volkanik kesiti içerisinde yer aldığından termal sular yönüyle de çok zengindir. Bu beşgesel projesi ile Kayseri’nin “Kapadokya’ya açılan penceresi” Erciyes’,n turizm potansiyeli genişleyecek Erciyes, termal kaynakları ve baraj gölü manzarasıyla Kayseri’nin “Kapadokya’ya açılan penceresi” yeni projelerle bölge turizmine daha fazla katkı sunması hedefleniyor. Buradaki Valilik ve Belediye Başkanlığı desteği önemli. 16 kişilik bir ekibin, 1,5 yıl süren çalışmasıyla hazırlanan bu yapım, yalnızca bir belgesel değil, aynı zamanda bir kültür projesidir. Yapay zekâ destekli görsel efektler ve çağdaş seslendirme teknikleriyle hazırlanan belgesel, izleyicilere Erciyes’in sırlarını ve görkemini anlatıyor. Belgesel, yalnızca tarihe değil aynı zamanda doğaya ve insanın ona duyduğu hayranlığa da ışık tutuyor.

Doğanın Görkemi ve İnsanlık Tarihi

Erciyes’in büyüsü yalnızca tarih ve mitolojiyle sınırlı değildir. Bu dağ, aynı zamanda doğanın görkemini ve insanla olan derin bağını temsil eder. Dört mevsim boyunca farklı bir güzelliğe bürünen Erciyes, kayak sporundan dağcılığa, doğa yürüyüşlerinden fotoğrafçılığa kadar birçok aktiviteye ev sahipliği yapar. Ancak bu aktivitelerin ötesinde, dağın sunduğu şey bir ruh, bir anlamdır. Zirveye tırmanan herkes, yalnızca fiziksel bir yolculuk yapmaz; aynı zamanda geçmişe, mitolojiye ve doğanın derinliklerine bir yolculuk yapar.

Bugün Erciyes Dağı’na baktığınızda tarihin, mitolojinin ve doğanın ne kadar iç içe geçebileceğini görüyorsunuz. İnsanlığın ona yüklediği anlamlar, onu yalnızca bir dağ olmaktan çıkarıp bir hikâye anlatıcısı haline getirmiştir. Erciyes, bize şunu hatırlatır: Doğa, yalnızca bir çevre değil, aynı zamanda insanlığın en büyük ilham kaynaklarından biridir. Onu anlamak, geçmişi anlamaktır; onu korumak ise geleceği korumaktır.

Zirveye Doğru

Bu, birbirinden kıymetli anlatıcılarla, Kapadokya’nın zirvesinden ekranlara taşınan, binlerce yıllık tarihi, mitolojisi ve büyüleyici doğasıyla izleyicisini büyüleyen, 16 kişilik ekiple Doğan Tekatlı’nın yapımcılığı ve Zafer Geyikçi’nin yönetmenliğinde hazırlanan “Kapadokya’nın Gizemli Mabedi: Erciyes” belgeselimizi sizlerle buluşturacak olmanın heyecanı içerisindeyiz. Biz bu heyecanı birlikte paylaşabilmek için sizleri NTV ekranlarında bekliyor olacağız. Siz de keyifle izleyin…


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Uğur Batı
Prof.Dr.Uğur Batı, aralarında çok satanlar da olan 25 kitabın yazarıdır. Dünyaca ünlü Harvard Business Review, Bloomberg Businessweek , GQ, Esquire, The Independent, BrandMap dergilerinde uzun yıllardır köşe yazarlığı yapmaktadır. En çok tıklananlardan Milliyet.com.tr portalı köşe yazarlığı da yapmıştır. Onedio Küratörlerinden ve Onedio Yazio Projesinde köşe yazarlığı da yapan Uğur Batı, daha önceki yıllarda ise Grafik Tasarım Dergisi , Brand Age dergisinde ve Gennaration adlı gazetede uzun süreli köşe yazarlığı yapmıştır. Alanında öncü Global Savunma Dergisi yazarlığı ve yayın kurulu üyeliği de yapmıştır. Uğur Batı ayrıca daha önce kültür, sanat, edebiyat dergisi Trip ’te köşe yazarlığı, yine Mikrop Dergisinde köşe yazarlığı yapmış, mevcut durumda da Kafasına Göre dergisinde yazmaktadır. Dünyanın ilk nöropolitik kitabı ile New York Times, Independent , The Times gibi uluslararası gazetelerde, Hürriyet, Milliyet, Sabah, Star Gazetesi ve Türkiye’deki günlük ulusal gazetelerde, GQ, Alem, BrandMap, Brand Age, Harvard Business Review gibi dergilerde pek çok röportaj gerçekleştirmiş olan Uğur Batı, ikna, iletişim bilimleri, reklam, marka, deneyimsel pazarlama, nöropazarlama, davranış bilimleri, toplumsal sinirbilim ve kararbilimi, dil ve iletişim gibi alanında Türkiye’de saha, akademik ve laboratuvar çalışmaları yapan en önde gelen akademisyen konumunda. Toplamda 19 kitabı bulunan Batı’nın kitapları 60 üzerinde üniversitede ders kitabı olarak okutulmaktadır. Kitapları Alfa, Everest Yayınları, Media Cat, Doğan Kitap, Destek Yayınları ve Kara Karga gibi Türkiye’nin en önde gelen yayınevlerinden çıkmıştır. Kitaplarından bazıları şunlardır: Reklamın Dili, Marka Yönetimi, Enneagram İle Kişilik Analizi, Kendine İyi Bak, Dijital Oyunlar, Tüketici Davranışları, Marka Tasarımı ve İletişimi Uygulamaları (Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Tek Yazarlı Ders Kitabı), Markethink ya da Farkethink Ben Bilmem Beynim Bilir, Sinaps, Kusursuz Kararlar Vermek. Prof.Dr. Uğur Batı’nın kurgu alanındaki kitapları şunlardır: Azraa-eel Menkıbeleri adlı romanı, Aşkın Karanlık Yüzü, Karanlık Yılbaşı Hikâyeleri ve Anadolu Korku Öyküleri III. Ulusal ve uluslarası dergilerde bilimsel yüz kadar makalesi olan Batı’nın SSCI, AH&CI ve alan endeksli pek çok makalesi bulunmaktadır.