Bazı şehirler vardır, zamanı doğrudan yaşarlar. Bazı şehirlerse zamanı şekillendirir, ona yeni bir ruh kazandırır. Kocaeli, işte bu ikinci tür şehirlerdendir: zamanı yalnızca geçiren değil, zamanı başlatan, çoğaltan, ritmini dünyanın kalbine işleyen bir şehirdir.
“Kocaeli’de zaman yalnızca ilerlemez; kendini sonsuz bir sevgiyle her sabah yeniden doğurur.”
Görünmeyen bir hat gibi uzanır 30° Doğu Meridyeni. Haritalarda incecik bir çizgidir belki ama bu çizginin içinden bir milletin zamanı doğar. Ve o zaman, Kocaeli’nin dokusunda, insanının sesinde, sokaklarının taşlarında, körfezinin mavisinde yankılanır. Bir sabah düşünün…
Körfez üzerine sisler çökmüş, ilk ışıklar denizin gri dalgalarına dokunur dokunmaz hayat başlıyor. Kocaeli’de sabah, sadece bir başlangıç değildir; bir ritüeldir adeta.
Fabrikaların sessiz titreşimiyle, vapurların uzaklardan duyulan düdük sesiyle, martıların kanat çırpışıyla, çocukların telaşlı ayak sesleriyle zaman harekete geçer.
Her sabah bir döngü tamamlanır ve yeniden başlar. Ve işte tam bu noktada 30° Doğu Meridyeni sessizce hatırlatır kendini: “Ben buradayım, zaman sizden akar.” Bu kadim akış, yalnızca saatlerin tik taklarına hapsolmuş bir zaman değildir. Bu zaman, yaşanmışlıkların, duyguların, umutların zamanıdır. Kocaeli’de her şey bir döngünün içindedir:
İlk adımlar da ilk aşklar da ilk mücadeleler de… Ve bu döngü, şimdi bir sanat koleksiyonuyla görünür kılınıyor.

30° Doğu Meridyeni Kocaeli: Bir Zaman Fraktalı
Kocaeli Seka Sanat İhtisas Merkezi’nin ışıkları altında açılan bu sergi, zamanın katmanlarını tek tek açıyor önümüze. Akın Ekici’nin resimleri yalnızca gözle görülmez; kalple hissedilir.
Onun fırçası, zamanın görünmez damarlarını resmeder. Her çizgi, her doku, Kocaeli’nin gizli hafızasından bir parçayı çekip çıkarır.
Yağlıboyalarla betimlenen İzmit Saat Kulesi, İpek şardone baskılarla işlenen Körfez dalgaları, Seramik heykellerde can bulan 1923’ün bayrakları, Bütün bu eserler zamana birer tanıklık belgesi gibidir.
Zamanın fraktal yapısı…Bu sergide zaman, geometriyle buluşuyor. Büyüyen her form, küçülen her detayda yeniden kendini buluyor. Tıpkı hayat gibi… Tıpkı Kocaeli gibi… Akın Ekici’nin tuvalinde büyükten küçüğe, küçükten büyüğe doğru uzanan şekiller bir fraktal evren kuruyor. Bu evrende her şey birbirine benzer, ama hiçbir şey tam olarak aynı değildir. Her çiçek başka bir baharı anlatır, her deniz dalgası başka bir rüyayı. Sanat burada, yalnızca estetik bir uğraş değil; bir hafıza inşasıdır.
“Zaman, bir şehirde başlamışsa eğer, o şehir artık yalnızca coğrafya değil, bir hafıza olur.”
Sergi yalnızca Akın Ekici’nin eserleriyle sınırlı kalmıyor. Bir imece usulüyle başka sanatçılar da bu büyük anlatıya ses veriyor: Hat sanatında İsmail Hakkı Gurbetçi’nin zarif dokunuşları, seramikte Esra Uyman’ın biçimlendirdiği zaman heykelleri, baskı sanatında Hayrettin Susam’ın sonsuz izleri, bütün bir koleksiyona çok seslilik kazandırıyor. Kocaeli artık sadece sanayinin başkenti değil; zamanın sanatla örüldüğü bir hafıza mekânıdır.

Akın Ekici ilginç bir ressam. Bir şey arıyormuş da bunu asla bulmak istemiyormuş gibi duruyor. Eserlerinde yaşamın ayak izi olan ne varsa, nesne, çiçek, gözyaşı, uğur böceği, kalp, halı deseni ya da ne ararsan hepsini kullanıyor. Ekici, karşımıza çıkan her şeyin bir imge olabildiğini, onları hareketlendirmenin mümkün olduğunu, onları yeniden yapılandırabilmenin harika olabileceğini gösteriyor. Akın Ekici, bir imge bükücü. Üstelik bunu kendine has özel bir tarzda yapıyor. Metinlerinde birtakım derinlikler ve kendi içindeki tartışmaların ışığında yapılanan imge “yığılmalarını” gözlemlemeyebiliriz. Sanatçı adeta kültürde ne yaşanırsa yaşansın, onu kendince yorumlayıp, her şeye, herkese kendi izini bırakmak istiyor. Ne de olsa “herkes kendi dünyasını yaşıyor ve yaşatmak istiyor” derim bu dünyada, o da tuvale kazıyor.

Bir Şehri Anlamak, Onu Sonsuzlaştırmaktır
Kocaeli’nin doğası, tekstil tasarımlarına dönüşüyor. Keltepe Çiğdemi’nin narin zarafeti bir elbiseye bürünüyor. Flamingoların özgürlük dolu uçuşu, bir giysiyle hayat buluyor.
Gün dönümü, gece-gündüz geçişleri, zamanın en kadim hikâyesi olarak, kumaşların hafif dalgalanışında canlanıyor. Moda burada bir tüketim nesnesi değil;
bir sanat anlatımı, bir zamanın giyilebilir yorumu oluyor. Kocaeli, bu koleksiyonla sadece geçmişini anlatmıyor. Bir şehri anlatmak, onu sadece övmek değildir.
Onu anlamak, onu zamanın içinden geçirebilmek, onu sonsuzlaştırabilmektir. 30° Doğu Meridyeni, Kocaeli için artık bir başlangıç çizgisi değil;
bir hayat döngüsüdür.
Her sabah, her nefes, her hikâye, bu döngünün içinde yeni baştan yazılır. Ve biz, bu şehirde yaşadıkça onun zamanında yeniden doğarız. Onun hafızasında yankılanır, onun fraktallarında kayboluruz.
Belki bir gün, bir sabah vapur düdüğüyle uyanırız yine… Ve anlarız ki zaman, yalnızca ilerlemez. Zaman, her gün Kocaeli’de yeniden başlar.
Sergi Künyesi
Sergi Adı: 30° Doğu Meridyeni Kocaeli/ Bir Zaman Fraktalı
Sergi Evsahibi: Kocaeli Seka Sanat İhtisas Merkezi
Ressam Adı: Akın Ekici
Küratör: Prof. Dr. Uğur Batı
Türü: Sanat/Resim Koleksiyonu
Sergi Açık Tarih Aralıkları: 02 Mayıs-25 Mayıs 2025
Yer: Seka Sanat İhtisas Merkezi
Sergi Eser Türleri:
Yağlıboya eserler/ Batik Eserler/ Kufi ve Makili Eserler/ Aliminyum Baskı/ Tekstil Eserler/ Seramik Heykeller/ Moda Tasarımları/ Moda Enstelasyonu/ Serigrafiler/ İpek Şardonlu Baskılar
Akın Ekici Hakkında

Ressam | Art Mediator
Akın Ekici, yurtiçinde ve yurtdışında birçok karma sergi ve sanat fuarına katılmış disiplinlerarası bir sanatçıdır. Sanatsal üretimleri; Tokyo Metropolitan Müzesi (Japonya), Romanya Ulusal Edebiyat Müzesi, Arta Fara Frontiere Romen-Türk Derneği, Carol I Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ve T.C. Bükreş Büyükelçiliği gibi prestijli kurumlarda sergilenmiştir.
Moğolistan Milli Modern Sanatlar Galerisi’nin daimî koleksiyonunda ve Tiflis/Gürcistan Büyükelçiliği ile Portakalçiçeği Uluslararası Plastik Sanatlar Kolonisi koleksiyonlarında eserleri bulunmaktadır. Sanatın kültürler arası etkileşim ve doğayla ilişkisine odaklanan Ekici, aynı zamanda Devrim Erbil Sanat Kültür ve Eğitim Vakfı ile WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) mütevelli heyeti üyelikleriyle sanatın toplumsal faydasına katkı sunmaktadır.
Küratör Uğur Batı Hakkında

Prof. Dr. | Küratör | Art Mediator | Sanat Yazarı
Yaratıcılık, sanat ve kültür kuramları üzerine çalışan Prof. Dr. Uğur Batı; Harvard Business Review, Bloomberg Businessweek, GQ ve Independent Türkçe gibi seçkin mecralarda yazıları yayımlanmış, uluslararası alanda tanınan bir akademisyen ve sanat yazarıdır.
Harvard University Creative Writing School ve University of Bath ile akademik ilişkilerini sürdüren Batı, aynı zamanda 25 kitaba imza atmış çok yönlü bir entelektüeldir. Sanatın kavramsal derinliğini kamusal alana taşımayı hedefleyen küratoryal çalışmalarıyla tanınan Batı, sanatçıyla izleyici arasında diyalog kuran çağdaş bir arabulucu (art mediator) rolünü başarıyla üstlenmektedir.
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.