Son dönemde TikTok’ta karşııza çıkan “delulu” akımı, milyonlarca gencin gündelik konuşmalarına girmiş durumda. “Delulu is the solulu” (delulu çözümün ta kendisi) cümlesi, kimi için havalı bir slogan kimi içinse bir yaşam mottosu haline geldi. Peki ama nedir bu delulu?
Delulu kelimesi aslında “delusional” (hayal dünyasında yaşamak, gerçek dışı inanışlara sahip olmak) kelimesinden türetilmiş. İlk kez 2010’ların başında K-Pop fan topluluklarında ortaya çıktı. İdolleriyle romantik ilişki yaşayacağına inanan hayranlara esprili bir şekilde “delulu” deniyordu. Valla bu Gen Z’nin özgüveni gibisi yok. Düşünsenize Brad Pit’le aşk yaşayacağımızı düşündüğümüzü.
Zamanla bu kelime TikTok sayesinde tüm dünyaya yayıldı. 2022’den itibaren Z kuşağı ve Alfa kuşağı, delulu’yu sadece aşk hayatında değil, kariyer, para ve kişisel hedeflerde de kullandı. Hashtag #delulu şu anda milyarlarca görüntülenmeye ulaşmış durumda. İsterseniz siz de TikTok’unuzda aratın. Hatta öyle bir furya ki Cambridge Dictionary 2025’te terimi resmî olarak sözlüğe ekledi:
Delulu: Gerçek olmayan veya doğru olmayan şeylere inanmak. (çoğu zaman isteyerek)
“Remember guys! Staying delulu is the solulu! In this generation I believe that being delusional is one of the key factor to be happy.”
(Unutmayın arkadaşlar! Delulu kalmak, çözümün ta kendisi! Bu nesilde, delulu olmanın mutlu olmanın anahtar faktörlerinden biri olduğuna inanıyorum.”)Genellikle TikTok’ta bu cümle ile karşımıza birçok video çıkıyor.

Peki Neden Gençler Bu Sözü Benimsedi?
Bu trendin kalbinde aslında şu fikir yatıyor: Hayalini kurduğun şeye inanırsan, bir şekilde ona yaklaşabilirsin.
Hani İngilizcede çok kullanılan bir deyim vardır: “fake it until make it” diye. Yani başarana kadar rol yap, mış gibi yap. Manifest ve vizyonlama pratiklerinde çok kullanılan bir tekniktir.
Stanford Üniversitesi’nin araştırmaları, sahte de olsa gülümsemenin insanı gerçekten daha mutlu hissettirebildiğini göstermişti. Aynı şekilde kendini daha başarılı veya özgüvenli gibi hayal etmek, gerçekten daha başarılı hissetmene yardımcı olabilir. Eminim birçoğumuz bu tekniği uygulamıştır.
Psikologlara göre “delulu” olumlu yanıyla umudu diri tutuyor, motivasyonu artırıyor, stresi azaltıyor. İnsan kendini ihtimal dışı bir başarıya inanırken bile daha çok çabalayabiliyor. Hatta burada benim aklıma psikolojide kullanılan “Beklenti Yasası” yani “Pigmelion Yasası” geldi. Olumsuz yanıyla ise gerçekçi adımlarla desteklenmezse, hayal kırıklığı yaratabiliyor. The Guardian’ın yorumuna göre bu manifest trendinin yeni yüzü fakat aşırıya kaçıldığında insanı pasif bir bekleyişe sürükleyebiliyor.
Delulu trendini benimseyen Z kuşağı için bu kavram acaba yalnızca gerçeklerden kaçışın yeni bir stratejisi mi yoksa belirsizlikler çağında umut ve dayanıklılıklarını artıran yeni bir dil mi diye sormadan edemeyeceğim? Elbette cevabı zaman gösterecek…

Delulu fikrini hayatımıza sağlıklı bir biçimde nasıl dahil edebiliriz?
Delulu düşüncesini tamamen reddetmek yerine onu hayatımıza sağlıklı biçimde dahil etmek mümkün. Bunun için öncelikle gerçeklikle bağımızı koparmadan hareket etmek gerekiyor. Hedeflerimize ulaşacağımıza inanabiliriz, ama bu inancı somut planlarla desteklemek şart. Aynı zamanda bu yaklaşımı kendimizi motive eden bir enerji kaynağı olarak görebiliriz. Unutmamak gerekir ki bu trendin TikTok’ta böylesine yaygınlaşmasının bir nedeni de işin eğlenceli, mizahi boyutudur.
Sonuçta mesele, delulu’nun hangi dozda yaşandığıyla ilgili. Gerçeklikten kopmadan, sağlıklı bir ölçüde hayale yer açmak motivasyonumuzu ve dayanıklılığımızı artırabilir. Belki de bu yüzden delulu, genç kuşakların geleceğe tutunma biçimlerinden biri oldu.
O zaman hayatımıza biraz delulu katmak mümkün! Siz ne dersiniz?
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

