Her şey, sabahın erken saatlerinde Gözde’nin rüzgârın sesiyle uyanmasının etkisiyle başladı. İstanbul’un tarihi bir sokağında, camdan sızan ilk ışıkla gözlerini araladığında, soğuk bir ürperti hissetti. Kendini bir an olsun çocukluğuna götürdü bu his. Annesinin kollarında uyandığı sabahlara, güvenli ve sıcak kucaklamalara…
Bir an o günlere dönmek istedi, sonra vazgeçti. Yatağından bir şeylere geç kalmış gibi hemen fırladı. Her güne böyle telaşla başlamayı bir türlü bırakamamıştı. Zaten çok da uğraşmamıştı çünkü her zaman ajandası işlerle doluydu. Yatağından çıktı, mutfağa doğru usulca yürüdü Gözde. Ahşap zemin, her adımda hafifçe çıtırdıyordu. Her ayrıntı dikkat çekici bir romanın sayfaları gibiydi. Kahve makinesinin düğmesine bastı, fincanını hazırladı ve derin bir nefes aldı. Mutfak masasının üzerinde duran kitaba gözü takılınca Psikolog John Bowlby’nin bağlanma teorisi yeniden hatırında canlandı. Kitabını okuduğunda kendi hayatındaki bağlanma türlerini gözden geçirip analiz etmişti. Düşündükçe adeta satırlar gözlerinin önünde tekrar canlanıyordu.
Bağlanma Teorisi ve Gözde’nin Yolculuğu
Gözde, çocukluğunda güvenli bağlanma yaşayamamıştı. Annesi sürekli işteydi, babası ise evdeydi ama bir gölge gibiydi. Bu nedenle kaygılı-preoküpasyonlu bağlanma tarzı ona miras kalmıştı. Her çatışmada içi sıkışan ve sürekli onay bekleyen bir ruh haliyle büyüdü. Yetişkin yaşantısında da ilişkilerinde sürekli terk edilmekten korkarak yaşamıştı. Bu tutumunu haklı kılacak sayısız anısı vardı. Her biriyle uğraşmaya kalksa belki ömrü yetmezdi ama “Acaba?” dedi. “Acaba olur mu ki?” “Bu ağır duygulardan kurtulmamın bir yolu olur mu?”
Her sabah, Gözde’nin karnı guruldayarak, duygularının ağırlığını taşıyamayan bir huzursuzlukla başlar ve gün boyu bu his ona eşlik ederdi. Gözde için yiyecekler, duygusal bir kaçış kapısıydı. Stresli olduğu anlarda, herhangi bir tatlının ona getirdiği sahte mutluluk anlarına sığınırdı. Aslında, annesiyle birlikte mutfağa girip kek yaptıkları anılar, bu alışkanlığının temelini atmıştı. Ama zamanla bu durum sağlıksız bir döngüye dönüşmüştü.
Bir gün, Gözde’nin arkadaşı Elif ona bu döngüyü kırabilmesi için cesaret verdi. Elif’in fazla kilosu yoktu ama yediğine içtiğine sürekli dikkat etmekten yorgundu. Yemeklere değil spora ve alışverişe sığınıyor, çoğu zaman da bedenen sakatlanmaktan son anda kurtuluyordu. Zorlayıcı sporu seviyor, kendine engel olamıyordu! Elif, artık duygusal yemeleri yüzünden kilo sorunu yaşadığından emin oldukları noktada Gözde’yi, Bowlby’nin teorisinden ilhamla erken çocukluk travmalarını anlaması ve aşması için ikna etti. Kendisi de yol arkadaşlığına gönüllü oldu. Kendi içsel yolculuklarında kaybolup kendilerini yeniden buldukları deneyimleri beraber yaşadılar. Bazen delirmişcesine kahkahaların neşesinde, bazen de bitmeyecek zannettikleri ağlamaların gözyaşları ile ruhlarını yıkadılar.
Duygusal Yeme ve Yeniden Doğuş
Gözde’nin hayatındaki dönüşüm, yazın bitişi ve sonbaharın hüznüyle birlikte geldi. Artık sadece aç olduğunda yemeyi öğrenmiş, duygusal yemek yeme alışkanlıklarını bir kenara bırakmıştı. Elif’le birlikte yaptıkları yürüyüşler, doğanın dinginliği ve terapiler, ona güvenli bağlanmayı tekrar kazandırmıştı. Her sabah uyandığında, çocukluğunda hissettiği o soğuk ürperti yerini huzura bırakıyordu. Mutfakta çaydanlığının sesi ona artık yalnızlığını değil, yeni bir başlangıcın sıcaklığını hatırlatıyordu.
İşte böyle… Gözde’nin hayatındaki bağlanma şekli, beslenme alışkanlıklarına da yansıyordu. Anlamıştı ki güvenli bağlanmak demek, sadece ruhunu değil bedenini de beslemek demekti.
Sevgili dostlar, gelin siz de kendi hikayenizi gözden geçirin. Belki de duygusal yeme alışkanlıklarınızın ardında, çözülmemiş bağlanma meseleleri yatıyordur. Anlamak ve değiştirmek için geç değil çünkü hepimizin içinde güvenli bir bağlanma ve güvenli bir beslenme potansiyeli saklı.
Sevgilerimle,
Ece
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.