Farkındalık

‘’Hayatımda eksik bir şeyler var.’’ Bu doğru mu?

‘’Sahip olmadığın şeye ihtiyacın olduğuna inanmak deliliğin tanımıdır.’’

Byron Katie

Hayatı eksiklik duygusuyla gördüğümüzde deneyimlediğimiz hayat eksik olur. Halbuki eksiklik yerine bolluk bilincinden gelip şükretmeye başladığımızda dünyamız da değişir.  Pek çok insan yaşamında eksik bir şeyler olduğuna inanarak bu eksiklikleri kapatmak için uğraşıp dursa da eksik olan yaşamımız değil, yaşam hakkındaki düşüncelerimizdir. Kısacası, eksik olan bir şey olduğuna inanırsak eksiklik, inanmazsak da bolluk deneyimleriz.

İnsan tatminini dış dünyadan beslenerek almaya alışırsa doymak bilmeyen ve sürekli isteyen obur bilinçten gelen bir hal alır. Özellikle tüketim ve özendirme odaklı günümüz toplumlarında, elinde ve şimdiki anda var olanın keyfine varamadan daha da fazlasından tatmin olmaya koşullandırılan insan, mutluluğunu dış dünyaya ve arzularının yerine gelmesine bağlayabilir.

Sahip olmadığımız bir şeyi istemenin nasıl bir his olduğunu hepimiz biliriz. Bunlar pahalı marka bir giysi, romantik bir partner veya ev, araba olabilir.  Bilinçli seçimlerimiz ile yaşadığımızda daha fazlasını istemek hayatın elbette doğal bir parçasıdır.  Ancak birçoğumuz istemek ve sahip olamamak durumunda takılı kalırız, yani hiçbir zaman azalmayan bir eksiklik durumunda. Sürekli olarak ihtiyaçlar yaratır ve istediğimiz şeye sahip olmadığımızı algılarız. Bu algı, enerjimizi, yaşam sevincimizi tüketen bir hal ortaya çıkarabilir.

Byron Katie- The Work yönteminin yaratıcısı ve ‘’Olanı Sevmek’’ kitabının yazarı- iki gözünde de olan retina sorunu nedeniyle kör olduğu dönemde, evinde tuz ve karabiber bulmak için mutfağına gider. Mutfak tezgahının üzerinde tuzluk ve biberliği elleri ile arayarak bulmaya çalışır fakat bulamaz. Tuz ve biberliği bulamadığına göre o anda onlara ihtiyacı olmadığını, bulamadığına göre de bulamamayı deneyimlemeye ihtiyacı olduğunu söyler. Katie nasıl da güzel ve her şeyi olduğu gibi kabul eden bir bakış açısından bakıyor yaşama!  

Byron Katie’nin yaşama bakış açısında eksik olan hiçbir şey yoktur ve ihtiyacı olan her şey Katie’ye o anda sunulur. Tuzluk ve biberliği bulabilseydi bulmaya, bulamadığı için de bulmamaya ihtiyacı vardır.

“Her zaman tam ve bütün bir hayat. Her zaman her ihtiyacının karşılandığı ve ihtiyacı olanın ise şimdiki anda var olan olduğu bilinci ile yaşamak, bu bilinçten doğan sonsuz ve koşulsuz bir bolluk. “

Ne düşündüğümüz, nasıl hissettiğimizi ve gerçekliği nasıl algıladığımızı derinden etkiler. Kendimizi eksik hissettiğimizde etrafımıza bakarız ve olmayanı görürüz. Olmayana odaklanmak, insanı kıtlık bilincine sokar. Durmak bilmeyen bir arayış, koşuşturmaca, doyumsuzluk, eksiklik, çaresizlik gibi deneyimler içine giren insan dipsiz bir kuyunun dibinde yaşamaya başlar. 

Diğer taraftan, bolluk hissi yaşıyorsak aynı duruma baktığımızda tamamen farklı bir resim görürüz: Nimetlerle ve avantajlarla dolu bir resim. Daha fazla nimet görüyorsak daha fazla bolluk hissederiz ve daha fazla nimet çekeriz. Benzer şekilde, eksiklik görürsek bu enerjiyi yaratma ve çekme eğiliminde oluruz. Eksiklik hissi içinde bulunuyorsanız, bu durumu farkındalık ve çaba ile düzeltebileceğinizi unutmayın.

İşte bu konuda uygulayabileceğiniz bazı adımlar!

Farkındalık geliştirin. Eksiklik duygusuyla nasıl hissettiğinizi ve düşündüğünüzü gözlemlemeye başlayın. Bu, bu duyguların neden ortaya çıktığını anlamanıza yardımcı olabilir.

Teşekkür etmeyi alışkanlık haline getirin. Her gün küçük veya büyük şeyler için teşekkür etmeyi alışkanlık haline getirin. Bu, bolluk ve şükran hissini artırabilir.

Zihinsel resimler kullanın. Kendinizi sınırsız bolluk içinde hayal edin. Bu, zihninizin eksiklik yerine bolluk odaklı olmasına yardımcı olabilir.

Olumsuz inançları inceleyin. Eksiklik hissinizin altında yatan olumsuz inançları ve düşünceleri gözden geçirin. Bu inançları sorgulayarak ve olumlu inançlarla değiştirerek dönüşüm sağlayabilirsiniz.

Kendinize değer verin. Kendinizi değersiz hissetmek, eksiklik hissinin temel nedenlerinden biri olabilir. Kendinizi sevin, değer verin ve kendinize olan güveninizi artırın.

Meditasyon ve yogaya zaman ayırın. Meditasyon ve yoga gibi pratikler, içsel dengeyi sağlamaya ve bolluk duygusunu artırmaya yardımcı olabilir.

Hayır diyebilme yeteneğini geliştirin: İhtiyacınız olmayan şeylere evet demek yerine, gerçekten önemli olanlara odaklanın. Bu, kaynaklarınızı daha iyi yönetmenize yardımcı olabilir.

Kendinize iyi bakın: Bedeninize ve zihninize iyi bakmak, kendinizi daha iyi hissetmenize ve bolluk duygusunu artırmanıza yardımcı olabilir.

Pratik Bir Çalışma

Düşünce sorgulama yöntemini kullanarak sizi eksiklik ve kıtlık bilincine sokan düşünceleri yakalayın ve sorgulayın. Gerçekten ihtiyacınız olduğuna inandığınız şeylere ihtiyacınız var mı? Egonun istediği her şeye gerçekten ihtiyacınız var mı? Yoksa onların olmamasına mı daha çok ihtiyacınız var? Hangisi ruhsal büyümeyi sağlayacak?

Sonuç olarak, eksiklik duygusu ile başa çıkmak ve bolluk duygusunu artırmak bir süreç gerektirebilir ancak bu mümkündür ve çok kıymetlidir. Kendinize, hayatınıza daha olumlu bir bakış açısı kazandığınızda, “ihtiyacım olan her şey anda mevcuttur ve bana verilir” inancıyla yaşama baktığınızda zihninizin sonsuz kaynağına doğru bolluk bilinci kapıları açılır ve dünyanızda olumlu değişiklikler gözlemleyebilirsiniz.


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Feza Karakaş
Sertifikalı The Work Kolaylaştırıcısı, FMK Bilgelik kurucu üyesi, eğitmen, yazar; koşulsuz sevgi, kabul ve akışa teslim olmanın yüceliğini heyecan ve merakla deneyimleyen sevgi eylemde yolcusu.