Hepimiz doğuştan şifacıyız
Farkındalık

Hepimiz doğuştan şifacıyız

Hamileliğimin ilk aylarıydı. O günlere kadar bir türlü dikkatini toplayıp bir kitabı bitiremeyen ben, bebeğimin gelişine hazırlanmak uğruna çılgınlar gibi kitap okumaya başlamıştım. Çocuk gelişiminden kişisel gelişime, kaliteli zaman geçirmekten beynin yapısına, anne ve çocuğun yaşamını kolaylaştıracak her türlü bilgiyi bir sünger gibi kendime çekiyordum.

Öyle günler oluyordu ki aldığım kitaplara bakıp ya hepsini okuyup bitiremezsem diye paniğe kapılıyordum. O zamanlar bilginin yalnızca okuyarak dışarıdan içeriye sızdığını zannediyordum.

Ruhsal olarak bana katkı sağlayacağına inandığım spiritüel eğitimlere sırasıyla katılıyordum. Koçluk eğitimine, Reiki eğitimine, Access Bars eğitiminin ardından sayısız Access Consciousness seminerine katılıyor, bir yandan da yoga yapıyor ve Theta Healing seansları alıyordum. Yetmiyordu, hiçbir eğitim içimdeki o bilgi açlığını gidermiyordu. Karnım şişedursun ben oradan oraya koşuşturmaya devam ediyordum. Sanki hayata dair ne varsa öğrenmem için bana kısıtlı bir vakit verilmişti. Ne tuhaf bir ruh halindeydim.

Aradan yıllar geçti kızım doğdu ve hızla büyüyor. Bense kabımı genişlete genişlete başkalaşmaya devam ediyorum.

Şimdi dönüp arkama bakınca değişik ekoller tarafından pompalanan “bizim eğitimimizden geçmezsen bu iş olmaz” diyen furyalara sayısız insan gibi kendimi kaptırdığımı görüyorum. Sosyal medyanın etkisiyle insanların çeşitli ekoller ve kişisel gelişim sistemleri tarafından hissettirilmeden nasıl da kolayca esir alınabileceğini fark ediyorum.

Mevcut spiritüel sistemler sonu gelmeyen ve sürekli güncellenen eğitim içerikleriyle bana kendimi zaman zaman eksik ya da dışlanmış hissettirebiliyor. Debelensem de içinden çıkamadığım bir girdaptaymış gibi nefessiz bırakabiliyor.

Peki hiç mi faydasını görmedin İpek sen bu eğitimlerin diye sorarsanız… Elbette sayısız faydasını gördüm, görmez olur muyum?

Gözlerimi dışarıdan içime çevirmeyi, kendime yargılamadan bakabilmeyi öğrendim. Öğrendiklerimi önceleri ezbere uygularken tecrübe kazandıkça şifa gücümden emin oldum.

Tüm bu ekollerin benim yoluma en uygun taraflarını alıp harmanladım. Katıldığım eğitimlerin bir karması olan kendi şifa tarzımı da öğrendiklerimi uyguladıkça bana has uyarlamalarla oluşturdum.

“O sertifikayı almazsam ölürüm” dediğim zamanlar oldu. Lakin sertifikalara doyamadığım bir sürecin ardından öyle bir dönemece geldim ki bu eğitim çılgınlığım son buldu.

Kendimle derin sohbetler

Bazı kişisel gelişim ekollerinin fazlaca etkisinde kalıp “O sertifikayı almazsam ölürüm” dediğim zamanlar oldu. Lakin sertifikalara doyamadığım bir sürecin ardından öyle bir dönemece geldim ki bu eğitim çılgınlığım son buldu. Meme kanseri teşhisi konmasıyla birlikte şifacılığımı eğitimlerle değil kendi içsel gücümle pekiştirme vaktim gelmişti.

Kanser dolayısıyla odağımı ve enerjimi sadece kişisel alanımda kullanmaya başlamıştım. Kendimle derin sohbetlere giriyordum. Beynimin dehlizlerine dalmaya cesaret ettim. Kendi kendine konuşmanın delilik olmadığını aksine insanı özüne yaklaştıran harika bir araç olduğunu öğrenmiş oldum.

Çocukluk anılarıma seyahatlerle geçen uzun meditasyonlar yaptım. Bedenimin izin verdiği ölçüde yoga egzersizlerime devam ettim. En çok da düzenli uyguladığım ve özellikle zihnimi susturma konusunda bana hızlıca yol aldıran tutmalı nefesleri sevdim.

Nitekim eğitimlerden çektiğim dikkatimi tamamen iç dünyama yönlendirdim. Kendimi iyileştirmeye çalışırken organlarımla ve hücrelerimle konuşmaya başladım. Zerrelerimle iletişime geçip onların titreşimini yükseltmeyi kendimce çözmüştüm. Aslında hepimizde var olan bu yetenek Theta Healing sistemi içerisinde 15 günlük bir eğitimle katılımcılara hatırlatılıyor. Theta beyin dalgasında organlarımla konuşmayı eğitim almadan kişisel çalışmalarımla tek başıma başarmıştım.

Hani insan denize düştü mü yılana sarılır ya! Ben de dara düşünce içsel kütüphanemin şifa kapılarının kilidini açmaya mecbur kalmıştım.

Demem o ki hali hazırda kâinatta var olan ve öz benliklerimize yerleştirilmiş olan şifa sistemlerini belli bir spiritüel sisteme dahil olmadan da kendimizde açığa çıkartmamız mümkün.

Çünkü bu şifa yöntemleri esasında varoluşun ortak alanına bağlanarak erişim sağlayabildiğimiz sistemler. Her birimizin arzu edersek, azimle ve sıkça pratik edersek belli bir kurumun belgelendirmesine gerek olmadan şifa yöntemlerinin uygulayıcısı olma iznimiz var. İzni veren kim mi? Bu izni yaratıcı kaynakla gelişen bağlantımız sayesinde biz kendi kendimize veriyoruz.

İyi olmaya hazırsak, iyileşmeye giden yoldaki araçlar benden bana ve senden sana görünür oluyor sevgili şifacı. Bir nevi doğuştan şifacı kimliğimiz aktive oluyor diye bilir miyiz? Yüz yıllar önce Yunus Emre’nin verdiği formül neydi hatırlayalım: “Sen çık aradan, aksın Yaradan.” Bu formülü hepimiz kullansak, eminim kolaylaşır her işimiz.


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

ipek-sevmet
15 yılı aşkın süre kurumsal firmalarda yönetici asistanlığı ve marka iletişim uzmanlığı yaparken profesyonel koçluk, Reiki, Access Consciousness ve Theta Healing disiplinlerine ait çeşitli eğitimler aldı. Meme kanseri atlattıktan sonra kendini tamamen şifa çalışmalarına adadı.