LA TAHZEN
Farkındalık Mümkünat

La Tahzen

İsmail, istediği hiçbir şeye erişememiştir. Âşık olup karşılık bulamamış, hayalindeki mesleği yapamamıştır. Zanaatkâr olmak istemiş ama babası onu zorla köyün ağasının seyisi yapmıştır. İsmail’in âşık olduğu kız da çalıştığı çiftlikteki baş kâhyanın kızıdır. Kendine güvenmeyen biridir. Tek istediği huzuru bulmaktır ama bunu nasıl yapacağını bilemez.

Bir akşamüstü çiftlikten bir at kaçar. İsmail, atı yakalamak için peşinden koşar. Uçsuz bucaksız bir tarlada nefessiz kalıp yere yığılır. O an, zihninde bir soruyla baş başa kalır: “Neden hep bir şeylerin arkasından koşuyorum?” Baygın haldeyken bir rüya görür. Rüyasında kendisine çok benzeyen, yaşlı bir adam görür. Yaşlı adam ona sürekli, “Sen ne seyissin ne marangoz. Sen İsmail’sin. Uyan ve İsmail olmanın ne demek olduğunu araştır. Kendini bul,” der. İsmail bu sözlerle uyanır ama rüyasına anlam veremez.

Çiftliğe dönerken karşısına bir koç çıkar. Koç, gözleriyle ona derin bir şekilde bakar. Gözlerindeki parıltıyı gören İsmail’in içinde bir huzur belirir. O anda rüyasındaki adamın söylediklerini hatırlar. “İsmail gibi olmak ne demek?” sorusu zihninde yankılanır. Koç, başını bir yana çevirip uzaklaşırken İsmail’in içinde bir kıvılcım belirir.

Çiftliğe döndüğünde kâhyaya atı kaybettiğini anlatır. Kâhya sinirlenir ve onu işten kovar. Ancak İsmail buna sevinir. Babaannesiyle yaşayan İsmail, artık çiftliğe dönmeyeceğini fark eder ve kendini yepyeni bir yola adar.

İsmail, günlerini köydeki eski bir sahafa giderek kitap okuyarak geçirmeye başlar. Her kitap, ona kendinden bir şey öğretir. Bir gün sahafın raflarında “Hakikat Yolu” adlı bir kitap bulur. Kitabı eline aldığında kalbi hızla çarpar. Sayfaları çevirirken şu cümleyle karşılaşır: “Hakikat, ancak nefsin mühürlü kapısını aşanlara görünür.” Bu cümle İsmail’in zihnine kazınır.

Kitaplardan öğrendiklerini ve rüyasında yaşlı adamın söylediklerini birleştirerek uzun uzun tefekkür eder. Her gün bir parçasını tamamladığını hissettiği bir yapboz gibi, kendi iç dünyasına daha çok yaklaşır.

Bir gün yine sahafa giderken büyük, kocaman bir mühürlü kapı görür. Defalarca geçtiği yolda daha önce hiç fark etmediği bu kapı, dikkatini çeker. Kapının üzerinde “La Tahzen” (Üzülme) yazmaktadır. Merakla kapıyı çalar. Kapıyı rüyasında gördüğü yaşlı adam açar. İsmail, gözlerine inanamaz.

“Siz kimsiniz?” diye sorar. “Ben sizi rüyamda görmüştüm.”

Yaşlı adam tebessüm ederek, “O rüya değildi, İsmailim. O hakikat idi. Senin içindeki kapıyı aralayabilmen için bir işaretti,” der.

İsmail’in içine derin bir huzur kaplar. Yaşlı adam, “Kapıdan içeri girmeye hazır mısın?” diye sorar. İsmail, kalbinden bir dua eder: “Beni bana bildir ya Rabbim.” Kapı, bir ışık huzmesiyle açılır. İsmail, o kapıdan teslimiyet içinde geçer.

Kapının ardında bir bahçe vardır. Bahçede farklı yaş gruplarında birçok İsmail görür. Çocuk İsmail, genç İsmail, korkan İsmail ve huzurlu İsmail… Her biri, farklı bir halini temsil eder. Her biri ona, “Hakikat yolculuğun buradan başlıyor,” der.

İsmail, geçmişte kaybettiklerini düşündüğü her şeyin aslında kendine dönüş yolunda birer işaret olduğunu fark eder. Bahçedeki İsmail’ler birleşir ve bir bütün haline gelir. O an, İsmail’in kalbinde ilahi bir huzur belirir. Artık ne bir şeyin peşinden koşmakta ne de geçmişe üzülmektedir.

İsmail, yıllar sonra diyar diyar dolaşan bir derviş olur. Gittiği her yerde insanlara kendi yollarını bulmaları için ilham verir. Bir gün, tekrar o sahafa uğrar. Kitapların arasında yine “Hakikat Yolu” adlı kitabı bulur. Sahaf ona kitabı uzatarak, “Artık bu kitap senin hikayeni yazdı,” der.

İsmail, kitabın son sayfasını açtığında kendi ismini görür. O an, hakikatin ne olduğunu tam anlamıyla kavrar ve kalbinde bir teşekkürle yürüyüp gider.

Mühürlü kapı, aslında herkesin kendi içinde bulunan hakikate açılan bir kapıdır. İsmail’in yolculuğu, hepimizin yolculuğudur.


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.