YAŞLANMAYI YÖNETMEK MÜMKÜN MÜ?
Esenlik

Yaşlanmayı yönetmek mümkün mü?

Genelde soru böyle sorulsa da aslında kastedilen, yaşlanma hızını yönetmek yani yavaşlatmak mümkün mü anlamındadır. Evet bu mümkün ve bizim de hastalarımıza sağlamaya çalıştığımız katkı bu yönde. Yaşlanma bir bozukluk değil bir süreçtir. Burada süreç sadece belirli bir yaş gurubu için anlaşılmamalı. Yirmili yaşların sonlarına doğru başlayan hormonal ve metabolik değişiklikler sağlığımızı ve yaşlanmamızı etkiler. Bu nedenle sürece ne kadar evvel müdahil olursanız başarı şansı da o kadar fazladır.

Peki bu o kadar kolay mı sorusu gelirse aklınıza, tabii ki değil. Vücut o kadar karmaşık bir yapıya sahip ki bütün bu mekanizmaları değerlendirebilecek ve gerekli önlemleri buna göre alabilecek profesyonel bir yaklaşımla mümkün olabilir ancak. Bu yüzden neyin ne kadar önemi ve katkısı olduğunu bilmeden kulak dolgunluğu ile yapılacak çabalar yetersiz ya da yaşlanmayı hızlandırıcı faktörler bile olabilir. Sonuçta kişiye özgü medikal yaş yönetimi, her yaş aralığına ve yaşlanan popülasyona yönelik proaktif, yani sonuçlar ortaya çıkmadan harekete geçilen koruyucu bir yaklaşımdır. Optimum insan fonksiyonuna ve yaşam kalitesine odaklanılır. Dejeneratif yani zamana bağlı olarak gelişen hücre bozulması sonucu oluşan yaşlanma gerçekleşmeden önce yaşlanma süreçlerini yönetmek, iyilik hissini ve yaşam kalitesini artırmak için çok yönlü takip sürdürülür ve her türlü çaba gösterilir.

Daha da detaylandırmak gerekirse bu noktaya ulaşabilmek için odaklanması gereken hedefler vardır:

Hücre sağlığı: Hücrenin sağlığı hücrenin kendi kendisini koruyacak bir alt yapısı, düzgün işleyen bir fonksiyonu ve buna yönelik desteğin olması ile mümkündür. Eksilmelerin yerine konulması bu açıdan önemlidir.

Hormonların yönetimi: Beslenme, egzersiz ve düşük stresli yaşam ideal ölçüde olsa bile yaşla birlikte bizi yöneten hormonlarımızda yine de bir düşüş olur. Hem iyi hissetmek hem de uzun ömürlü olmak için hormonların kendi aralarındaki ahenk ve yaş da dikkate alınarak, olması arzulanan seviyeye getirilmesi gerekir.

Yaşam tarzı: Stres ve uyku gibi faktörler hormonların düzeyi hakkında anahtar role sahiptir. Az uyku ve kronik stres (fiziksel ve zihinsel) yağ depolamayı da hastalık oluşturan hormonları da (insulin ve kortizol) arttırır. Bu nedenle iyi ve uzun bir ömür için yaşam tarzının da düzenlenmesi gerekir.

Toksinlerden arınma: Endüstrinin getirdiği çevre kirliliği, hava, su, yiyecekler, ışık ve ışınlar yoluyla bizi etkiliyor. Ve her geçen gün daha fazla zehirleniyoruz. Bu saldırıya karşı elimizdeki en büyük kalkan vücudumuzun savunma sistemlerini güçlendirmek ve bu toksinlerden arınmış bir hayat sürme çabasıdır.

Bağışıklığın güçlenmesi: Vücut aslında kendi kendini onarabilen, koruyabilen bir yapıya sahiptir. Bize düşen ona yardımcı olmaktır. Bağışıklık sisteminin gücünü arttırmak birçok hastalığa karşı korunmayı sağlar.

Beslenme ve destek: Günde birkaç kez, belki farklı yerlerde, onlarca çeşit gıdayı bedenimize alıyoruz. Gün içinde defalarca ve her gün tekrar tekrar yaptığımız yeme eylemi, vücudumuzu en çok etkileyen faktörlerin başında geliyor. Ne yediğimizin farkında mıyız? Endüstrinin bizim sağlıklı beslenmemiz ile hiç ilgilenmediğinin bilincinde miyiz? Gıda sanayiinde amaç, ürünün ilaçlar ve katkı maddeleri ile dayanıklı, bizlerin de suni tatlara bağımlı olması üzerine kurulmuş durumda. Yaş yönetiminin bu önemli basamağında gıda seçimlerimizi, destek gıdalarımızın tercihini ve ilaç alımını bilinçli yapıyor olmamız çok önemli.

Bağırsak sağlığı: Birçok hastalık bağırsakların bariyer görevinin bozulması ile ilişkilidir. Bağırsakların sağlam yapıda olması ve işlevlerini düzgün şekilde sürdürmeleri çok önemlidir ve birçok faktöre bağlıdır. Bu nedenle bağırsaklar yaş yönetimi yaklaşımının odağındaki öncelikli organlardandır

İç organların sağlığı: İç organların sağlığı ve aralarındaki ilişkilerinin birbirlerini olumlu etkilemeleri vücut bütününün dengesini dolayısıyla hastalıklara direnci, iyi ve aktif olmayı artıran faktördür. Her ne kadar öncelikleri değişse de bütün organlar bu dengede vazgeçilemez rol oynarlar.

Hayatımda neler değişecek?

Doğru atılan adımlar ve gerekirse bu konudaki profesyonel desteğin hayatınıza girmesi, düşük glisemik diyet, egzersiz, yaşam tarzı değişiklikleri, beslenme takviyeleri, hormon düzeyi takibi ve lüzumunda replasmanı optimal sağlık ve sağlıklı yaşam elde etmenize yardımcı olur. Optimize edilmiş enerji sayesinde dayanıklılık, cinsel kapasite, cilt kalitesi, hafıza, bilişsel kapasite, vücut, kemik gücü artışı ve daha iyi ruh durumu hızlı bir şekilde deneyimlersiniz.

Sağlıklı ve uzun bir ömre kavuşmanız dileğiyle…


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Dr. Seran Şimşir
Anestezi, Yoğun Bakım ve Ağrı tedavileri konularında yıllarca çalıştı. Bu birikimini, sağlıklı ve uzun yaşam konularında çağın modern tıp akımlarına uygun olarak hastalarına yansıtmaya çalışıyor. Bütünsel, kişiye özgü, önleyici ya da kronik hastalıkları tedavisinde yeni ve etkili proaktif yaklaşımlar sunuyor. Bu konularla ilgili Bedenin Senin Evrenin ve Stres ve Ötesi isimli kitapları var.