Zor zamanlarda ayakta kalmak
Farkındalık

Zor zamanlarda ayakta kalmak

Altın Çağ girişinin biraz zorlu olacağını bizim gibi ruhsallıkla uğraşan kelime işçileri ve şifacılar sezgisel olarak çok iyi biliyorduk. Hele sevgili gezegenimiz bin bir türlü musibetle bilinmez bir geleceğe doğru savrulurken, zaten toplum gönüllüsü olan birçok kalp, uzun zamandır endişe krizlerinde boğuluyordu. Covid pandemisiyle belirginleşen değişen paradigma, birçoğumuzu bu alanlara bakmaya yöneltti. Ben de uzunca bir süredir iki mecrada birden bu konuları yazıyor, sosyal girişimimiz Köprü Project (www.kopruproject.org)[1] ile de sosyal fayda üretmeye odaklanıyorum.

Hayatının büyük bir bölümünü toplumsal katkı yaratmaya adamış bir vatandaş olarak pek tabi ki kolektif alanda olan her türlü olaydan ziyadesiyle etkileniyorum. Aktif Umut’u çok iyi bilen ve kendini bu konuda eğittiğini düşünen bir birey olmama rağmen hem de! Yani diyorum ki bu işlerin içindeyim ama işin sonunda bir garip insanım ben de!

6 Şubat 2023 sabahı da ateş ülkemizin orta yerine düştüğünde herkes gibi ben de derinden sarsıldım. İlk başlarda -bir hafta önceden başlayan başka bir acı sürecin içerisinde olduğumdan- depremle ilgili enformasyonlardan kendimi azami miktarda korumayı başararak tamamen krize odaklanmış ve de yardımcı olabileceğim her alanda aktif rol alıyor, kendi sınırlarımı zorluyordum. Adeta içimdeki savaşçı her krizde olduğu gibi yine açığa çıkmış; kendinden önce diğerlerine bakım veriyor ve şuursuzca ilgi, emek, yardım dağıtıyordu.

Sonra ne oldu biliyor musunuz?

Tükendim. Anksiyete krizim tetiklendi ve atalet haline geçtim. Önceleri anlam veremedim, ben üretken ve yardımsever bir kimliğimdir. Ya da çoğunlukla böyleyimdir. Hayatın anlamını buralarda buluyorum ve başka türlü bir varoluş bilmiyorum.

Olmuyordu artık, zorlanıyordum. Hem de acıyı yaşayanlara göre mükemmel sayılabilecek şartlara sahip olmama rağmen. Bazılarımız gibi içinde bulunduğum konforlu alan yüzünden utanç duymadım. Ben en çok yetersizlik duydum. Tüm bunlara rağmen atalet içinde kalışıma, bir şey yapmak istemeyişime ve de umudumun yavaş yavaş sönmesine üzüldüm. Kulağa biraz bencilce geliyor biliyorum ama böyle oldu. Çünkü ziyadesiyle kendime, bireysel korkularıma ve endişelerime odaklanmaya başlamıştım. Onlar da büyüyüp koskoca karanlıklar oldular bir anda ve ben boğuldum.

Niye bunları anlatıyorum?

Bunları yazma sebebim; birinci dereceden acı ile temas etmediği halde ruh durumu kolektif travmadan etkilenmiş bireylere, her türlü duygunun insanlar için olduğunu anlatabilmek, herkesin kendince zor zamanlardan geçebileceğini göstermek. Ve eğer aramızda duyguları için suçluluk duyanlar varsa onlara da “sakin ol, sen duyguların değilsin! Bunlar gelip geçici… Gücünü topladığında, güdülendiğinde yine merkezinde kalacak ve sorumluluk sahibi bir vatandaş gibi hareket edebileceksin” diyebilmek.

Biz insanlar duygu dünyamızın türbülanslarında zaman zaman fazlaca kalıp ruhsal olarak dengesizleşebiliyoruz. Ama eğer farkındalık çalışıyorsak, kendimizle bağlantı halindeysek dışarıda olup bitenin haddinden fazla bizi merkezimizden çıkartmasına izin vermememiz gerektiğini de biliyoruzdur. Fark ettiğimiz anda da bu durumu değiştirebiliriz. Artık güç bizdedir.

Nasıl iyileşmeye çalıştım ve neleri deniyorum? 

Bende de böyle oldu. Acılara, zorluklara talimli ruhum bir noktada beni uyardı. “Ayağa kalk yoksa batacaksın!” Duydum bu sözleri, ta kulaklarımın içinde. Ve endişelerime rağmen küçük küçük meydan okudum kendime. Bildiğim tüm an’a gelme çalışmaları, nefes ve hayatımın gerçek sorumlulukları beni tekrar kendime getirdi.  

Paylaştım; zorluklarımı, korkularımı, kafamı gereksiz meşgul eden bin türlü anlamsız endişeyi… Onlarca sevdiğim ile aynı durumdaydık. Bağlantı kurduk, birbirimize destek olduk. Gerçek çözümler bulup aksiyona geçmeye odaklandım sonra.

Hatırladım; duyguların geçiciliğini, içine bir güzel nefes alıp, akmakta olanla var olduğumda günün getirdiği mutlulukları yakalayabileceğimi. Yüzüm yeniden güldü. Tıpkı deprem bölgesinde, eski bir çaydanlık buldu diye yüzü gülen eskinin zengini bugünün düşmüşü adam gibi! Hangimizin mutluluğunun büyük olduğunun önemi yok, fark ettim. O da çabalıyor, ben de. Acıdan kâbus denizlerini reddedip kendi gerçekliğime dönebilmek ve daha çok çalışabilmek için çaba verdim.

Ve çalıştım. Kendimi vererek, yapabileceklerime odaklandım tekrar. Başka türlüsünün kimseye faydası olmadığını fark ederek, dünyada görmek istediğim değişimin kendisini yaratabilmek için çalışmayı seçtim.

Sosyal girişimci olarak beni tanıyanlar arasında, her ay düzenlediğimiz ücretsiz atölyeleri takip edenler vardır.  Bilmeyenler için kısaca; “Köprü Project, sosyal fayda üretmek isteyenlerin dijital platformu olmaya aday bir çözüm” diyebilirim. Biz Köprü ekibinin de ortak sosyal fayda ürettiği alan birlikte yaptığımız ücretsiz atölyeler.  Ekip arkadaşlarım Didem, Gül ve Semra da benzer süreçlerden geçtikleri ve toplumun genelinin ihtiyacı konusunda bu yönde görüş belirttikleri için bu ayın ücretsiz Açık Kapı Etkinliği de “Zor Zamanlardan Birlikte Nasıl Geçebiliriz?”[2] oldu.

16 Mart 2023 Perşembe akşamı bir araştırma alanı açacağız. Kendi içsel ve dışsal kaynaklarımızı sürece nasıl dahil edebileceğimizi, kolektif olarak farklı duygu ve düşüncelere nasıl yer açacağımızı ve ayrışmadan nasıl birlikte olabileceğimizi konuşmak istiyoruz. Belki yaşadıklarım, paylaştıklarım belki de bu etkinlik okuyanlara yardımcı olur ümidimle paylaşıyor, aradığımız cesaretin kalbimizde saklı olduğunu hatırlatmak istiyorum.


[1] Köprü Project benim fikir annesi olduğum, sosyal fayda odaklı dijital platform çözümümüz. Son birkaç senedir sivil toplumda aktif olarak çalışıyor ve sosyal girişimcilik yapıyorum. Bu konuyla ilgili daha önce yazdığım başka bir yazının linkini aşağıda paylaşıyorum: https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/nihan-uycan-ozen/1078392-iyilik-kopruleri-kopru-project

[2] Kayıt için: https://www.kopruproject.org/events-user/1913fe0b-8525-47b2-b212-7c78a3c2c45a


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

nihan-uycan-ozen_
Yazar, sosyal girişimci…”Her yeni adımla kendine biraz daha yaklaşmış, yapmak istediklerini keşfetme yolunda ilerleyen bir ruh. Toplumda sosyal fayda yaratımını @kopruproject ile destekliyor.