Efendim hoş geldiniz Vişuda, yani boğaz çakrasına.
“Söz gümüşse, sükût altındır” atasözünü hatırlar mısınız? Bu çakra tam da bunu anlatıyor bize. “Bir sus, nefes al, kabinin ve zihninin sesini dinle. Zihninden geçenleri kalbinin bilge süzgecinden geçir ve dudaklarından gerçeğin süzülmesine izin ver” diyor.
Boğaz çakrasını sıklıkla, “kendini ifade etmek” ile ilgili bir çakra olarak duyarsınız. Kendini ifade edebilmen için gerçekliğini kabul etmen ve etrafında olan biten gerçeği duyabilmen, sadece karşındakiyle değil, önce kendinle bağ kurman gerekiyor. Tüm bunları kapsıyor boğaz çakra.
Gerçekleri duyuyor musun? Kendinle ilgili gerçekleri kabul ediyor musun? Yaratıcı gücünü yaşıyor musun?
“Kendini ifade edebilmen için gerçekliğini kabul etmen ve etrafında olan biten gerçeği duyabilmen, sadece karşındakiyle değil önce kendinle bağ kurman gerekiyor. Tüm bunları kapsıyor boğaz çakra.”
Her çakrayı çalışırken önce kendimizle ilişkimize bakıyoruz. Boğaz çakrasına geldiğimizde artık bedenimizle ilişkimizin oturmuş olması gerekiyor. Bedenimiz her an bir titreşim içinde. Sinir sisteminin titreşimi, tüm iç organların titreşimi, fasyanın tüm hücrelerimizle kurduğu mükemmel ve kesintisiz bağ… Bütünün dansını duyduğun ve ritme tüm hücrelerinle ayak uydurduğun yer burası.
Boğaz çakrası dengesiz kişi (özellikle yıkıcı eril alandaysa) sesini duyuramadığını ve anlaşılamadığını düşündüğü için genellikle bağırarak konuşur, eli başka dili başka işler, yalanlarını yaşadığını zanneder, içinde kaybolur, kontrolcüdür, gergin, stresli ve kavgacı bir tavrı vardır.
Yaralı dişil alanda dönen boğaz çakrasına sahip kişiyi duyabilmek için her şeyi susturmanız gerekir çünkü çok sessiz konuşur, kelimeleri ağzında yuvarlar, siz duyamadığınızı düşünürsünüz. Seslerinin duyulmasından, fark edilmekten korkarlar. Sakinliği size bir süre huzur verebilir ancak sabitliğinden sıkılabilirsiniz. En çok kullandıkları cümle; “Ben yıllardır aynıyım, sen değiştin” olur çünkü yaşam akar, onlar kalır.
“Denge kaçtı hadi hoop merkezine dön. Nasıl dönmeliyim? Dinleyerek; karşınızda konuşan kişiyi yargısızca dinleyin. Kendinizden örnek vermeden, hatta cevap dahi vermeden dinleyebilir misiniz?”
Her zaman söylediğim gibi, ara çakralarımızın dengesi kaçar, farkındalık çalışmaları yapmak bu yüzden çok değerli. “Denge kaçtı hadi hoop merkezine dön.”
Nasıl dönmeliyim?
Dinleyerek.
Karşınızda konuşan kişiyi yargısızca dinleyin. Kendinizden örnek vermeden, hatta cevap dahi vermeden dinleyebilir misiniz? Önce zorlanabilirsiniz ancak bu, bir süre sonra çok keyifli bir hal alıyor çünkü karşınızdaki kişi yargılanmayacağını hissettiğinde kendi gerçeklerini döküyor, savunmaya geçmiyor. Sen kendi deneyimlerini ona anlatmak zorunda olmadığın için zihnin sakin, sadece dinleme alanında kalıyor, yardım etme zorunluluğun olmadığı için omuzlarında, boynunda ağırlık oluşmuyor. Onun anlattığı frekansta dinliyor, onunla titreşiyor ve kendi merkezine kolayca dönebiliyorsun.
Dengeli bir boğaz çakrası senden arınma ister. Yalanlardan, gerçek olmayanlardan arınarak kendi gerçeğini ve ardından tüm evrenin gerçeğini görmek için bir köprü vazifesi görür. Sonu ajna çakraya (3. Göz çakrası) ulaşan bir köprüdür bu…
Svadistna yani ikinci çakra ile dengelenir. Yaratıcı gücünün bir başka dışa vurumu söze, yazıya, notaya, ritme dökülen hali ajna çakrada hayat bulur. Dilinden çıkan sözlerin büyüsüne inan, evrendeki her şey titreşerek bizden uzaklaşıyor ve geri dönüyor.
Sevgiyle kal. Dilinden sevgiyle, iyilikle dökülsün sözcükler. Kalbini dinle, şarkı söyle, doğanın seslerini dinle, bu evrenin bir parçası olduğunu ve tüm evrenin seninle birlikte olduğunu hatırla. Tıkandığında, akamadığında gökyüzüne bak, burnundan kocaman bir nefes al ve ağzından kocaman sesli bırak nefesini. Kendini iyi hissedene kadar devam et. O kocaman gökyüzünün bir parçasısın sen. Tabii ki sana destek olacak mavi visuda çakranın rengi, at kendini denize sırt üstü bırak, gerçekten seni taşıyacak gücü var o kocaman suyun. Sen çırpınmadıkça batmazsın ….
Sevgiyle kalın, aşkla kalın, hoşça kalın.
Önümüzdeki ay Ajna çakra var, hislere yolculuk edeceğiz.
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.