Birkaç aydır Penney Peirce’ın Frekans adlı kişisel gelişim kitabını okuyorum. Evet uzunca bir zamana yaydım farkındayım. Bana göre tam da böyle sindire sindire uygulama yapa yapa okunması gereken bir kitap. Zaten kişisel gelişim kitapları da ancak içindeki uygulamaları yapınca bir fayda sağlıyor. Şimdiden bu kitap benim hayatıma birçok önemli farkındalık kattı. Artık kendi öz enerji alanımın kutsallığını daha çok önemsiyor ve gün içinde birçok bilinçli seçim yapıyorum. Haliyle de çabuk düşmeyen enerjim daha az hastalanmama, daha az enerjisiz hissetmeme ve negatif duygulardan hızla çıkabilmeme olanak sağlıyor. Kitabın bütün önermesi de aslında kitapta ev frekansı olarak nitelenen kendi kişisel titreşim alanımızı korumak ve onun içinde ahenkle akabilmek üzerine. Siz sevgili okuyucularla da önemsediğim şeyleri paylaşmak istiyorum.
Burada kitabı derinlikli bir özetle sunmayı düşünmüyorum fakat her okuyucunun bilmesini istediğim o çok özel zihin açıcı farkındalıkları ve hayatta sıkışıp kaldığımız yerlere ışık tutabilecek güçlü soruları paylaşabilirim. Amacım, okurken düşündürtmek ve kendi üzerinizde çalışmanıza fırsat tanımak. Çünkü biliyorum ki bir bilgiyi bilmek; anlamak ve tam anlamıyla idrak haline sokmuş olmak anlamına gelmiyor. İdrak, bilgileri kendi üzerimize entegre ettiğimiz sürece içsel olarak içimizde açılıp, bilgeliğimizi taçlandırıyor.
Peirce’ın da tüm kitap boyunca sezgiye verdiği önem benim bolca üstünde durmak istediğim bir süper güç. Üstelik hepimizde de var ve birçok kararımızı bilinçdışı bir yerden etkiliyor. Kitap da bize tam olarak burayı işaret edip, “sezginizi, kişisel frekansınızı yakından tanıyın ve her adımda bilinçli seçimler yaparak yüksek frekansta bir yaşam sürebilin” diyor özetle.
Bunu neye dayanarak söylüyor?
Kuantum fiziği, elektromanyetizma, nöropsikoloji, parapsikoloji gibi modern bilimin çeşitli disiplinlerindeki bazı gelişmeler ve deneyler, spiritüel çalışmaların, enerjiyle yapılan içsel egzersizlerin insanların enerji frekanslarını olumlu yönde etkilediğine dair kanıtlar sunuyor. Burada benim de çok sevdiğim Holografik Evren adlı eserin yazarı Michael Talbot’dan bir alıntı yapmayı uygun görüyorum. Henüz okumamış olan okuyucular için bu eseri de şiddetle öneririm. Bilimsel pencereler açmak isteyen okuyucular için pek uygun.
“Mistizm ile yeni fiziğin aynı noktada buluşması bizi insan olmanın ana kapısına kadar getirdi. Bunun ötesinde, kelimenin tam anlamıyla, kendi lisanımızda dile getiremeyeceğimiz bir şey yatıyor.”
Biz neler yapabiliriz?
İşte o zihinle anlaşılamayan, dille anlatılamayan alan için ben de herkes kadar meraklıyım. Frekans adlı kitabı da tüm bu merakım ve öğrenme iştahımla okuyup, bolca uygulama yaptım. Ev frekansımı tanımakla meşgul olduğum süreler boyunca her anın, bilinçli bir seçim anı olmasının güzelliğini fark ettim. Enerjimi düşüren şeyleri belirledim ve hayatımdan nezaketle çıkarttığım bazı şeyler olduğu gibi daha sık deneyimlemek için hayatıma davet ettiğim şeyler de oldu. Bunu da Peirce’ın adeta bir yol haritası gibi önümüze sunduğu dönüşümün dokuz adımlı deneysel sürecini takip ederek yaptım. Hala bu dönüşüm süreci içerisinde de ileri geri hareket ediyorum.
Bu dokuz adımlı sürecin sadece başlıklarını listeliyorum:
- Ruh Beden, Zihin ve Duygularla Birleşiyor
- Yaşam Frekansı Her Yerde ve Her Bakımdan Yükseliyor
- Kişisel-Kolektif Bilinçaltı Boşalıyor
- İdare Eder, Moral Bulur, Direnir ve Duygularınızı Tekrar Bastırırsınız
- Eski Yapılar Çöker ve Dağılır
- Dur, İşleri Oluruna Bırak ve Gerçek Benliğine Doğru Rahatla
- Anka Kuşu Gibi Dünyaya Yeniden Gelirsiniz
- İlişkiler, Aile ve Grup Deneyimi Devrim Geçirir
- Aydınlanma Her Cisim İçindeki Tüm Parçacıklara Yerleşmiştir
Kitabı derinlemesine okumadan fayda sağlamak imkânsız olsa da belki sizler de hangi aşamada takılı kaldığınızı merak eder ve derinleşmeyi seçersiniz. Kim bilir?
Son olarak herhangi bir süreçte sıkışmış hissedenler için Peirce’dan güçlü sorular:
Hayatınızda önceden elinizden kayıp gitmesine izin verdiğiniz bir hayaliniz var mı? Bu hayalin yeni bir hali hala aklınızı çeliyor olabilir mi?
Daima elde edeceğinizi düşlediğiniz ama gerçekte artık göbekten bağlı olmadığınız bir hayaliniz var mı? Eğer o hayali aklınızdan çıkartıp yeni bir hayale yer açarsanız, kendinizi ne yaparken görüyorsunuz?
Hayatınızın neresinde sıkıldınız? Hangi fikirleriniz ve meraklarınız bilincinizin kıyısında daha fazla açığa çıkmayı bekliyor?
Bir başkası size yeni bir gerçeklik oluşturmakta yardım etse ve para ve yaş sınırlayıcı bir unsur olmasa, hangi alternatif varoluşu keşfetmek istersiniz?
Hiçbir kitap bir günde hayat değiştirmese de emekle kendi üzerimizde çalışmanın kıymeti inanın çok büyük. Yukarıdaki sorulara dürüstçe ve kalbinizden geldiği gibi cevaplar verip yazarsanız çok etkili olacağını düşünüyorum. Daha fazla derinleşmek isteyenler için de kitabı benim yaptığım gibi yavaş yavaş okumayı öneriyor, Peirce’ın kitabı Frekans’ın sizlere de en az bana geldiği kadar iyi gelmesini umuyorum.
Sevgilerimle
Nihan
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.