Dijital çağda yapay zeka ve yansımaları
Bilim

Dijital çağda yapay zeka ve yansımaları

Öncelikle şunu söylemek isterim ki, günümüzde zaman belki de hiç olmadığı kadar değerli. Bu zamanı bu blog yazısı bağlamında bilgi edinmeye ayırdığınız ve bilgi peşinde koşmanın zarafetini yaşattığınız için teşekkür ederim. Önemli bir değere sahip çıkmış oluyorsunuz böylece.

Dijital Nedir?

Benim işim dijital ve dolayısıyla günlük rutinimin çoğunu dijital dönüşümle potansiyeli artırmak için yaptığım çalışmalar oluşturuyor. Kavrama temelinden yaklaşacak olursak, “dijit” kavramından başlayabiliriz. Dijit; sayı, rakam demektir. Dijital ise rakamsal anlamına geliyor. Lakin, ilk çıkışı ve tanımı böyle olsa da günümüzde dijital kavramı, dijitlere duygu yüklemek, bu duygu yüklenmiş veriyi işlemek ve bunu medya araçları ile aktarmak anlamına gelmeye başladı.

Öte yandan, her kavrama duygu yükleme ihtiyacı insan olma ve insan kalma isteğimizin bir yansımasıdır. Bu yansımaya gölge düşürebilecek yeni bir kavram var hayatımızda: yapay zeka.

Yapay Zeka

Sayıları, rakamları, algoritmaları (belli bir amaca ulaşmak için tasarlanan yol) tek başına bırakırsak insanlık elden gider mi bilemem, ama teknik olarak olduğu yerde sayacaktır. Çünkü bir amaç sorunsalı ile boğuşacak bir farkındalığı da yoktur yapay zekanın. Bu sistemleri bir amaç doğrultusunda kullanmak insanlara özgü bir fonksiyondur.

Matrix filminde Ajan Smith, bir program olarak daha etkin var olmak ve etki alanını genişletmek için insanlığın “amaç” isteğinden faydalanıyor. Hatta ismi Matrix’in yaratıldığı coğrafyada çok genel ve sık kullanılan bir isim olan Smith. Ben, alt metinde bu özel olmamaya bile içerlediğini düşünüyorum 😊

OpenAI – ChatGPT, SORA – Film Yapan Yapay Zeka Uygulamaları

Yapay zekanın her gün sıklıkla konuşulması çok eski zamana dayanmamasına rağmen, son günlerde hemen hemen herkesin hayatında önemli bir rol oynamaya başladı. Bu önemin başlıca kırılımlarından birisinin, gerçek insanların ne kadar işini ellerinden alacağı konusu olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle dijital işlerin yürütülmesi konusunda paradigmalar çoktan değişmiş durumda. Önümüzdeki dönemde yapay zekayı bir rakip ya da düşman olarak görmekten ziyade sağlam ve uzun vadeli bir müttefik olarak görmekte fayda var. Şimdiden ortaya çıkmış “prompt engineering” (yapay zekaya verilen talimatların tasarımı ve geliştirilmesi) gibi direkt temasların yanı sıra yapay zekanın gücünden faydalanarak daha hızlı ve etkili içerikler üreten tasarımcılar, sanatçılar, sanat yönetmenleri, kurgu uzmanları yeni döneme uyum sağlamaya çalışıyorlar. Yapay zeka dünyasının bir de fiziksel kısmı bulunuyor. Tabii ki robotik uygulamalardan bahsediyorum. Temel fiziksel kapasite gerektiren işleri çok ilkel olsa da ele almaya başlayan günümüz robotlarının yakında askeri alanda kullanılmaları kaçınılmaz olacak.

“Ben biliyorum ki bir kavramın, bir oluşumun ismi yoksa esas ondan korkmalıyız.”

Bir zamanlar Honda firmasına ait Asimo adında bir robot vardı. Şirindi, şapşal şapşal hareketler yapar, yatar yuvarlanırdı. İzleyen herkes gelecekte mutlu mesut robotların etrafımızda dolaştığı fikrine inanırdı. Fakat Asimo emekli oldu ve yerini Boston Dynamics gibi firmaların robotları almaya başladı. Daha yetenekli, daha hızlı, daha akrobatik ve daha korkutucu halleri ile karşımıza çıktıklarından beri, benim gibi birçok insan önce hayranlık sonra da endişe duymaya başladı. Bu endişelerimi körükleyen ve kurumsallaştıran bir öğe dikkatimi çekti yakın zamanda. Bu robotların Asimo gibi belirgin bir isimleri yoktu. Ve ben biliyorum ki bir kavramın, bir oluşumun ismi yoksa esas ondan korkmalıyız. Mesela herkes illuminati der, gizem, entrika, tehlike atfeder. Lakin ismi olandan çekinmeyin. İnsanlığa zararı dokunabilecek potansiyeldeki unsurların ismi yoktur bence.

Hangi Mesleklerle Var Olacağız?

Bir post-apokaliptik (felaket sonrası) filmde, yerle bir olan dünyada ayakta kalmaya çalışan bir yerleşkenin kapısında yeni bir yerleşkeye kabul için sırada bekleyenlere mülakat yapan kişi hızlıca mesleklerini soruyordu. Önce bir bankacıyı gördük. “Mesleğiniz nedir?” sorusuna bankacı dediğinde yaka paça dışarı atılmıştı. “Ama ben çok iyi bir bankada çok ünlü bir finans uzmanıydım” demişti. Mülakatı yapan kişi de, “Artık bankacılara ihtiyacımız kalmadı bu dünyada,” diye karşılık vermişti. Sıradaki diğer kişilerden ikisi marangoz ve kaynakçı olduklarını söylediklerinde resmen kırmızı halı ile yerleşkeye VIP olarak kabul edilmişlerdi. En geleneksel hali ile bankacılık ya da finans uzmanlığı yapan profesyonellere tavsiyem, eğer emekliliklerine henüz vakit varsa ayakta kalmak için alternatif meslek düşünmeye başlamalarıdır. En azından algoritma, programlama ve yapay zeka uygulamaları konularına eğilmelerinde fayda olacaktır.

Dijital Oyunlar, Filmler ve Geleceği

Eskiden oyunlar oyun gibiydi. Oyunların oyun olduğunun farkındaydık. Şimdi ise belli bir ortamı, fikri hayal dünyası ihracı ile zihinlere aktarmak ve bir nevi tembelleştirmek adına kullanılan araçlara döndüler. Bu alanda tabii gelecek var. Ama karanlık bir gelecek olmasından çekinmiyor değilim.

Yapay zekanın özellikle senaryo yazımında etkili olmaya başladığını bugünlerde sık duyuyoruz. Lakin bazı iddialara göre bu süreç çok daha önce başlamış olabilir. Örneğin, 2015’teki “Güç Uyanıyor” filmi ile başlayan ve 2019’da “Skywalker’ın Yükselişi” filmi ile sona eren Star Wars üçlemesinde her film bir diğerinden daha düşük gelir elde etti. Senaryo açısından benim de maalesef pek tutmadığım bu eserlerin ortaya çıkışında yapay zekanın kullanıldığı iddia edilmişti. Ne fanları ne de ilk defa izleyenleri yeterince tatmin edemeyen bu üçlemenin başarısızlığında yapay zeka nasıl bir rol oynamıştır bilemeyiz ama günümüzde de filmlerin çoğunda yaşanan senaryo sığlıkları, yapay zekanın senaryolardaki etkisinin bildiğimizden ötede olduğunu düşündürüyor.

Hedef Koymanın Önemi ve Tembellik Sorunu

Yapay zeka ve türlü türlü yapaylıklarla mücadele, insani hedefler koymaktan geçiyor. Başarılı olup iyiyi yaymak ve etki alanını genişletmek çok önemli. Kapasiteli ve iyicil görüşlü insanlara en önemli tavsiyem, çekingen olmayın. Geri planda kalmayın. Münhasıran güçlü olmak için birlikte hareket ederek güç kazanın ki insaniyet alsın yürüsün.

Benim gördüğüm kadarıyla çoğu kötülüğün, başarısızlığın, bilumum arızanın temelinde yatan sebeplerden birisi tembellik. İçte yeşermeye izin verildiği an, davranış kalıplarını kötücül hale getiriyor. Kısa yoldan kazanım elde etmenin yolları bozuk oluyor. Yolculuk zevkli olmadığı gibi tembelliğin çevresinde gelişen habis tavırlar mutlak suretle bir başkasına veya başkalarına hayatı zindan ediyor. Tembel kişilere karşı dikkatli olun! Benden söylemesi.

Büyük Sıfırlama (Great Reset)

Dünya Ekonomik Forumu kapsamında Klaus Schwab, 2020 yılında ekonomilerin gelecekteki yönünün “satın alma, kirala” mottosu ile devam edeceğinin sinyalini vermişti. Öngördükleri gibi satın alma maliyetleri dünyada her geçen gün artmaya devam ediyor. Bize dayatılan enflasyonist ortamın kesinlikle tesadüfi olmadığı ortada. Söylüyorlar ve uyguluyorlar. Bize de zorunlu olarak parçası olmak kalıyor.

Bir de 2030 / Büyük Sıfırlama olayı var ki saniye saniye geri sayılıyor. Time dergisinin sitesinde geri sayımı kendi gözlerinizle görebilirsiniz: https://time.com/time2030/ Tabii lanse edilen iklim değişikliğinin tersine çevrilmesi ile ilgili radikal kararların uygulanması mottosu. Resmin büyüğünü gördük dediğimiz anda, ancak çok ufak bir parçasını çok uzaktan görebildiğimizi fark ettiğimizde yaşadığımız hayal kırıklığı, önümüzdeki dönemde içselleştirmemiz gereken meselelerden biri haline geliyor.

Malum salgından önce salgın filmleri çok revaçtaydı ve sonrasında hayatımızda yerini aldı. Şimdi de dijital ve teknolojik hayatın fişinin çekilmesi ile ilgili filmler revaçta. Blade Runner serisinin son filminde büyük bir dijital sıfırlamadan bahsediliyor. Revolution dizisinde de tüm teknolojik aletlerin çalışmaz hale gelmesi anlatılıyordu.

Netice itibarıyla, her ne olacaksa biz üzerimize düşeni yapalım, dijital teknolojilere hakim olalım, yoksa o bize hakim olmaya devam edecektir.

Ceyhun Orhon
Websel Dönüşüm Uzmanı


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Ceyhun Orhon
Dünya'nın daha yaşanabilir bir yer olması ve insanlığın gelişimi için herkesin az ya da çok üretim yapması gerektiğine inanıyorum. Bu inanca istinaden yapılması gereken işlere konsantre olarak insanlarla paylaşımda kalmaya gayret ediyorum. Bir süre İngiltere'de yaşadım ve çalıştım. 2012 yılından beri kurucusu olduğum yazılım girişimi AYANER BİLİŞİM firması ile ticari faaliyette bulunuyorum. WEBSEL DÖNÜŞÜM markası ile web işleri hizmetleri sunuyorum. Son günlerde yapay zeka odaklı bilişim atölyeleri düzenlemeye başladım.