Dünyayı Değiştirebilir misin?
Farkındalık

Dünyayı Değiştirebilir misin?

Dünyada bozuk bir şeyler görüyor ve değiştirmeye çalışıyor musun? Ya da yaşamını paylaştığın eşin veya arkadaşında yanlış bir şeyler mi olduğuna inanıyorsun? Dünyayı sen mi değiştireceksin? Bu sorunun yanıtı “Hangi dünyayı değiştireceğim?” sorusunun içinde yatıyor.  Sana dünyayı sen mi değiştireceksin diye sorduğumda dünya gezegeninden bahsetmiyorum elbette. İçinde olan zihin dünyandan bahsediyorum çünkü değişim seninle başlar. Önce kendi dünyanı değiştirmezsen, dünyayı değiştirmeye yardım edemezsin. Sen değiştiğinde dünya değişecek.

“Bu yazdıklarım tavsiye gibi görünse de aslında deneyimlerimden edindiğim bilgeliklerden ibaret. Uzun yıllar mutlu olabilmem için dış dünyayı değiştirmeye çalıştım. Başka insanlarda hata gördüm, dünyada yanlış bir şeyler var dedim. Yanlış gördüğüm şeyleri değiştirmeye çalıştım. Onlar değişirse mutlu olacağım sandım. Yanıldım.”

Geçen gün bir arkadaşım ile kahve içmeye çıktık. Kocasından şikâyet ediyor ve eşinin her haline kızıyordu. Adeta kedi alerjisi olan biri gibi kocasına alerji geliştirmişti. Mutsuzluğundan, stresinden kocasını sorumlu tutuyor ve ona olan kızgınlığını ifade ediyordu. Bana kocasını nasıl değiştirebileceğini sordu. Ona kocasını neden değiştirmek istediğini sordum. Çünkü deli oluyordu, huzursuzdu, kızıyordu, sinir oluyordu ve mutsuzdu. Kısacası huzur ve mutluluk istediğini söyledi. Mutlu olmak için tek umudu kocasının beklentilerine uygun biri olması idi.

Pek çoğumuz başkalarını değiştirdiğimiz zaman huzur bulacağımızı sanarak yaşıyor ve zinciri olmayan bir bisiklet gibi boşa pedal çeviriyoruz. Dış dünyayı değiştirmeye odaklanınca ruhsal boyutta büyüme yolculuğunda ilerleyemeden yaşamımızı tüketiyoruz. Neden mi? Çünkü dış dünyayı değiştirmek yerine, dış dünya ile ilgili düşüncelerimizi değiştirmeye odaklanmayı bilmiyoruz. İç dünyamızın mutluluk ve mutsuzluk yaratan merkez olduğunun bilincinde değiliz.

Benim işim, senin işin ve evrenin işi

Arkadaşıma Byron Katie’nin üç çeşit işinden bahsettim. Benim işim, senin işin ve evrenin işi diye üç farklı iş olduğunu söyleyen Katie, mutluluğumuzun bizim işimiz olduğunu söyler. Benden başka hiç kimse mutluluğumun sorumlusu ve kaynağı olamaz. Aynı şekilde   mutsuzluğumun da sebebi olamaz. Kısacası arkadaşıma, mutsuzluğunun kaynağının kocası değil, kocası hakkındaki düşüncelerine inanmasının sonucu olduğunu söyledim. Kocasını olduğu gibi kabul etmek ile başlayacak şifası, odak noktasını kocasından kendine çevirmesi ile devam edecekti. Mutluluk ve huzur için aradığı kişi kendisi idi. O ise bunları dışarıda arıyordu.

Arkadaşım eğer kocası onun istediği gibi olur ve davranırsa mutlu olacağını sanıyordu. Kendi işi olan mutluluğunun yaratıcısı olma sorumluluğundan kaçıp, kocasının işine giriyordu.

Ben iç dünyamı değiştirerek, dış dünyanın da değişmesine hizmet etmeye başladım. Dış dünya ve iç dünya birbirlerine bağlı ve birdiler. Tek bir dünya vardı. Dış dünya, iç dünyamın yansımasıydı. İç dünyamı değiştirdiğim zaman dış dünya dediğim, zihin perdeme yansıyan film de değişiyordu. Dış dünyaya savaş açıp, saldırmam, bir sinemada perdeye müdahale edip, filmi değiştirmeye çalışmam gibi delice idi. Dış dünya ile ilgili düşüncelerimi ve bakış açımı değiştirdiğim zaman, iç dünyadaki deneyimim değişiyordu. Aslında bu bakış açısı benim alıştığım, ebeveyn ve büyüklerden öğrendiklerimden çok farklıydı. Dışarıda yanlış hiçbir şey ve suçlayacak kimse yoktu. Sorumluluk tamamen bende idi ve düşüncelerimi değiştirme gücüm vardı.

“Kendimi severek, hayattan zevk alarak, şükrederek ve yaşamın kıymetini bilerek dünyamı değiştirmeye başladım. Kabul ediyordum gerçeği. Kimsede hata bulmadan, kabul ve şükran duyarak yaşamaktı cennetin sihirli anahtarı. Kişisel dünyamı cennete dönüştürerek dünyamı değiştirebileceğimi keşfetmiştim. Çünkü iç dünyamı değiştirebilecek tek kişi bendim.”

Evren bize cennette gül bahçesi sözü vermedi. Cennette gül bahçesi yaratma gücü verdi.  Hepimiz travmalar geçirdik ve yaşam deneyimimiz sırasında fırtınalar oldu ve olacakta. Eğer olanı kabul eder, yargılamadan, hata bulmadan gözlemleyebilir ve dış dünyayı değiştirmeye kalkmaz, onları iyileştirmek için herhangi bir çaba sarf etmeden oldukları gibi onurlandırabilirsek, içimize odaklanabiliriz. İç dünyasında huzuru bulan kişi, kendini özüne bağlama hizmetinde bulunur ve özüne bağlanmış kişi dış dünyaya hizmette olur. Çünkü onun için sen ve ben diye bir ayrım yoktur. Biz vardır. Dış dünya ve iç dünya arasında sınır yoktur.  

Mutluluğumu yaratmaktan ben sorumluyum. Aynı şeklide mutsuzluğumu da yaratan benim. Benim işim mutlu olmak ve bu dünyaya mutlu bir insan sunarak hizmet etmek. Kendime verdiğim hizmet ile dış dünyaya verdiğim hizmet arasında sınır yok. Ben ve sen bir değil miyiz?

Düşüncelerim değişince dünya değişir. Mutluluk ve huzur yaratma sorumluluğumuzu alıp, kendi işimizde kalarak özgürlük yaratma yolculuğuna…


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Feza Karakaş
Sertifikalı The Work Kolaylaştırıcısı, FMK Bilgelik kurucu üyesi, eğitmen, yazar; koşulsuz sevgi, kabul ve akışa teslim olmanın yüceliğini heyecan ve merakla deneyimleyen sevgi eylemde yolcusu.