İÇİNDEKİ YAZARLA İYİLEŞ
Farkındalık Mümkünat

İçindeki yazarla iyileş

Hayatın yoğun akışı içinde bazen durup nefes almak, hislerimize kulak vermek isteriz. Ancak çoğu zaman içimizdeki karmaşayı susturmak, duygularımızı anlamlandırmak zor olabilir. İşte tam da burada yazmak devreye girer. Kalemin ucu, zihnimizin düğümlerini çözmek için sihirli bir anahtar gibidir.

Yazmak, sadece cümleleri kâğıda dökmek değil aynı zamanda içsel bir yolculuğa çıkmaktır. Duygularımızı, düşüncelerimizi ve korkularımızı kelimelere dökmek, onları daha net görmemizi sağlar. Bilimsel araştırmalar da gösteriyor ki düzenli yazı çalışmaları yapan kişilerin stres seviyeleri düşüyor ve duygusal iyileşme süreçleri hızlanıyor.

YAZMAK NASIL İYİLEŞTİRİR?

Duyguları Dışa Vurmayı Sağlar: Bazen kelimelerle ifade edemediğimiz duygular, içimizde birikir ve bizi ağırlaştırır. Yazmak, bu duyguları güvenli bir şekilde serbest bırakmamıza olanak tanır. “Nasılsın?” sorusuna bile içtenlikle cevap veremediğimiz anlarda, kâğıt sessizce bizi dinler.

Zihni Temizler: Günlük hayatın koşturmacasında zihnimiz bin bir düşünceyle dolup taşar. Beynimizde dönüp duran düşünceleri kâğıda dökmek, zihnimizi hafifletir. Düşüncelerin kâğıt üzerinde somutlaştığını görmek, onları yönetmemizi kolaylaştırır.

Farkındalık Kazandırır: Yazarken kendimize dürüst olma şansı yakalarız. “Gerçekte ne hissediyorum?”, “Beni ne rahatsız ediyor?” gibi soruları sorarız. Bu farkındalık, değişim ve dönüşümün ilk adımıdır.

Özgürleştirir: Kâğıt üzerinde tüm maskelerden arınırız. Başkalarına değil, sadece kendimize hesap verdiğimiz bir alan yaratırız. Hatalarımızı, hayal kırıklıklarımızı, sevinçlerimizi olduğu gibi kabul ederiz.

HERKES YAZABİLİR, KALEMİNE GÜVEN!

Bazen yazmaya başlamadan önce içimizde bir ses yükselir: “Ben yazar değilim, yazamam, kelimeler bana gelmez.” Oysa yazmak yalnızca şairlerin, romancıların ya da gazetecilerin tekelinde değildir. Yazmak, düşüncelerini, duygularını ve iç dünyanı kâğıda dökmenin en doğal yollarından biridir. Çocukken hepimiz yazdık; defterlerimize küçük hikâyeler, günceler, mektuplar karaladık. O zaman kimse bize “Yanlış yazıyorsun” demedi, çünkü önemli olan kelimeler değil, kendimizi ifade etmenin verdiği özgürlüktü.

Yazmak, yalnızca yetenek değil, bir keşif yolculuğu gibi. Kendini ve duygularını tanımak için çıkılan bir yol… Ve bu yolun başında harika cümleler kurmak zorunda değilsin. Tıpkı yürümeyi öğrenirken tökezlememiz gibi yazarken de ilk başta düzensiz, karmaşık, hatta belki anlamsız görünen şeyler yazabiliriz. Önemli olan, yazmaya cesaret etmek ve kalemi eline almaktan korkmamaktır.

BAŞLAYABİLMEN İÇİN BAZI ÖNERİLER

Sabah Sayfaları (Morning Pages)

Sanatçı koçu Julia Cameron tarafından önerilen Morning Pages (Sabah Sayfaları), her sabah uyanır uyanmaz bilinç akışıyla yazı yazmayı içerir. Kuralları basit:

  • 3 sayfa boyunca, durmadan, düşünmeden, düzeltmeden yaz.
  • Yazdıkların anlamlı olmak zorunda değil; hatta “Ne yazacağımı bilmiyorum” diye bile başlayabilirsin.
  • Bu alıştırma zihnindeki fazla yükleri boşaltır ve yazmaya dair olan blokajlarını çözer.

5 Dakikalık Yazma Egzersizi

Günün herhangi bir saatinde, zaman tutarak 5 dakika boyunca durmadan yaz. Konu seçmek zorunda değilsin, aklına gelen her şeyi yazabilirsin. Süre dolana kadar kalemi kaldırmamak önemli. Zamanla bu küçük egzersiz, içindeki yazma korkusunu azaltacaktır.

 “Bugün Ne Hissettim?” Günlüğü

Her gün kendine şu soruyu sorarak kısa bir yazı yazabilirsin: “Bugün ne hissettim?”
Cevap verirken detaylara girmeye çalış: Sabah kahveni içerken hissettiğin huzur, bir arkadaşının gülümsemesi, yolda duyduğun bir şarkının sende uyandırdığı anılar… Küçük detaylar, yazıyı zenginleştirir ve farkındalığını artırır.

 “Eğer cesaretim olsaydı…” Egzersizi

Bir kâğıda şu cümleyi yaz ve tamamla: “Eğer cesaretim olsaydı, yapacağım ilk şey şuydu…”
Bunu yazdıktan sonra aklına gelen her şeyi ekleyebilirsin. Bu egzersiz, bilinçaltındaki istekleri ve korkuları keşfetmene yardımcı olur.

Hayali Mektuplar

Bazen söylemek istediklerimizi dile dökmek zor olabilir. Peki ya bunları bir mektuba yazsak? İçinden geçenleri kendine bir mektup olarak yazabilirsin. Hayatında önemli birine, hatta hiç tanımadığın birine mektup yazabilirsin. Geçmişteki ya da gelecekteki kendine yazmak da harika bir iyileşme yöntemidir.

Yazmak, insanın kendisiyle kurduğu en özel bağlardan biridir. Kalemin kimseye hesap vermek zorunda değil, en önemlisi senin kendini rahatça ifade etmen. Belki de şu an, hayatında bir şeyleri dönüştürecek o ilk satırları yazma zamanı gelmiştir. Cesaretini topla ve kalemi eline al. Yazmak için mükemmel cümleler kurmak zorunda değilsin. Bazen en dağınık cümlelerin içinde bile gizli bir şifa vardır. Kâğıt ve kalem, senin en iyi arkadaşın olabilir. Onlara içini aç ve kelimelerin seni iyileştirmesine izin ver.

Bugün birkaç satır yazmayı dene. Belki de o birkaç satır, içinde saklı duran umutları gün yüzüne çıkarır!


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.