RAMAZAN RUHUN ARINIŞI VE KALBİN UYANIŞI
Farkındalık

Ramazan ruhun arınışı ve kalbin uyanışı

Ramazan, yalnızca oruç tutulan bir ay değil insanın nefsini terbiye ettiği, kalbini ilahi aşka açtığı ve ruhunu arındırdığı bir zaman dilimidir. Bu ay, dünya telaşının gürültüsünden sıyrılıp içimize doğru derin bir yolculuğa çıkma fırsatıdır. Zira oruç, yalnızca bedeni aç bırakmak değil, aynı zamanda nefsin aşırılıklarını terbiye etmek, kalbi inceltmek ve ruhu ilahi huzura hazırlamaktır. Ramazan, insanın kendi kuyusuna atıldığı, nefsin zindanlarından geçerek manevi bir yükselişe ulaştığı Yusufî bir yolculuktur.

RAMAZAN VE NEFS TERBİYESİ

Tasavvufun temelinde insanın kendi özüne yolculuğu vardır. Bu yolculuk, bir keşif ve arınma sürecidir. Ramazan ayı, bu sürecin en önemli duraklarından biridir. Mevlânâ’nın ifadesiyle:

“Açlık kapısını çal ki gönül kapın açılsın.”

Nefis, sürekli isteyen, doyumsuz ve huzursuz bir haldedir. İnsan, nefsinin taleplerine her zaman kulak verdiğinde, gerçek huzuru bulamaz. Ramazan’da yemek ve içmekten feragat etmek, yalnızca fiziksel bir eksiklik yaratmaz; aynı zamanda nefsi terbiye ederek onu sessizleştirir, insanı iç huzura ulaştırır. Açlık, zahiren bir yoksunluk gibi görünse de hakikatte insanın ruhunu besleyen en büyük nimetlerden biridir. Çünkü insan, aç kaldığında dünya nimetlerine olan bağımlılığını sorgulamaya başlar ve asıl rızkın Rabbinden geldiğini fark eder. Ramazan, insanın nefsini aşarak hakikate ulaşmasını sağlayan bir köprüdür. Bu ayda sabır öğrenilir, hırs ve kibir törpülenir, gönül incelir. Çünkü aç kalan bir insan, aç birine bakışını değiştirir. Kendi eksikliğiyle yüzleşen, başkalarının eksikliklerini daha iyi anlar.

RAMAZAN: ZİKİRLE DOLU BİR YOLCULUK

Ramazan, yalnızca aç kalmak değil aynı zamanda kalbi diri tutmak için bir zikirdir. Zikir, Rabb’i anmak ve O’na yönelmektir. Zikir, sadece dille yapılan bir tekrar değildir; Ramazan’da bedenle, ruhla ve tüm varoluşla yapılan bir zikre dönüşür.

Dil zikri: Kur’an okumak, dua etmek, istiğfar etmek.

Beden zikri: Aç kalarak nefsin dizginlerini sıkı tutmak, sadaka vermek.

Gönül zikri: Affetmek, şefkat göstermek, kalbi Allah’a bağlamak.

Ramazan ayında her sahur ve iftar, bir şükür anıdır. İnsan, her lokmanın aslında ne büyük bir nimet olduğunu kavrar. Bu ayda nimetlere ulaşmak için verilen mücadele, insanı hakiki bir farkındalığa taşır. Dervişlerin inzivaya çekildiği, halvet ehlinin kendini ilahi aşka adadığı gibi Ramazan da hepimize kısa süreli bir halvethane sunar. Bu ayda dünya ile olan bağlar gevşetilir, manevi olana yöneliş artar.

RAMAZAN’IN KALPTE UYANDIRDIĞI HAL: ŞEFKAT VE AFFEDİCİLİK

Ramazan, bir ibadet ayı olmasının yanında, aynı zamanda merhamet ve affetmenin yoğunlaştığı bir zamandır. İnsan, kendisine yapılan yanlışları unutmayı, kin ve nefreti bırakmayı Ramazan ayında daha iyi öğrenir. Çünkü bu ay, Allah’ın kullarını affettiği, rahmetini sağanak gibi indirdiği, insanların kendi iç dünyalarında bir hesaplaşma yaşadığı, eksikliklerini fark edip Allah’a yöneldiği bir aydır. Bu ayda Allah’ın kullarını affetmesi gibi insanlar da birbirlerine karşı affedici olmalıdır. Çünkü bağışlamayan, bağışlanmaz; merhamet etmeyen, merhamet bulamaz.

Sadaka ve yardımlaşma, ramazanın ruhunu besleyen en önemli eylemlerden biridir. Aç kalan bir insan, muhtaçları daha iyi anlar ve bu yüzden infak etmeye yönelir. Sadaka, sadece maddi bir şey vermek değil, bir tebessüm, bir güzel söz, bir gönül almadır. Ramazanda açılan eller, yalnızca yiyecek almak için değil bir başkasına uzanmak için de olmalıdır.

KUR’AN VE RAMAZAN: HAKİKATİN KAPISI

Ramazan ayı, aynı zamanda Kur’an’ın indirildiği aydır. Oruç, insanı Kur’an’a yöneltir, Kur’an ise insanı hakikate davet eder. Kur’an, yalnızca okunmak için değil, yaşanmak için inmiştir. Ramazan ayında yapılan en büyük ibadetlerden biri de Kur’an’ı anlamaya çalışmaktır.

İbn Arabi’ye göre, her ayetin insanın ruhunda yankılanan bir karşılığı vardır. Kur’an, ramazanda insana içsel bir ayna tutar; kişinin kendisini, hayatını ve hakikatini anlamasına yardımcı olur. Bu yüzden Ramazan ayı, sadece açlık ve susuzlukla değil Kur’an ile de beslenmelidir. Kalp Kur’an ile nurlanmalı, zihin onun mesajları ile aydınlanmalıdır.

Ramazan’ın Son Günleri: Kadir Gecesi

Ramazan’ın son günleri, manevi anlamda zirveye ulaşır. Kadir Gecesi, bu zirvenin en büyük işaretidir. O gece, insanın ruhuna ilahi bir esinti gelir. O geceyi aramak, hakikati aramak gibidir. Allah’ın huzuruna tam anlamıyla yönelen bir kul için o gece, bir yeniden doğuş anıdır. O gece yapılan dualar, bir ömrün duaları gibidir. İnsan, kendi içindeki Rabbi arar ve O’na yaklaşmanın huzurunu yaşar.

Kadir Gecesi, Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye başlandığı ve ilahi rahmetin yeryüzüne en yoğun şekilde indiği gece olarak kabul edilir. Kur’an’da, bu geceyi anlatan müstakil bir sure olan Kadir Suresi‘nde şöyle buyrulmaktadır:

“Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir Gecesi’nde indirdik. Kadir Gecesi nedir, sen nereden bileceksin? Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail), o gece Rablerinin izniyle her bir iş için iner de iner. O gece, tan yeri ağarıncaya kadar bir esenliktir.”

(Kadir Suresi, 1-5)

Bu ayetlerden anlaşıldığı üzere Kadir Gecesi, yalnızca manevi değeri yüksek bir gece değil, aynı zamanda kaderin, rahmetin ve esenliğin gece boyunca tecelli ettiği özel bir zamandır.

Ramazan ayı, bir mevsim gibi gelir ve gider. Ancak önemli olan, bu ayda elde edilen manevi kazanımları sonraki aylara taşıyabilmektir. Oruç sadece midede değil ruhun derinliklerinde devam etmelidir. Şükür, sadaka, dua ve sabır, ramazandan sonra da hayatın merkezinde olmalıdır. İnsan, ramazanın sonunda tıpkı Hz. Yusuf gibi nefsin zindanından çıkmış, sabrın ve teslimiyetin ışığıyla aydınlanmış olmalıdır. Ramazan, her yıl ruhun bir üst mertebeye çıkması için bir fırsattır. Ve her ramazan, bizi hakikate bir adım daha yaklaştıran bir kapıdır.

Ne mutlu o kapıyı aralayanlara…


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.