sadhguru_3
Aktüalite

Sadhguru: “Topraktan vazgeçmek dünyadan vazgeçmektir.”

Hintli mistik Sadhguru, dünya toprağının hızla yok oluşuna dikkat çekmek için harekete geçti. 21 Mart’ta motosikleti ile Londra’dan yola çıkan Sadhguru, aralarında Brüksel, Amsterdam, Berlin, Viyana, Budapeşte, Bükreş ve Sofya’nın da bulunduğu şehirlerin ardından 34. durak olarak 23 Nisan Cumartesi günü İstanbul’a ulaştı. 100 günde 30 bin kilometre yol kat edecek olan 65 yaşındaki Sadhguru, “Save Soil-Toprağı Kurtar” hareketi ile tüm demokratik ulusların vatandaşlarını ve hükümetlerini ekolojinin ve toprağın yeniden canlandırılmasına yönelik politikalar benimsemeleri için teşvik etmeyi amaçlıyor.

 Gönüllü çalışanlarla organize edilen etkinlikte, Sadhguru’yu Haliç Kongre Merkezi bahçesinde önce Mevlevi dervişleri sema ederek karşıladı. Konferans salonunda Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma Grubu (TÜMATA) sanatçılarının performansının ardından Hindistan’ın İstanbul Başkonsolosu Sudhi Choudhary’nin sahneye davet ettiği Sadhguru, yaklaşık bir saatlik konuşma yaptı. Yazdığı kitaplarla The New York Times’ın çok satanlar listesine iki defa giren, YouTube’da videoları bir milyar izlenmeye ulaşan Sadhguru bu proje kapsamında milyonlarca gönüllünün yanı sıra, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi resmî kurumlardan destek görüyor. Sadhguru’nun farkındalık mesajı Dalai Lama, Deepak Chopra gibi isimlerin de olduğu kişilerce paylaşılıyor.

Meselenin motosikletle yollarda olmak değil, harekete geçmek olduğunu söyleyen Sadhguru’nun konuşmasından bazı satır başlıkları şöyle:

•          4-5 yaşlarında herkes neşelidir ve birinin mutsuz etmesi gerekir. Yetişkin olduğumuzda ise mutlu olmak için bir başkasına ihtiyaç duyarız.

•          Sizin hayatınız şu an olduğu şekliyle sizin seçiminizdir. Bu insan olmanın özüdür. Nerede olduğunuz her zaman sizin seçiminiz olmayabilir ama şu an nasıl olduğunuz sizin seçiminizdir.

•          Toprağı hiç konuşmuyoruz. Topraktan vazgeçmek dünyadan vazgeçmektir.

•          Bugün yediklerimiz şu anki çocuklara bile değil, henüz doğmamış çocuklara ait. En savunmasız yaşam formuna… Doğmamış çocukların yemeğini yiyoruz. 4 yaşındaki bir çocuğun elinden şekerini alsanız insanlar ne der? Ama doğmamış çocuğun yemeğini alınca… kimse bir şey demiyor.

•          Bir çocuğa seni seviyorum demekten daha güçlü olan onun için toprağı korumaktır.

•          Çocuklarınızın devleti yönetenlere mektup yazmalarına fırsat verin. Çocukların mektuplarını kimse görmezden gelemez.

•          Save Soil Hareketi gönüllü bir organizasyon… Yaklaşık 6 bin tam zamanlı gönüllü ve 17 bin yarı zamanlı gönüllü ile çalışıyoruz. Gönüllü çalışanlar ile ilgili şöyle bir sorun vardır, kalpten çalışmak isterler ama çoğunlukla nasıl yapacaklarını bilmiyorlardır. Onlarla tartışamazsınız çünkü gönüllüdürler. Böyle bir şeyi yönetmeye kalkarsanız çıldırırsınız.

•          Bir seçim yapmalısınız; siz nasılsınız? “Onunla çalışmak çok zor, şuna dayanamıyorum” dediklerinde ben de şunu derim: Ne kadar kayda değer bir iş yaptığının farkındaysan o dayanılmaz insanlarla çalışmaya devam edersin. Mükemmel insanlarla çalışmak istiyorsan ise cennete git, hemen bugün! Seçimini yapmalısın.

•          Hepimizin problemi bu… İçimizde olanı başka yerde arıyoruz. Her koşulda neşeli, barış dolu olmak istiyorsan her şey içinde… İnsanlık deneyimi içeriden gelir. Mutsuz isen her şey problem olur. Bütün mesele bu: bir şeyi başka bir yerde arıyoruz. Bu çok ciddi bir problem.

•          Patates yetiştiren bir çiftçi varmış. Canı elma yemek istiyormuş. Bir elma ağacına gitmiş. Ama patates yetiştirme alışkanlığıyla ağacın altını kazmaya başlamış. Ama elma çıkmayınca öfkeyle daha da kazmış ve sonunda ağaç başına yıkılmış. İşte insanlığın şu anki hali… Mutluluk ve iyilik halini bulmak için gezegeni alt üst ediyoruz. İçini kazıyoruz. Dünyayı mahvetmeye çalışan başka kimse yok, bir şeytan yok, sadece siz ve biz… Hepimiz bu yıkımın ortağıyız. Hepimizin çözümde ortak olmasından başka bir yol da yok.

•          Son 1000 yıl içinde fotosentez oranı dünya üzerinden yüzde 85 azaldı. Neden bahsettiğimi belki anlamıyorsunuz çünkü gezegenin bin yıl önce çekilmiş fotoğrafı yok. 100 yıl önce bile yok ama 50 yıl önce çekilmiş fotoğrafları var. O zaman ne kadar yeşil alan vardı, şimdi ne kadar var? Planımız nedir? Bir çocuğun bunu sorduğunu duyuyorum. Çocuklar için planımız nedir?

•          Dünyanın çoğu ülkesi demokrat iken bireyler kendileri ayağa kalkmayıp birisini bekliyorlarsa… Tüm bilim adamları ve liderler sorunun ciddiyetini ve çözümünü de biliyorlar. Peki neden kimse bir şey yapmıyor? Anladım ki herkes birinin gelmesini bekliyor. Bir başkası yok! Söylüyorum size sizden ve benden başka kimse yok!

•          Birey olarak çok meseleniz var ama aynı zamanda da siz bir insanoğlusunuz.  Kaplana kaplanoğlu, karıncaya karıncaoğlu, file filoğlu demiyoruz…Sadece insana insanoğlu diyoruz. Çünkü karar verme yeteneğine sahip tek canlı insanoğlu…  Dışarıda ne olduğundan bağımsız olarak nasıl olacağınızı bilirseniz neşeli, mutlu olursunuz, yoksa mutsuzluğunu seçersiniz.

•          Bu sorun öfke ile çözülmez. Öfke ancak dünyanın ısınmasına katkı koyar. Ne yapabilirim? Telefonunuz var mı? Büyük bir güç… Kararlı iseniz bu araç ile dünyayı değiştirebilirsiniz. Bu mesajı yaymak için günde 15-20 dakika ayırmanız yeterli.

•          Save Soil şarkısını bir mantra olarak söyleyin!

Toprağı Kurtar (Save Soil) hareketi hakkında daha fazla bilgi için tıklayın: https://www.consciousplanet.org

©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

yaprak-cetinkaya
Gazetecilik eğitimini Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde aldı. 27 yıldır farklı görevlerde daima mesleğine aşık bir hal ile çalışıyor. Gazeteciliği en çok wellbeing, kişisel gelişim, psikoloji, ezoterizm, mitoloji gibi daha az konuşulan konular üzerinden yapmayı seviyor. Mümkün Dergi, Yuka Dükkân ve Yuka Ajans’ın kurucu ortaklarından…