SİZİN EVDE FAZLA TAKDİR YETKİSİ VAR MI?
Aktüalite

Sizin evde fazla takdir yetkisi var mı?

Nedir, değil mi takdir yetkisi? Nereden alacağız? Nereden bulacağız? Bu ince ayarın kimde olup olmadığını nereden anlayacağız?

Adaletin İnce Ayarı: Takdir Yetkisi

Hukuk kurallarıyla idarenin nasıl ve hangi yöntemle hareket edeceğinin belirlenmediği hallerde, idareye bu boşluğun doldurulabilmesi, somut ihtiyaçlara en uygun cevabın verilebilmesi için tanınan serbest karar alma veyahut mevcut seçeneklerden birini özgürce seçebilme iradesidir.

Mesela evinizde iki çocuk var, birisi sizin çocuğunuz diğeri de misafir çocuk. Oyun oynarken bir kavga çıkıyor. Her biri diğerini suçluyor, her biri haklı olduğunu iddia ediyor. Şimdi ne yapacaksınız? Tam burada devreye giriyor takdir yetkisi.

Kurallara göre “kim vurduysa haksız” olabilir, ya da “misafir olan korunmalı” diyebilirsiniz. Ama içten içe, kendi çocuğunuzu daha iyi tanıdığınız için onun niyetini, huyunu, hassasiyetini daha iyi biliyorsunuzdur. Öte yandan, misafir çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlamak, evde adaletli bir atmosfer kurmak da sizin ev sahipliği görevinizdir, değil mi? Şimdi bu durumda vereceğiniz karar—kimin özür dileyeceği, kime nasıl yaklaşacağınız—yasa kitabında yazmaz. Ama adalet duygunuzla, empatinizle, deneyiminizle, iç sesinizle takdir edersiniz.

İşte bu, adaletin insana özgü boyutudur. Ve bazen “herkese eşit” davranmak yerine, “herkese hakkını verecek şekilde” davranmak gerekir. Şüphesiz ki adalet anlayışınızı o olaya nasıl yedirdiğiniz her iki çocuğun da “bir şey” anlamasına sebep olacak. Bugün neye sebep olmak istersiniz?

Diğer yandan, takdir yetkisi kullanılırken boşlukların doldurulması, keyfi kararlar verilebileceği anlamına gelmez. Aynı zamanda gerekçesizlik ve başıboşluk anlamı da vermez. Siz nasılsanız, hayatınız da öyledir. Şimdi arkanıza yaslanıp baktığınızda yaptığınız her şeyin size benzediğini fark edebilirsiniz.

Takdir yetkisi başka neye benzeyebilir?

Günlük hayatınızda basit bulduğunuz her seçiminizde takdir yetkisinin bir boşluğu doldurduğunu görmek mümkün. Evet, bir boşluğu daha ve bir boşluğu daha… Mesela, bir arkadaş mesaj atmadıysa? “Bir haftadır yazmadı, acaba kırgın mı?” diye düşünüyorsunuz.
Hemen “O da ilgisiz biri!” deyip iletişimi kesmek mi, yoksa “Belki meşguldür, bir ben yazayım” demek mi, öne çıkıyor? İşte yine takdir yetkinizi kullanıyorsunuz.
Hemen yargılamak yerine, ihtimali düşünmek, bağlamı tartmak ve sonra karar vermek acaba bugün neler yaratır?

Ya da “Evdeki son tatlı kimin hakkı?” diye düşünürken…

Akşam, buzdolabında kalan son dilim tatlıyı görüyorsunuz. Eşiniz de bunu çok seviyor, ama sizin de canınız çekti. Yiyecek misiniz, yoksa bırakacak mısınız? Hiçbir yasa sizin tatlı yemenize karışmaz. Ama takdir yetkiniz buzdolabının kapağında bir boşluğu doldurmak için bekliyor işte! Görün onu! Kimi zaman “Bugün ben hak ettim” demek, kimi zaman “Bu seferlik bırakayım” diyebilmek, hepsi birer bilinçli tercih.

Takdir yetkisi, görünmeyen ama hayatın her alanında işleyen bir iç pusulası değil de ne? Yasaların izin verdiği boşluklarda, ilişkilerin kırılgan sınırlarında, sıradan kararların içinde… Hayat ve hukuk, hepsi bir bütün işte. Her biri, bizden sadece bir seçim değil, aynı zamanda bir karakter beyanı ister. Her takdir bir iz bırakır ya kalpte bir sıcaklık ya vicdanda bir huzur ya da ilişkide bir onarım.

Kalp ve zihin el ele veriyor

Adalet duygusunu sadece mahkeme salonlarına değil, soframıza, sohbetimize, sabrımıza taşıdığımızda işte o zaman gerçekten yaşayan bir adalet inşa ederiz. Ve en önemlisi, bu yetki bize insan olmanın sorumluluğunu hatırlatır: Kurallarla değil, kalple denge kurmak.

“Adalet, herkes için aynıyı vermek değil herkese hak ettiğini verecek kadar kalp, akıl ve dengeyle karar verebilmektir.”


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Aysu Melis Bağlan
Okan ve Nişantaşı üniversitelerinde Spor Hukuku dersleri veriyor ve Spor Hukuku alanında yayınlanmış üç kitabı var. 2018 yılında nefes seanslarıyla tanışan Aysu Melis, 2019’dan beri hayatına Nefesle Dönüştürücü Yaşam Koçu ve Mucize Makinesi olarak devam ediyor. Fikirlerini, deneyimlerini ve hikayelerini Mümkün Dergi bünyesinde yazarak herkesle paylaşıyor.
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.