YEDEK: HARRY’NİN YOLU-1
Kitap

Yedek: Harry’nin yolu-1

“William’a bir gölge, destek, B planı.”

Prens Harry’nin anı-otobiyografi türündeki yapıtı Yedek geçtiğimiz yıl Mundi Kitap etiketi ve Merve Öztürk’ün çevirisiyle okurla buluştu. III. Charles ile Diana Spencer’ın ikinci oğlu olarak dünyaya gelen Harry’nin çocukluk yıllarından başlayıp, kraliyet ailesinden sürülüşüne kadar geçen zamanı kendi bakış açısıyla kurguladığı üç ana bölümden oluşan bir kitap: Yedek. Harry’nin çocukluk ve okul yıllarını kapsayan, özellikle annesinin ölümü sonucu yaşadığı travmadan bahsedilen ilk bölüm okuru meraklandırıp sarabilir ancak gençliğini ve askerlik anılarını anlattığı ikinci bölüm fazlasıyla vasat. Meghan Markle’la tanışmasıyla başlayıp, kraliyet ailesiyle bağlarının koptuğu ana kadar anlattığı üçüncü bölümün ise kitabın en etkileyici bölümü olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

“Tahtın vârisi Prens William’ın karşısında kendini her zaman ‘yedek’ konumunda bulan, annesini kaybetmesinden sorumlu tuttuğu basının, kendisini de sürekli ‘kalın kafalı, yaramaz, düşüncesiz’ ilan etmesinden bıkmış, yaşıtları yaptığında hoş görülecek herhangi bir hatayı kendisi yaptığında gazetelere manşet olan, aradığı mahremiyeti ona sağlaması için yirmi bir yaşında Britanya Ordusu’na katılan, sevgisiz geçen yıllarını ve Kraliyet ailesi mensupları arasındaki soğuk, mesafeli, rekabet dolu ilişkilerin sebep olduğu boşluğu doldurmak için ne yapacağını bilemeyen genç bir prens…”

İlk çocuk, varis William’ın yedeği olarak dünyaya gelen Harry, bu durumun daha çocukluğundan itibaren kendisine sürekli hissettirildiğini ve başta kraliçe olmak üzere, babasından ve daha birçok kişiden bunu defalarca duyduğunu belirtiyor. Ancak çocukluğunda bu özel durumdan rahatsız olmuyor çünkü bütün derdi ailesiyle birlikte mutlu bir yaşam sürmek. On iki yaşındayken, annesinin trafik kazasında öldüğünü öğrenen Harry, sarayın isteği üzerine abisiyle birlikte tabutun arkasında yürüyor. Ağlayamıyor çünkü annesinin ölümünü asla kabullenemiyor, onun ölmediğine ve bir yerlerde saklandığına kendisini inandırmak istiyor. Okulda arkadaşlarından uzak duruyor, derslerine çalışmıyor çünkü sürekli annesini düşünüyor. Harry’i mutlu eden tek şey, babasıyla birlikte zaman geçirdiklerinde aralarında kurulduğunu düşündüğü duygusal bağ. İlk ara tatilde babasıyla Güney Afrika’ya gidiyor, Spice Girls konserini izliyor. Sonunda Prenses Diana’nın evliliğinde üçüncü kişi olarak bahsettiği Camilla’yla tanışma vakti geliyor. Babaları III. Charles, çocuklarına ne düşündüklerini soruyor. Harry ve William, babalarının mutlu olmasını istediklerini, Camilla’yla ilişkilerini onayladıklarını ancak evlenmelerini istemediklerini belirtiyorlar.

20. yüzyılın en hüzünlü, en akılda kalıcı anlarından biri: Bütün dünyanın ıstırap ve korku dolu bakışları eşliğinde, iki küçük oğlan, iki prens, annelerinin tabutunun ardından yürüyor. Prenses Diana’yı sonsuz yolculuğuna uğurlarken, milyonlarca insan Prens William ve Prens Harry’nin neler yaşadığını, nasıl hissettiğini ve bundan sonrasında hayatlarının neye benzeyeceğini merak ediyordu.”

1996 yılında özellikle aristokrat ve kraliyet ailesi üyelerinin çocuklarının okuduğu Eton College’a başlayan Harry, kendisini yabancı hissettiği bu okul ortamında daha ilk günden uyum sorunu yaşıyor, ağabeyinden beklediği desteği de bulamıyor. Okulda yapılacak birçok aktivite ve sosyal sorumluluk projesi olmasına rağmen, arkadaşlarıyla okulu kırıp bira ve ot içmeyi yeğliyor. Arkadaşlarının kestiği saçları ve kırdığı başparmağı ile gazetelere haber oluyor.  1999 baharının başlarında babasıyla Afrika gezisine gidiyor. Kamp alanında karşılaştığı leoparın annesinden mesaj getirdiğine inanıyor: “Her şey yolunda. Ve her şey yolunda olacak…” Kraliyet ailesinde ilişkiler mesafeli olduğundan fiziksel ve duygusal yakınlaşmalar hoş karşılanmıyor. Ama Afrika’da yaşayan hayvan ve insanların sıcak ilşkileri Harry için ütopik bir durum. Her yaz bir iki hafta geçirdikleri Norfolk’ta babasının arkadaşlarının çocuklarıyla oynadıkları tehlikeli oyunlarda Willy ile birbirlerini koruduklarını, yalnız kaldıklarında ise kavga ettiklerini anlatan Harry, babasının bir seferinde çok kızıp abisini arabadan indirdiğini anımsıyor.

İlk kez bir tavşan öldürdüğünde tebrik edilen, kanı yüzüne sürülen Harry on beşinci yaş gününe yaklaşırken Balmoral’da gerçek bir iz sürücü kabul töreninde görev alıyor. Verilen görevi layıkıyla yerine getiriyor, bir geyiği tek atışla kalbinden vuruyor. Aynı yıl Klosters’a keklik avına gidiyor ancak iz sürmeyi çok seven Willy ava katılamıyor. Yüze yakın fotoğrafçı onları bekliyor, karşılarında dakikalarca beklemek zorunda olmaları yüzünden Harry de gitmek istemiyor ama bu konuda kendi kararlarını vermeleri mümkün değil. Aslında yalnızca Harry değil abisi de annesinin ölümüne neden olduğunu düşündükleri gazetecilerden ve fotoğraf makinelerinin çıkardığı klik seslerinden nefret ediyor. On yedinci yaş günü geldiğinde Harry, annesinin artık ortaya çıkacağını düşünüyor. Bu konuyla ilgili birçok rüya görüyor fakat her seferinde uyanır uyanmaz hayal kırıklığı yaşıyor. Annesinin öldüğüne inanmak, yasını tutup hayatına devam edebilmek için sağlam kanıtlara ihtiyacı olduğunu düşünüyor. 

Zafere Giden Her Yol Mübah

Okuldayken, yanlış olduğunu bildiği halde her fırsatta arkadaşlarıyla ot içtiğini, yine böyle bir günde pencereden dışarıyı izlerken bahçede gördüğü tilkinin kendisine mesaj iletmesi için öbür dünyadan gönderilmiş bir elçi olduğuna inanıyor. Okuldan eve dönünce odasında saklanıp bilgisayar oyunu oynayan Harry, yalnız kalmak ve huzur bulmak istediğinde, Willy’le adını Club H koydukları bodrum kattaki eski bomba sığınağına saklanıyor. Zaman zaman arkadaşlarının da eşlik ettiği bu yer sonunda ifşa oluyor. Burada uyuşturucu kullandığı iddia ediliyor. Bu durumda bir şeyler yapmasını umduğu babası sessizliğini bozmuyor. Harry ortada bırakıldığını ve Club H’nin ortaya çıkmasına Camilla’nın basın danışmanının neden olduğunu düşünüyor. Babası bu durumda, uyuşturucu bağımlısı bir çocukla uğraşmak zorunda kalan mağdur ebeveyn rolü üzerinden parlatılıyor çünkü zafere giden yolda her şey mubahtır.

Kraliçe Elizabeth’in hükümdarlığının ellinci yıl dönümü kutlamalarında, 2002, yeni bir gazeteci tehdidiyle daha karşı karşıya kalıyor. Bir gazeteci elinde Harry’nin kokain kullanırken çekilmiş fotoğrafı olduğunu iddia ediyor, ifşa etmemek için tek istediğinin kendisiyle konuşmak olduğunu söylüyor. Bu görüşmeyi kabul etmenin suçu da kabul etmek olduğunu bildiğinden durumu ısrarla inkâr ediyor. Gazeteci geri adım atıyor ya da bu durumu babası ve Camilla’yla dostluk kurma aracı olarak kullanıyor, işin aslı bilinmiyor. Aynı yaz babasıyla sohbet ederken ona geleceği hakkında ne düşündüğünü soruyor. Üniversite okumanın ona göre olmadığını bilen babası, Harry’nin önerdiği kayak hocalığı ve safari rehberliği işini reddediyor ancak orduya katılma fikrine sıcak bakıyor. Bu arada Eton College’dan mezun olmadan önce bir tiyatro oyununda rol alan Harry’i babası da gelip izliyor. Babasının kendisiyle gurur duyduğunu hissediyor ve sevincini teşekkür edip onu öperek gösteriyor. Haziran 2003’te babasının aldırdığı özel dersler ve uzun çalışmalar sonucu okulu bitiren Harry, bir öğretmenin kendisini yanlış anlamasının öğrenilmesi sonucunda bütün gazeteler tarafından kopyacı ve aptal olarak ilan ediliyor. Kopya çekmediği ispatlanmasına rağmen babası ve saray kendisini savunmasına asla izin vermiyor.

Annesinin arkadaşlarını bulan Harry, onları ziyarete gidiyor ve çiftliklerinde prens gibi değil de bir seyis gibi çalışıyor. Annesi hakkında konuşmak isteseler de bundan kaçınıyor. Çiftlikte yoğun bir şekilde çalıştığı günlerde, annesinin sarayda çok sevdiği kahyalardan birinin gazetelere bir dizi skandal anlattığı haberi geliyor. Buna karşılık babası herkes adına sadece bir kınama yayınlamakla yetiniyor. Bir paparazzinin çiftliğe sızması üzerine Harry oradan da ayrılıyor.

Yedek Bir Teğmen

2004’te Küresel AIDS Merkezi Lesotho’yu ziyaret eden Harry, burada birçok hayır işi yapıyor ancak işin sonunda gazeteciler kendisine yine annesi ve kendisi hakkında çıkan haberleri sormakla yetiniyor.  Röportaj sonrası arkadaşıyla bira ve bir torba dolusu ot içtiğini söylüyor. Mart ayında Cape Town’a giden Harry, orada kimseyi tanımadığı için Afrika gezisi sırasında bir gece kulübünde tanıştığı Chelsy’yi arıyor ve onun arkadaşlarıyla buluşuyor. Chelsy’nin öteki kızlardan farklı olduğunu düşünüyor, çünkü onun prens olması ile ilgilenmiyor. Tek sorun, yakında orduya katılacak olması. Birlikte birkaç gün geçirdiği Chelsy’e âşık olan Harry daha sonra kızın ailesiyle de tanışıyor. Romantizme tam dalmak üzereyken, babası Camilla ile evlenme kararını açıklıyor, Kraliçe Elizabeth isteksiz biçimde izin veriyor. Sara, Camilla boşanmış bir kadın olduğu için resmî törene izin vermiyor. Papa’nın ölümü üzerine evlilik töreni erteleniyor. Bir sürü aksiliğe rağmen düğün sonunda gerçekleşiyor. Harry ile Willy, babalarının ve Camilla’nın mutlu olmalarını istiyorlar ancak Harry bu evliliğin babasını ondan uzaklaştıracağını biliyor. Düğünden hemen sonra Willy’le eğitim almak için Britanya Özel Hücumbot Hizmetleri’ne katılan Harry’nin eğitim sırasında dizi yaralanıyor ve bu yüzden orduya alınması süresiz olarak erteleniyor. Basına bakılırsa Harry askerlikten korkuyor, bahaneler uyduruyor çünkü o tam bir ödlek.

O günlerde JLP olarak hitap ettikleri yeni özel kaleminden Harry’nin bir isteği var: annesinin kazası ile ilgili polis kayıtlarına ulaşmak. Kayıtlar kısa süre sonra bir zarfla kendisine ulaştırılıyor. Zarfın içerisinde kaza yapan aracın, yerdeki kan lekelerinin ve ölen annesinin yerde hareketsiz yattığını gösteren fotoğraflar var.  Annesinin ölümüne kesin kanıt olsun diye ulaştığı bu belgeler Harry’i yine ikna etmeye yetmiyor, annesinin hâlâ bir yerlerde saklandığını düşünüyor. Mayıs 2005’te Kraliyet Harp Okulu’na başlayan Harry, burada çok zor bir eğitimden geçtiğini, bu süreçte birçok kişinin asker olmaktan vazgeçtiğini ancak zaten kendisini yıldıramadıklarını anlatıyor. En büyük motivasyonunun paparazzilerden uzak durması olduğunu ama bir süre sonra oraya da ulaştıklarını söylüyor. Harp Okulu’nda bile gazetelere haber olmayı başaran Harry sonunda acemi birliğini tamamlıyor; süngü takmayı, atış yapmayı ve savaşmayı öğreniyor. Kamplarda birçok eğitim aldıktan sonra 12 Nisan 2006’da mezun oluyor ve teğmen unvanı alıyor. Törene babası ve Camilla, büyük annesi ve büyük babası ve ona selam duran Willy de katılıyor.

Bu kitapta Harry, ilk kez her şeyi tüm çıplaklığıyla anlatıyor. Yalanları, öne çıkma çabalarını, Meghan’la ilişkilerinde olup biteni, Buckingham’daki entrikaları tüm gerçekliğiyle sayfalara döküyor. Bu ifşalarla ve içeriden bilgilerle dolu satırları okurken Prenses Diana, II. Elizabeth, Kral Charles ve Camilla, Prens William ve Kate’in kameralara yansımayan yönlerini öğrenecek ve Prens Harry’nin kendini niçin ‘kafese kapatılmış bir kuş’ gibi gördüğünü anlayacaksınız.”


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Serkan Parlak
1975 yılında Bilecik'te doğdu. Ankara Üniversitesi D.T.C.F. Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Derlediği "Başka Semtin Öyküleri" adlı öykü kitabı Bilgi Üniversitesi Gençlik Çalışmaları Birimi, ilk romanı “Ormanın Kıyısı” Roza Yayınları , “Kasabadan Kente Doğru, Cemil Kavukçu Öykücülüğü” adlı derleme deneme-inceleme kitabı ise Günce Yayınları tarafından yayımlandı. Editör ve düzeltmen olarak yaklaşık kırk kitabı yayına hazırladı. Gazete kitap tanıtım eklerinde -Radikal Kitap, Akşam Kitap- dergilerde -Notos, Varlık, Roman Kahramanları- 2015 sonrasında ağırlıklı olarak dijital mecralarda -Oggito, edebiyathaber, kitaphaber, literaedebiyat, k24kitap, edebiyatburada- kitap tanıtım, eleştiri, inceleme, deneme ve çağdaş sanat yazıları yazdı. Halen İstanbul’da yaşıyor, MEB’de Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak çalışıyor. Defne’nin babası.