“Kötü olaylar gerçekten meydana gelir; ancak onlara verdiğimiz tepkiler, karakterimizi ve hayat kalitemizi belirler. Sürekli bir hüzün içinde oturup kayıpların ağırlığına boyun eğebilirim ya da acıdan yükselip hayatın en değerli hediyesi olan kendisinin kıymetini bilmeyi seçebilirim.”       

W.Anderson

Hayatınızın zor mu, kolay mı olduğunu düşündüğünüzde ne cevap verirdiniz? Çok zor, zor, bazen zor, bazen kolay mı?

Kaynağı bul, anlamı fark et!

Her insan zaman zaman hayatın karmaşıklıkları içinde sıkışmış hissedebilir, tıpkı baş ağrısı gibi. Başımız ağrıdığında bir ağrı kesici alabilir, ona bir masaj yapabilir veya geçmesini bekleyebiliriz. Ancak duygusal zorluklarla başa çıkmak, keder, endişe, korku, çaresizlik, öfke veya depresyon gibi olumsuz duygularla başa çıkmak daha karmaşıktır. Bu durumda dış dünyaya mı sığınırsınız, yoksa sorunun kaynağına odaklanıp çözümü mü ararsınız? Baş ağrısı zaman içinde kaybolabilir. Önemli olan kargaşayı yaratan kaynağı bulmaktır.

Stresimiz ve mutsuzluğumuz, yaşadığımız olaylar ve durumlar değil, bu olaylara yüklediğimiz anlamlar ve düşüncelerimizdir. Jim Rohn’un dediği gibi, “Rüzgâr herkesin üzerinde aynı şekilde eser. Felaketin, fırsatın ve değişimin rüzgarları…Rüzgârın estiği değil, yelkenlerin nasıl ayarlandığı hayatımızdaki yönümüzü belirleyecektir.” Örneğin, iş hayatında başarısızlık yaşamış, hedeflere ulaşamamış ve işten ayrılmak zorunda kalmış iki kişiyi düşünün. Veya evlilikte başarısız olmuş, para kaybetmiş ve iflas etmiş iki kişiyi. Benzer deneyimlere sahip olabilirler ancak oluşturdukları anlam ve yazdıkları hikâye farklı olabilir. Deneyimlerinin yaratacağı duyguları belirleyen ise düşünceleridir.

Deneyimleri fırsata çeviren bakış açımız

İnsanlar her deneyimi bir büyüme fırsatına çevirebilir, aynı ateşin yakma gücüyle birlikte yemeği pişirme gücünün olduğu gibi. Yaşam, bakış açımıza bağlı olarak değişen bir deneyimdir. Herhangi bir konuda yaşadığımız başarısızlık, kayıp veya beklentilerin karşılanmaması gibi olumsuz bir durumu, büyüme fırsatı olarak yeniden çerçeveleyerek pozitif duygularımızı ortaya çıkarabiliriz.

Örneğin başarısızlık duygusu sadece “Ben başarısızım” düşüncesine inandığımızda ortaya çıkar. İnanmazsak, deneyimlenmez. Başarısızlık düşüncesini benlik değerimizden ayırdığımızda, bu düşünce gücünü kaybeder. “Ben başarısızım” yerine “Bu durumda başarılı olamadım” diyen bir bakış açısı, koşulsuz olarak var olan bir bireyin bakış açısıdır. Dış dünyada ne yaparsa yapsın, kim ne derse desin, kişinin benlik değeri dış faktörlere bağlı değildir. Çünkü kişi özünde hep değerlidir ve başarılıdır.

“Var olan hiçbir şey yok edilemez, sadece farkındalığı kaybedebilir.”

Bu nedenle, kayıpları hedefleriniz için bir basamak taşı olarak düşünün. Her engelleme, rafine edilme ve ilerleme sağlar. Başarısızlıkla kendi benlik saygınızı bağdaştırmaktan kaçının çünkü bu ilerlemenizi engelleyebilir.

Hayatımızı biz yönetiriz

Yaşamın yarattığı durumlar üzerinde sınırlı bir kontrolümüz olabilir, ancak tepkimizi yönetme yeteneğimiz tamamen bizim elimizdedir. Hayatınızı geri kazanmak, iç huzuru geliştirmek ve hayatın koşullarının kurbanı olma düşüncesini terk etmekle başlar. Bu, hayatın çeşitli koşullarıyla iş birliği yapmayı ve en zor durumların bile kişisel büyümeye katkıda bulunabilecek potansiyelleri fark etmeyi gerektirir.

Kendinize şu soruları sormak farkındalığınızı artırabilir:

• Kendi işim olan iç dünyamın dışındaki durumlarla nasıl başa çıkabilirim ve hayatımı yönlendirebilirim?
• Hayatın zorlukları karşısında mağduriyet veya güçsüzlük hislerini nasıl bırakabilirim?
• Hayatımın zor durumlarında kişisel büyüme ve dönüşüm potansiyellerime izin veriyor muyum?

Bu soruları kendinize sorduktan sonra, hayatınızı geri kazanmak için aşağıdaki adımları takip edebilirsiniz:

Kendinizi Tanıyın: İçsel bir yolculuğa çıkarak tutkularınızı, değerlerinizi ve hedeflerinizi anlamaya çalışın. Siz kim ve ne istiyorsunuz? Düşünceleriniz mi var yoksa siz düşünceler misiniz? Farkındalık, hayatınızı yönlendirmek için sağlam bir temel oluşturacaktır.

Olumsuz Düşünceleri Dönüştürün: Negatif düşünceler, kendine güvensizlik ve başarısızlık duygularına neden olabilir. Bu düşünceleri üzerlerinde Çalışma (The Work) yaparak dönüştürebilir ve hakikate yakın, sevecen düşüncelerle değiştirerek kendinize olan inancınızı güçlendirip daha olumlu bir bakış açısı geliştirebilirsiniz.

Deneyimleri Yeniden Çerçeveleyin: Her deneyimi büyüme fırsatı olarak düşünün. Başarısızlık, kayıp veya hayal kırıklığı yaşadığınızda, bu deneyimleri birer öğrenme süreci olarak değerlendirin.

Tepkilerinizi Farkına Varın: Hayatın sizi zorlayabileceği durumlarla başa çıkarken tepkilerinizi kontrol etmeye çalışın. Olumsuz duyguları kabullenin, ancak onlara teslim olmayın.

Sevgi ve Hoşgörü ile Yaklaşın: Kendinize karşı sevgi ve hoşgörü ile yaklaşın. Hatalarınızı ve zayıflıklarınızı kabul edin, ancak bu durumların sizi tanımlamasına izin vermeyin.

Bu adımları takip ederek hayatınızı daha olumlu bir yönde şekillendirebilir, zorlukları büyüme fırsatlarına dönüştürebilirsiniz.

Sevgiyle,
                                                                                                                                 Feza Karakaş

©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.