112. Papa Francis’in hayatı 22 Nisan gecesi yani Paskalya’dan iki gün sonra son buldu. Paskalyada, Hz. İsa’nın öldükten sonraki 3. gündeki dirilişini kutlanır, rengarenk yumurtalar doğumu sembolize eder. Belki de bir kez da doğumun ve ölümün ne kadar yakın olduğu hatırlatıldı bizlere. Eğer Papa Francis hayatta olsaydı 5 Mayıs’ta İznik’te olmayı planlıyordu. Hatta çok önceden duyurulmuş olan bu etkinlik öncesinde pek çok din insanı (rahipler ve rahibeler) ve hatta Fener Rum Patriği I. Bartholomeos bile İznik’i ziyaret etti. Peki İznik neden önemliydi? Bu sorunun cevabı 1700 yıl öncesinde saklı.
İznik Konsili: İnanç Birliğinin Başlangıcı
Haşmetli Roma İmparatorluğu 3. yüzyılda sıkıntılar içindedir. Tetrarşi ile yönetilen Roma’da iktidar rekabetinin yanı sıra ekonomik kriz de yaşanmaktadır Tetrarşi sebebiyle Roma 4 hükümdar tarafından yönetilmektedir, iki Augustus ve iki Sezar kendilerine bağlı olan toprakları bir yandan korumaya çalışırken bir yandan da nasıl tek hâkim olabileceklerini düşünmektedirler. (Augustus Roma İmparatorluğu’nun kurucusudur ve kendisinden sonra ismi majesteleri anlamında kullanılır, Sezar ise Julius Sezar’ın ölümünden sonra imparatorlara verilen bir unvan haline gelir) İşte böyle bir dönemde Konstantin diğer hükümdarları yener ve 324’te Roma İmparatorluğu’nun tek imparatoru olarak tahta geçer. Büyük reformlara imza atar. Bunlardan bir tanesi Hristiyanlıkla ilgilidir. Hristiyanlar Roma İmparatorluğu’nda türlü işkencelere maruz kalmış, inançlarını gizli sürdürmüşlerdir. I. Konstantin, Hristiyanlığın hoş görülmesini emreden Milano Fermanı’nı 313 yılında hazırlatır. 325 yılında ise imparatorluğun farklı coğrafyalarına yayılmış Hristiyan din adamlarını İznik’te toplar. Pek çok tarihçi I. Konstantin’in bu hamlesinin imparatorluğu yeni bir inançla birleştirmek ve daha kolay yönetebilmek amacıyla gerçekleştiğini söyler.
Papa Francis ve Vizyona Dönüşen Bir Ziyaret
Ancak bizim için önemli olan bu yazının konusu Papa’nın İznik ziyareti planıyla olan bağlantısı. O dönem ve öncesinde Hristiyanlar gizli cemaatler şeklinde gizli buluşmalarla ibadetlerini yerine getiriyordu. Bu sebeple de dini kavramlar bölgeden bölgeye farklılık gösterebiliyordu. Konsil adı verilen toplantıların amacı da bu farklılıkların yerine ortak kararların alınmasıydı. İlk önce konsilin Ankara’da toplanması düşünüldü ancak sonra ulaşımın daha kolay olması sebebiyle İznik’te karar kılındı. 300 civarı din adamı buluşur ve ilk ele aldıkları konu, Mesih’in tanrı özlü mü insan özlü mü olduğudur. Tartışmaların sonrasında Hz. İsa’nın tanrı özlü olduğu kabul edilir. Ayrıca iman formu da burada netleşir. I. Konsil İznik’te bir bazilika yapılmıştır ancak bu bazilikanın nerede olduğu uzun yıllar bilinmiyordu. Çünkü 1065 yılında gerçekleşen 8,5 şiddetindeki depremle sular altında kalır. 2014 yılında İznik gölünün üzerinde helikopterle seyahat eden iki gazeteci bazilikanın kalıntılarını fark eder ve 2015 yılında kazılar başlar. Kazı başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin, Vatikan’a ziyaret gerçekleştirir ve kendisine verilen özel izinle bir salona davet edilir. Bu salonda 7 konsilin freskoları vardır. 1. konsilin freskosunda bir ayrıntı, kazıların yapıldığı bazilika ile konsilin gerçekleştiği yerin aynı olduğunu gösterir. Çünkü tasvir edilen yapı su kenarındadır ve yanında bir köprü yer alır.
Hristiyanları bir araya getirmek amacıyla düzenlenen konsil ve İznik inananlar için büyük önem taşımaktadır. Dahası organize edilen ilk 7 konsilin tamamı da Türkiye sınırları içinde yer almaktadır. Bu da inanç turizmi açısından sahip olduğumuz önemi bir kez daha gösteriyor. Maalesef 112. Papa İznik’i ziyaret edemedi. Ancak ölümünden sonra hatırlanan Aziz Malaki kehaneti ortalığı karıştırdı. 12. yyda yaşayan Malaki İrlanda’da başpiskopostur. 1143 yılından sonra gelecek 112 papa ile kehanetleri vardır. Bu kehanetlerin papaların karakterleri ve yaşamlarıyla uyuştuğu söylenir. 112. Papa için yazdığı kehanet şu şekilde:
“Kutsal Roma Kilisesinin son zulmü esnasında, başta koyunlarını sayısız sıkıntıların ortasında otlatacak olan Romalı Peter bulunacak ve bunlar sona erdikten sonra yedi tepeli şehir yok edilecek ve korkunç yargıç insanlarını yargılayacak. Son.”
Burada koyunlar inananları sembolize ediyor. Yeditepeli şehrin ise İstanbul olduğu özellikle sosyal medyada paylaşıldı. Üstüne bir de deprem yaşanınca endişe arttı. Öte yandan her yedi tepeli şehir İstanbul değil. Örneğin Roma İmparatorluğu’nun ilk başkenti Roma da 7 şehirli. Hatta 1. Konstantin, başkenti o zamanki ismiyle Byzantion’a taşıdığında bu şehrin de 7 tepeli olması rol oynuyor. Byzantion isminin yerini de Nova Roma (Yeni Roma) alıyor. Dahası Babillerin başkenti Büyük Babil/Babylon şehrinin de 7 tepesi var. Dahası kabul edilen İncillerde de Babil’in yıkılacağı ile ilgili pek çok vahiy yer alıyor. Babil de çok uzun süre önce yıkıldığından belki de kehanete inanmayıp kehanetsiz de kalmamak gerekiyor… İznik bir dönem Bizans’a başkent olmuş çok güzel bir şehir, tarihi yapılarının yanı sıra muhteşem çinileriyle de dikkat çekiyor. Sultanahmet Camii’ne Blue Mosque (Mavi Camii) ismini veren çiniler de İznik’te yapılmış. Sadece 1. Konsil için değil Anadolu’daki ilk Türk başkenti olması, Osmanlı’daki ilk aşevinin ve medresenin burada yapılması gibi sebeplerle de ziyareti hak ediyor.
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
