Uyanmaya hazır mısınız? Yoksa aşkın hipnozunda bir yaşam mı tercih edersiniz?

Aşk; kutsallaştırılan, zirvenin ötesine çıkaran kimi zaman da yerle bir eden hâl. Sadece insandan insana mı? Beşerî bir durum mu? Yoksa her varlığı kapsayan coşkun bir hâl mi? Yer yüzünde ne kadar insan varsa o kadar da farklı cevabı barındırabilen bir kavram aşk.

Peki ya aşk sadece hormonlarla açıklanan bir durumsa, aşkın nörobiyolojik bir durum olduğuna dair bulgular varsa ki var! Nörotransmitterlerimiz nedeniyle âşık olduğumuzu varsayarsak beynimizdeki birtakım aksiyonlar söz konusu, değil mi? Ama ne ilginç ki aşk hep kalp ile görsellenmiş ve ilişkilendirilmiş.

AŞKIN HÂLLERİ SONSUZ VE SINIRSIZDIR

Âşık olunduğunda; ‘’Kalbim pır pır çarpıyor”, aşk bittiğinde “Kalbimde yangın var, kalbim acıdan paramparça oluyor’’ sözlerine ve benzerlerine aşinayızdır. Şarkılara, filmlere, kitaplara ilham olur aşk… Aşkın hâlleri sonsuz ve sınırsızdır.

Aşk ile bu kadar yoğun ve güçlü hisleri hissettiğimiz durum, hipnoz olabilir mi?

O hâlde hipnoz nedir? Hipnoz; sorgulamadan kabul ettiğimiz her şeydir. Bakışla, sözle, duygularla oluşturulan özel bir bilinç hâli diyebiliriz. Başka bir tanımla trans hâli. Trans hâlindeyken kişi çevresinden gelen tüm etkilere kendini kapatabilir, aldığı telkinleri gönüllü olarak uygulayabilir.

Türk Dil Kurumu, hipnoz için ‘’Sözle, bakışla telkinle sağlanan bir tür uyku durumu’’ açıklamasını yapıyor. Kısacası aşk hipnozundaysak aslında “uykudayız’’ diyebiliriz. Bazen uyanmak birdenbire oluyor. Hipnoz altındayken yaratılan ve algılanan durum kişinin, bambaşka bir gerçekliği olabiliyor. Belki de bu sebeple, aşk hipnozundayken radikal kararlar almamak en sağlıklısı. Yaşamı derinden etkileyen evlilik kararının âşıkken (aşk hipnozundayken) değil de aşkın sevgiye evrilmiş hâlindeyken alınması belki de en sağlıklısı… Ne dersiniz?

Neticede yüksek hormonal bir duruma, bir bünyenin dayanması ömür boyu olamayabilir. Ancak sevgide yoldaş olmak, yaşam boyu devam edebilir. Ta ki aşk kapıyı tekrar çalıncaya kadar…

ÂŞIK OLMAK DEĞİL AŞK OLMAK

Yıllarca aşkı arayan bir kadın olarak Aşk Ol kitabımda da yazdığım üzere; âşık olmanın değil, aşk olmanın manalarına doğru bir yol olduğunu kavradım. Başta kendimin ve bazılarımızın da âşık ola ola bu yola girdiğini keşfettim. Hipnozdayken hayat süper, yaşam var. Aşkı tüm hücrelerimizde, iliklerimize kadar hissediyoruz. Âşıkken (hipnozdayken) çok mutlu oluyoruz. Aşk hipnozundan uyanınca da yüzüstü çakılabiliyoruz. Hissedilen yoğun duygularla birlikte sanki gönül alanımız genişliyor. Acıdan geçen bir bilgelikle yaşam yolunda ilerliyoruz. O yüzden derviş adaylarına, dergâha girerken “Âşık oldun mu?’’ diye sorarlarmış. “Hayır’’ cevabı verene “Git âşık ol da gel’’ derlermiş.

Yaşamda her an hipnoza girebiliriz. Aşkın hipnozu da çok güçlü, kavuşamayan aşıklar, yarım kalan aşklar, tüketilmeyen tüm duygular nesilden nesile aktarılabiliyor. Geçmişten gelen bir aşk hipnozunun etkisi bugünkü ilişkilerimizi dahi etkileyebiliyor.

Dilerim aşk hipnozundaysanız fark edersiniz ve coşkun bir sevgiyi daha bilinçli bir farkındalık ile yaşayabilirsiniz. Ayrıca, anne, babanıza, büyüklerinize sorun lütfen… Unutamadıkları bir aşk hikâyeleri var mı? Sizi, eski aşklarının yerine koymuş olabilirler mi? Eski aşkların etkisi, enerjisi bugünkü yaşamınıza, partner ilişkilerinize bir şekilde akıyor olabilir. Bu hipnotik etkilerden özgürleşmenizi, yaşamda aşk duygusunu tüm manalarıyla hipnozlardan uyanmış bir şekilde yaşamanızı diliyorum.

Aşkla…

©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.