DÜNYAYA YENİDEN GELSENİZ NASIL BİRİ OLMAK İSTERDİNİZ?
Farkındalık

Dünyaya yeniden gelseniz nasıl biri olmak isterdiniz?

Soruyu okuduğunuz ilk an ne hissettiniz? Çoğunuz bir an durdu, düşündü, aklında onlarca şey geldi. Ama sonuç: Kendiniz için bunu hayal etmeye bile korktunuz belki. Kuantum danışmanı, yazar Ebru Demirhan’a sorduk: Yaşamımızı nasıl yeniden tasarlarız?

Yaşam Tasarım Merkezi’nin kurucu, Bedenin Şifa Kapıları, Yaşamın Gizli Sözleşmesi, Çocuğumla Beraber İyileşiyorum, Hayatı Yeniden Başlat ve Yeniden Doğup Gelsem kitaplarının yazarı, kuantum danışmanı, yumuşacık bir anne, iyi bir arkadaş ve çok güçlü bir kadın Ebru Demirhan. Son kitabı “Yeniden Doğup Gelsem”i okuduktan hemen sonra aklımdaki soruları ona sordum. Kitap, anlatım dilinin farklılığının yanı sıra kendi kendimizi sorgulatma şekliyle oldukça etkileyici. Hadi ondan dinleyelim…

Ebru Demirhan

Öncelikle Ebru Demirhan ile daha önce hiç tanışmamış olanlar için cevaplar mısınız? Ebru Demirhan kimdir? Yolunu nasıl çizmiş, yol nerelerde virajda savrulmuş, nerelerde hız kazanmıştır?

Ebru Demirhan, insanların düşündüğü gibi gümüş kaşıkla doğmamış, çetin yollardan geçmiş, yalnızlığın içinde birliği, yokluğun içinde varlığı görerek kendi yolunu bulmuş bir kadın. Memur bir aileden geldiğim için, “Sadece maaşlı iş, iştir” inancını kırmak ve kendi işimi kurmak bile bir mücadele süreciydi. Ailesinin benimsemediği ve eşi tarafından da yalnız bırakılan bir kadın olarak nice konularla mücadele ettim. Bugün anlattığım hemen her şeyi deneyimledim, bile isteye geçtiğim eşikleri tanıyarak çözümlerini dillendiriyorum. Oğlumun sağlığına kavuşma sürecinde arayarak bulduğum bilinçaltı çalışmaları ile aldığımız sonuç bir virajdan çok, sıçrama noktası oldu benim için. Analitik bir hayattan, analitik spiritüalizme geçiş yaptım.

Hayatımda dönüm noktası dediğiniz bir şey var mı? Siz ne zaman yeniden doğdunuz?

Çocukken insanları algılama şeklimin aura görmek olduğunu, sezgilerimin çok yüksek olduğunu, astral seyahat yaptığımı anladığım zaman ve affetmeyi kavrayıp gerçekleştirdiğim zaman yeniden doğduğumu düşünüyorum. Yaşadığım her şeyin bir anlamı olduğunu kavramak ve okuyabilmek hayata, dünyaya, insanlara, varoluşa farklı bakmamı sağladı. Gördüm ki, hiçbir şey zor olmak zorunda değilmiş. Her şeyin kolaylık bilinci ile görülmeyen temasını hissetmek unutulmaz bir tattı.

“Kişisel gelişim, farkındalık, spiritüel yöntemler” artık herkes tarafından fazlaca kullanılan kavramlar haline geldi. Bu sizi nasıl etkiliyor?

Böyle olmasına çok memnun oluyorum. Biliyorum ki her ihtiyaca cevap verecek bir frekans var. İlahi sistem uygun olmayanı ayıklayıp kendi kazanç noktasına yönlendirecektir. Benim asıl konum, nice eğitimler alıp mükemmel olmayı bekleyip bilgisini insanla, hayatla buluşturmayanlar. Onlara “Lütfen bilginizi işlevsel bir şekilde kullanın, size ihtiyacı olanın size ulaşmasına izin verin” demek isterim.

“Bazı kadersel noktalar dışında yaşamımızı dilediğimiz zaman yeniden tasarlayabiliriz. Niyet, motivasyon, doğru rehberlik ve istikrar ile hayatta her şey mümkün.”

Peki, yıllar önce bu yolda ilerlemeye başlamış ve bunu da kulaktan dolma bilgilerle değil uzun yıllar çalışarak yapmış biri olarak okurlarımıza “şunlara dikkat edin” diyebileceğiniz şeyler neler?

Bir rehberlik alacaksanız o kişinin ve bilginin hem kalbiniz hem de aklınız tarafından onaylanmış olması önemli. Fayda almak için rehberinizi dinleyin. Telaşa ihtiyacınız yok. Her şey kendi zamanında çözülür ve ilerler. Rehberinizin öğrenilmiş değil de deneyimlenmiş bilgisinin olmasını da seçebilirsiniz. Yani hayat hikayesinde bu bilgilerin işe yaradığı bir alan olsun. Ondan hikayesini isteyin.

Yaşam Tasarım Merkezi nedir? Neler yapılıyor burada?

Yaşam Tasarım Merkezi, yaklaşık 20 yıldır danışanlarına bilinçaltı alanda çalışmalar sunarak onların hayatlarında ihtiyaç duyulan noktaların dönüşmesi konusunda destek oluyor. Aile Dizilimleri ve 70’ten fazla teknikle, görülmeyen alandan bilgi alıp zihinle, kalple işlenmesini ve düzenlenmesini sağlıyoruz. Alanında, Türkiye’de ilk mobil aplikasyonu olan merkeziz aynı zamanda. 

Siz bir kuantum danışmanısınız. Biliyorum ki daha önce bu tarz bir çalışma yapmayanlar nelerle karşılaşacağını çok merak ediyor. Bir danışan size geldi. Süreç nasıl başlıyor?

Danışanların ana konularını başlıklar halinde alarak asıl bilgiyi bilinçaltından almak üzere teknik uygulamaya başlıyoruz. Kişilerin hayat hikayelerini dinlemiyoruz. Hikâyeden çok kişinin bilinçaltında sorun olan konuya yüklenmiş anlamlar ve kodlarla ilerlemenin çok iyi sonuçlar getirdiğini gördüm. Aklımızla bulamadıklarımın peşindeyiz diyebiliriz. Seans sırasında ortaya çıkan negatif kodları ve bilgileri danışanla birlikte dönüştürüyoruz. Yeni kodlardan bir ses kaydı yapıp düzenli dinlemesi için danışanımıza iletiyoruz. Her konu ile ilgili çalışma yapabiliriz. Danışan bir konuda daha hızlı yol alırken başka bir konuda daha yavaş ilerleyebilir. Bu süreçleri birlikte yönetiyoruz.

Yeniden Doğup Gelsem

Bedenin Şifa Kapıları, Yaşamın Gizli Sözleşmesi, Çocuğumla Beraber İyileşiyorum, Hayatı Yeniden Başlat ve Yeniden Doğup Gelsem… Kitaplarınızın her biri şifa ve farkındalık alanında rehber niteliği taşıyor. Sizce onları kim okumalı? Ya da şöyle sorayım, hangisi, kimin kalbini daha çok etkileyecek?

Bedenini tanımak, şifayı yaşamının parçası yapmak ya da spesifik bir konuda iyileşmek niyetinde olanlar Bedenin Şifa Kapıları kitabımı, kendi çocukluk davranış bozukluklarını ve/veya çocuklarının davranış bozukluklarının sebeplerini anlamak ve çözmek niyetinde olanlar Çocuğumla Beraber İyileşiyorum kitabımı, hayat amacı, dünyaya gelme seçimleri, kontratlar, ata seçimleri, aile seçimleri gibi konularda pusula arayanlar Yaşamın Gizli Sözleşmesi kitabımı, gerek kendisinde gerekse çocuğunda yaşanmış anne rahmi travmalarını ve doğum sorunlarını çözmek için Hayatı Yeniden Başlat kitabımı okuyabilirler.

Biraz da “Yeniden Doğup Gelsem” hakkında konuşmak istiyorum. Bence diğerlerinden dil ve anlatım olarak farklıydı. Hem çok gerçek hem de çok kurgusal… Bu fikir nasıl doğdu?

Oğlum Ata Çınar Sanat ve Kültür Yönetimi bölümünde okuyor. Bir akşam bir sergi ödevi için yazdığı projeden bahsetti. O projeyi baz alıp geliştirdim ve sergi barındıran, çözümü gelecekten indiren bir bakış açısı doğdu. Editörlerim Yaprak Çetinkaya ve Serda Kranda Kapucuoğlu ile sergi, geçmiş-şimdi-gelecek akışlarını ve frekans bilgisini yeni nesil bir şekilde kullanarak farklı bir eser çıkarttık.

Spoiller vermeden kitabı biraz anlatmanızı istesek…

“Yeniden dünyaya gelsen nasıl olmak isterdin?” sorusuna verilen cevapların detaylarından bir gelecek versiyonu ürettik. Bu versiyon henüz yaşanmamış gelecekteki çözümleri şimdiye indirmemize aracılık ediyor.

Kitabın temel sorusu, “yeniden doğup gelsem nasıl biri olmak isterdim ve böyle biri olduğumda neler hissederdim?” Kitapta yer alan karakterlere yapılan bir anket var, anket sorularının birkaçını sizin de cevaplamanızı isteyeceğim…
Dünyaya yeniden gelseniz nasıl biri olmak isterdiniz? Yeni hayatınızda hangi yeteneklerinizin olmasını isterdiniz? Yeni hayatınızda nelere değer vermek isterdiniz?

Kitapta sergiyi tasarlayan kişinin ilk prototipi benim cevaplarımla oluşur. Tüm cevaplar 19’un annesinde.

“Kişi kendisine yüzde 20 oranında hakkaniyetli davranıyorsa hayat, insanlar ve evrensel sistem de o kişiye ancak yüzde 20 oranında hak verir” cümlesini dönüp dönüp tekrar okumuştum. Bunu “fark etmek” güzeldi. Ama çözüm aşaması çok kolay değil. Neler önerirsiniz bunun için?

Kendi merkezine odaklan. Dışarıda bir şey aramayı bırak. Sevgi arıyorsan önce kendini sev ki sevgi seni görüp algılayabilsin. Hak arıyorsan önce kendine hakkaniyetli ol, hak sendeki parlak ışıkla buluşsun. Sanıldığının aksine bu akış içeriden dışarıya yansır ve hareketi kişinin içsel duygusu başlatır.

“Görmezden geldiğimiz sorun çözülmediği için tekrarlamak ve kendisini göstermek zorundadır.”

Danışanlarınızın size en çok sorduğu soru ne oluyor?

“Neden? Ben bunları hak edecek ne yaptım? Neden ben?” gibi aslında anlamaya çalıştıkları fakat cevabını bulamadıkça da içinde kayboldukları sorular sıklıkla geliyor.

Son zamanlarda hepimiz daha kaygılı ve endişeliyiz? Kimisi de sorunları görmezden gelme yöntemini kullanıyor? Hangisi daha doğru? Ya da doğrusu var mı?

Çözümler kişisel olduğu kadar çözme şeklimizin aynı anda herkese hizmet etmesi gerekliliği prensibiyle kitleseldir. Görmezden geldiğimiz sorun çözülmediği için tekrarlamak ve kendisini göstermek zorundadır. Bu yükümlülük birilerini hayatınıza çeker ve o sorunun görülmesini sağlayacak süreçlere sebep olur. Diğer yandan sorunun çok didiklenmesi, sürekli üzerinde düşünülmesi de konuya farklı anlamlar yükler. Sorun yine büyür. Kişiye, konuya, duruma göre değişmekle birlikte çok anlam yüklemeden mümkün olduğunca çözerek ilerlemek daha anlamlı sonuçlar getirecektir.

“Kabul etmek ve niyeti ortaya koymak reddetmekten daha kalıcı çözüm üretir. Üstelik sadece senin için değil, insanlığın geleceği için.” Bu cümle de kitaptan… Kabul ettik diyelim -ki bence en zor olanı bu- sonra o kabul ettiğimiz onlarca “aksayan” ile nasıl başa çıkacağız?

Öncelikle kabul etmek ile benimsemek arasındaki farkı fark edelim. “Dünyada çocukları öldürenler var” diyerek kabul etmek, “Dünyada çocuk katili çoğalsın, oh ne güzel oluyor” demek değil. “Olamaz, bu böyle olmamalı, nasıl olur” dediğimiz ve reddettiğimiz her şey frekans yasalarına göre kendisini göstermek zorundadır. Ortaya çıkmak için tekrarlanması gerekmektedir. Yani reddettikçe dinamik bir süreç oluştururuz. Onun yerine “Dünyada çocuklara zarar verenler var, varlıklarını görüyorum, kabul ediyorum. Her çocuğun korunmasına niyet ediyorum” dediğimizde dinamik yapıyı durdurmuş oluyoruz. Yasalara göre varlığını kabul ettiğin her şey sakinleşir.

Yaşamımızı tasarlamamız gerçekten mümkün mü?

Bazı kadersel noktalar dışında yaşamımızı dilediğimiz zaman yeniden tasarlayabiliriz. Niyet, motivasyon, doğru rehberlik ve istikrar ile hayatta her şey mümkün.

Kitapta her karakterin hikayesinden sonra bazı çalışma önerileri var. Mümkün dergi okurları için de kendi güçlerinin farkına varabilmeleri için bir çalışma önerisinde bulunabilir misiniz?

“Yeniden doğup gelsen nasıl yaşamak isterdin?” Bu soruya verimli bir cevap verip onu şekilledir. Fiziksel özelliklerinden kimliğine, kişiliğine, yaşamayı dilediğin yere kadar düşün ve hayal et. Mümkün olduğunca hissetmeye çalış. Sonra onu karşına oturt ve ondan tavsiyeler al. Bugün yaşamında yolunda gitmeyenleri ona anlat ve onun bilgeliğinden faydalan.

Kitaptaki hikayeler bireysel seanslarınızda yaşadığınız gerçek hikayeler mi?

Bütün kitaplarımda gerçek hikayeler paylaştım.

Peki sizce kaç kere yeniden doğma hakkımız var?

Ruhun talep ettiği kadar yeniden doğma şansı var. “Bu son hayatım olsun” deme ihtimali kadar “Tekrar doğayım ve …. Bir hayat yaşayayım” deme ihtimali haklarımıza tanınmış.

Yeni projeler var mı? Ebru Demirhan bizi en yakın zamanda nasıl şaşırtacak?

Ebru Demirhan, üretmeyi çok sevdiği için sürekli yazmaya, projeler geliştirmeye devam ediyor. Elbette yeni projelerimde buluşacağız.

Kısa kısa Ebru Demirhan…

Bizim için boşlukları doldurabilir misiniz?

Sabah ilk olarak güne yaşamaya niyet ettiğim her şey için şükrederek başlarım.

Her gün mutlaka, kendime odaklanırım ve kendimi dinlerim.

Değişmez ritüelim oğlumla, köpeklerimle, sevdiğim insanlarla kucaklaşmak.

Hayata yeniden başlasam, gezgin olmak isterdim. (Yükselen yay enerjisi😄)

Bence kabul etmek, yeniden başlamak, yeniden doğmak ve mutlu olmak mümkün.

Anneliği yine olsa yine yapardım.

Umutsuzluk ve çaresizliği asla yapmazdım.

Hayatımda sevgi, çalışmak ve kendime olan inanç, olmazsa olmaz!

En sevdiğim kitap, Parfümün Dansı, Yuvaya Yolculuk, Yerdeniz, Ursula K. Le Guin’in yazdığı her şey.

Beni en çok motive den söz: Evren ve bütün evrenler benim kalbimden görür olanları / Her şey benim merkezimden bana göre hizalanıyor.


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Avatar photo
17 yıl boyunca çeşitli dergilerde muhabir, editör, yazı işleri müdürü ve yayın yönetmenliği pozisyonlarında görev aldı. Çok sevdiği mesleğini ve içerik üretme tutkusunu yeni nesil medya ile birleştirerek 2023’te Wordy Digital adında bir sosyal medya ve içerik ajansı kurdu. Mümkün Dergi’nin sosyal medya hesabını yönetiyor. Yazmayı, araştırmayı ve tasarlamayı çok seviyor.
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.