Bu aralar içimiz sıkkın, bıkkın ve çok yorgun…Ülkemiz öyle bir eşikten geçiyor ki, iç huzurun olsa da etkilenmemek imkânsız. Adalet terazisinin şaştığı, insanların içinde öfke biriktirdikleri habis ve karanlık günler…Tek iyi şey belki de Türk Gençliği’nin yüzlerce yıl öteden Ata’sının onlara yaptığı çağrıyı duyup ayağa kalkışı oldu. Öyle bir gençlik enerjisi getirdiler ki tüm topluma, umutlandık. Uzun süredir hissetmediğimiz bir umut bu…Değişime, dönüşüme dair…Gelecek iyi günlere dair. Çünkü insanlığın kadim döngüleri var. Düalitenin formülleri ve Yaradan’ın İlahi Adaleti…İçimizde umut büyüyor.
Tüm bunlar bize neyi fısıldıyor?
Gün olur devran döner diyor. Zalimin zulmü varsa sevenin Allah’ı var diyor. Güneş balçıkla sıvanamaz diyor. Allah’ın Adaleti her şeyin üstündedir diyor kadim kaynaklar.
Kuran-ı Kerim’de ise şu seslenişler çarpıyor kulağıma, bilincime:
“Kim de mümin olarak salih ameller yapmışsa, zulme uğramaktan ve hakkının çiğnenmesinden korkmaz.”
(20/Tâhâ 112)
“Adalet terazilerini Kıyamet Günü için kurarız. Hiç kimseye zulmedilmez. Hardal tanesi ağırlığında (basit bir şey dahi) olsa onu getiririz. Hesap sorucu olarak biz yeteriz.”
(21/Enbiyâ 47)
“Bu, ellerinin (yapıp) takdim ettiğidir. Şüphesiz ki Allah, kullarına zulmedici değildir.”
(22/Hac 10)
Her karanlığın ardında müthiş bir aydınlık var diyor içsel bilgeliğim. Ataların sözleri kulaklarımızda, kadim bilgelik olacakları ön görmemizi sağlıyor ama zalim ruhlar nefslerinin dümeninde bu sesleri hiç duymuyorlar. Ve biz BİLİYORUZ. Olacakları görüyoruz çünkü tarih tekerrürden ibaret!

Uzun bir zamandır toplumca uyuyorduk da sanki derin bir uykudan uyandık artık. Bunu küçük büyük hepimiz hissediyoruz aslında. Burada yazdıklarımın politikayla veya ülkenin içinden geçmekte olduğu siyasi iklimle asla alakası yok. Ben bir bilinç devriminden, aydınlanma çağı başlangıcından bahsediyorum. Son yıllarda çokça yazdığım ama zaman zaman da umudumu kaybettiğim bir konudan…
Umutluyum çünkü hakkı, hukuku savunan koskoca bir genç jenerasyon varmış. Umutluyum, farklı düşünse de arkadaşının, dostunun düşünce özgürlüğüne saygı duyan insanlar varmış. Umutluyum, bilinçli tüketici olmanın ne demek olduğunu kavrayabilecek bir kültürel altyapı varmış. Umutluyum çünkü zalimin zulmünün sonu varmış. Direnmek ve varlığını sonuna kadar sahiplenmek bir şeyleri değiştirirmiş. Ben artık çok umutluyum ve ruhsal olarak biliyorum ki çok aydınlık bir döneme giriş yapıyoruz. Tabi ki dünya zamanıyla biraz süre alacak ve belki daha da çok karanlık hissedeceğiz zaman zaman ama içimizde yeşermeye başlayan umudu hiçbir şey ya da hiç kimse artık bizden alamayacak çünkü biliyoruz ki “Gecenin en karanlık anı şafağa en yakın anıdır.”
Bir güneş doğuyor Anadolu’dan, sesi çok önceden duyulan, ışığı ise çok yakında hepimizi aydınlatacak olan. Umutlanalım ve artık iyiyi güzeli büyütelim. Hepimiz malum sonu biliyoruz.
Tüm sevgimle!
©mümkün dergi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.