O’NUN ADALETİ SİZİN SANDIĞINIZ GİBİ İŞLEMEZ
Farkındalık

O’nun adaleti sizin sandığınız gibi işlemez

Adalet, deyince bizim aklımıza mahkemeler, teraziler, cezalar ve ödüller gelir. Oysa ilahi sistemde teraziler görünmeyebilir. Cezalar bazen sessizliktir. Ödüller de çoğu zaman görünmez ama hissedilir.

İnsan aklıyla anlamaya çalışır. Çünkü bu onun en güçlü araçlarından biridir. Ama bu evrende sadece akıl yetmez. Bazı hakikatler vardır ki sadece kalple idrak edilir. Bu yüzden Allah’ın adaletini tam manasıyla kavrayabilmek için bilmek değil, önce teslim olmak gerekir. Zira teslimiyet, anlayışın kapılarını aralar.

Ledün İlmi: Bilmenin Ötesinde Bir Derinlik

İlahi sırların bazıları sadece kalpten kalbe geçer. Bu yüzden tasavvufta Ledün ilmi, yani Allah vergisi içsel ilim çok önemlidir. Herkese nasip olmaz. Çünkü bu bilgi, akılla değil, aşk ile gelir. Ve bu ilimle donanmış biri bilir ki, hayat bir sınavdır. Bu sınavda bazı sorular cevaplanmaz; sadece yaşanır.

İnsan zaman zaman sorar: “Bunca kötülük varken Allah nerede?”
Bu soru, insani ama aynı zamanda yüzeysel bir sorudur. Çünkü Allah, bizi iyilik yapmak için değil; iyiliği seçebilme kapasitesine sahip varlıklar olarak yarattı. Bize irade verdi. Hayvanla ot arasındaki farkımız da buradadır: Seçebilmek.

Halifelik Sırrı ve Sorumluluğu

Kur’an’da geçen “Yeryüzünde halife kıldım” ayeti, bizim ne kadar büyük bir sorumlulukla yaratıldığımızın göstergesidir. Halife, temsil eden demektir. Yani biz, Allah’tan bir parça taşırız. Kalbimizde, vicdanımızda, aklımızda. Bu sebeple Allah’ın bizim ibadetimize, yalvarışımıza ihtiyacı yoktur. O, zaten her şeyin Rabbidir. Fakat bizim, O’na bağlanmaya ihtiyacımız vardır. Hem de saf, gösterişten uzak, aşkla dolu bir bağla…

Zaman geçer. Yıllar geçer. Bazen içimizde bir cümle yükselir: “Bu kadar emekten sonra neden ben?” İşte o “neden” sorusu, kalpten çıkarsa tehlikeli olabilir. Çünkü ilahi sistemde imtihanı sorgulamak, bazen imtihanı kaybetmek anlamına gelir.

Evet, Allah’ın adaleti vardır. Hem bu dünyada hem de ahirette. Kimse yaptığıyla baş başa bırakılmaz. Lakin bunu görmek için bir “kalp gözü” gerekir. Bazıları cezalandırıldığını fark eder, bazıları ise anlayamaz. Farkında olmadan cezanın içinde yaşar. Onların gözlerine perde inmiştir. İşte bu, belki de en büyük cezadır. Zira bir insanın gaflet içinde yaşaması, hakikate karşı körleşmesi, onu ilahi hakikatten uzaklaştırır. Ve bu uzaklık, cehennemin ilk adımıdır.

Ya Rab,
Bize adaletini seyredebilecek kalp gözleri ver.
Bize anlayıştan önce teslimiyeti,
Yargılamaktan önce tevekkülü öğret.
Ve bizi, seni aşkla sevenlerden eyle…


©mümkün dergi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Yuka Ajans Yay. ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmesi ve/veya habere aktif link verilmesi halinde dahi kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.